Ayşegül Domaniç Yelçe
Ayşegül Domaniç Yelçe
Ayşegül Domaniç YelçeYazarın Tüm Yazıları

Kaldırın Duvarları

Merhabalar sevgili okurlar.

Haberin Devamı

Bana sorarsanız Türkiye' nin en büyük sorunlarından biri ötekileştirme. Güçlünün güçsüzü, zenginin fakiri, eğitimlinin cahili, engeli olmayanın engelliyi, Kürt’ün Türk’ü ya da Türk’ün Kürt’ü, ibadet edenin etmeyeni dışladığı bir ülkede hiçbir zaman tam bir bütünlük olamaz. İşte bu yüzden,  yeni Türkiye yolundaki en büyük adım ötekileştirmenin ötesine geçilebildiği anda atılmış olacak.

 

Temelleri 2010 yılında atılan Yön Sanat Atölyesi Ankara’nın Altındağ, Çinçin, Şentepe gibi semtlerinde yaşayan ötekileştirilmiş gençleri yaşamın içine katmak adına yola koyulmuş. Atölye, yaşadıkları mahallelerde dışlanmış ve çoğu suça karışmış engelli gençleri topluma kazandırmaya çalışıyor. Birçok ilke imza atan atölyenin 9-13 yaş zihinsel engelli halk oyunları ekibi olduğu gibi tiyatro topluluğu da bulunuyor.

 

Haberin Devamı

Yön Sanat Atölyesi’nin 2010 -2011 sezonunda sahneye koyduğu, Sayın Harun Güzeloğlu’nun yazıp yönettiği “Sınırda” adlı oyun Sınır’ın iki farklı yakasından iki çocuğun arkadaşlığını konu alıyor: “İki çocuk arkadaş olmak isterse, kim durdurabilir onları?  Ortadaki dikenli tellere bakıp, nedenini bir türlü bulamayan bu çocukların, aynı toprağı sulayan nehrin öte yanına neden geçemediklerini anlayabilmek için sordukları sorulara alabildikleri tek yanıtsa; Yasak! Çocuklar yasaktan anlar mı? Yasaklara masumca uymayarak öğrenmez miyiz hayatı? Kaç çocuk ellenmesi yasak olan sıcak sobaya dokunmamıştır? Kaç çocuk komşusunun elma ağacına tırmanmamıştır? Yasağı çocukça çiğneyen ve ENGELSİZCE dost olan çocukların hikâyesi…”

 

Yön Sanat Atölyesi’nin 2011-2012 / 2012-2013 sezonlarında sahneye koyduğu, Sayın Yusuf Aksongür’ün yazıp yönettiği, trafik ve aşk konularını tema alan “Azrail Blöf Yapmaz” adlı oyun iyi ve kötüyü çarpıştırarak trafik kurallarının önemini vurguluyor. Tamamı engelli bireylerden oluşan 12 kişilik kadro ile ortaya çıkartılan bu oyun, engelli bireylere fırsat verildiğinde neler yapabileceklerini de gözler önüne seriyor.

 

Haberin Devamı

2013-2014 sezonunda sahneye konulan, Sayın Memet Baydur’un yazdığı, danışmanlığını Devlet Tiyatrosu Sanatçısı Turgay Tanülkü’nün yaptığı, yönetmenliğini Erdem Öksüz’ün üstlendiği “Kamyon” adlı oyun ise yola çıkanların öyküsünü anlatıyor. Yani; yerinden yurdundan edilmiş, köylerinden kasabalarından çeşitli yöntemlerle sürülmüş, büyük kente doğru itilmiş, oralarda çok kötü şartlar altında çalışmaya zorlanmış ve sonra hizmet ettikleri insanlar tarafından sürekli horlanmış insanların hikâyesi bu... Kentli olduğunu iddia eden zengin köylülerce küçümsenip horlanan hamalların, kapıcıların, şoförlerin, garsonların hikâyesi...

 

2014-2015 sezonunda sahneye konulan, Sayın Muzaffer İZGÜ’nün yazdığı, danışmanlığını Devlet Tiyatrosu Sanatçısı Turgay Tanülkü’nün yaptığı, yönetmenliğini Erdem Öksüz’ün üstlendiği “Sınır” adlı oyun da Sınır’ın iki farklı tarafında nöbet tutan iki askerin öykülerini anlatıyor. Bu dünyada yaşayan somut gerçek öykülerle bezenmiş iki farklı ülkenin iki farklı askeri… Ancak öyküleri hiç de farklı değil birbirinden… Aşkları, özlemleri, geride bıraktıkları, ekonomik ve sosyal yapıları, yoksullukları ve yoksunlukları, acıları, umutları ve umutsuzlukları, korkuları ve öfkeleri, ölme ve öldürme duyguları hep aynı noktada kesişiyor. Yani sınırın etrafında… Ve gerçek yaşamla etraflarında örülen dikenli teller hep aynı… Kısacası, sınırlar onların öykülerini ikiye bölemiyor.

 

Haberin Devamı

Yön Sanat Atölyesi’nce 2015-2016 sezonunda sahneye konulan oyun ise Sayın Muzaffer İzgü tarafından yazılıp Erdem Öksüz tarafından yönetilen, danışmanlığını Devlet Tiyatrosu Sanatçısı Turgay Tanülkü’nün yaptığı “Duvar”. Oyunda, kendi ülkesinde adaletsiz bir şekilde hapis yatan ve çıktıktan sonra başka bir ülkeye sığınan bir kişinin o ülkede cezaevi duvarı işçisi olarak çalışmaya başlaması ele alınıyor. Ördükleri duvarın bir cezaevi duvarı olacağını öğrenen işçilerden biri, çalışmak istemiyor. İşçiler tartışıyorlar ve sonunda duvarı örmemeye karar veriyorlar, ördükleri kadarını da yıkıyorlar. Oyun, Zülfü Livaneli’nin Kaldırın Duvarları şarkısı ile sona eriyor.

 

 

Haberin Devamı

Kaldırın Duvarları

 

 

Üç zihinsel engelli ve bir fiziksel engelli oyuncunun rol aldığı bu oyunu benim adıma kızım seyretti. Gördüklerinden o kadar etkilenmiş ki, anlata anlata bitiremedi. İşçileri denetleyen ustabaşı rolündeki Osman üniversitede okuyan fiziksel engelli bir oyuncu; onun sağ kolu rolündeki zihinsel engelli Utku ise altı senedir atölyeyle çalışıyor ve son iki senedir hiç nöbet geçirmemiş. Grubun en genci olan, cezaevi yapımında çalışmayı reddeden işçi rolündeki Mustafa hem çok yetenekli hem de çok yakışıklı. Ama kızımı en çok etkileyen Nazım olmuş. Nazım da zihinsel engelli; dahası Nazım’ın suç dosyası Mustafa’nın aksine oldukça kabarık. Nazım’a, tabiri caizse, “torbacılık” yaptırmışlar. Zihinsel engellilerin cezai ehliyetlerinin olmayışı suç örgütlerinin bu gibi gençleri kullanmalarını kolaylaştırıyor. Nazım, Ceza ve Tevkifevleri Genel Müdürlüğü’nün de desteğiyle Yön Sanat Atölyesi’nde yeni bir hayata adım atmış. Kızım, oyunu seyretmeye gelen izleyicileri oyundan sonra siyah elbiseleri içinde tek tek uğurlayan Nazım’dan çok etkilenmiş.

 

Haberin Devamı

1. Bozcaada Tiyatro Festivali ve Yenimahalle Belediyesi Mahalle Festivalleri’nin organizasyonlarını üstlenerek farkındalıklarını bir üste çıkartan Yön Sanat Atölyesi, aynı zamanda Türkiye Engelsiz Sanat Birliği’nin de kurucusu. Atölyenin kurucusu Erdem Öksüz, aynı zamanda, Dünya Serebral Palsi Derneği Yönetim Kurulu Başkan Yardımcısı ve Engelsiz Motorsporları Kulübü Genel Sekreteri.

 

Yön Sanat Atölyesi, geçen yıl, yine Türkiye’de bir ilk olan “Engel’SİZ Sanat Ödülleri”nin dağıtımına başlamış bulunuyor. 10 Ocak 2016’da ikincisi gerçekleştirilen bu etkinlikte bir ödül de şahsıma verildi: “Engel’SİZ Sanat Yılın En İyi Gazetecisi” Ödülü.

 

 

Kaldırın Duvarları

 

Ankara’nın en uç kesimlerinde kalmış semtlerde sosyal anlamda da engellenmiş engelli bireylere ulaşıp onlara farklı bir dünyanın kapılarını açan ve böylelikle ötekileştirilmenin önüne geçmeye çalışan bir Sivil Toplum Kuruluşu tarafından böyle bir ödüle layık görülmüş olmak benim için büyük bir şeref.

 

Engellerimizi hissettirmeyecek engelsiz bir yaşam dileği ile…

    

Yazarın Tüm Yazıları