Paylaş
İstanbul Üniversitesi’ne bağlı olarak 4 Ekim 1989 tarihinde kurulan Kadın Sorunları Araştırma ve Uygulama Merkezi (KSAUM) Türkiye’de bir ilk olma özelliği taşıyor. Merkez; dünyada ve ülkemizde kadınlar ile kız çocuklarının karşılaştıkları her türlü sorunun en aza indirilmesi ve yaşam kalitelerinin sürdürülebilir bir şekilde iyileştirilmesi için sosyal, ekonomik ve siyasal alanlarda etkin işleyen kurumsal mekanizmaları tesis etmek ve toplumsal kültürün geliştirilmesi için stratejiler ve politikalar geliştirip uygulamak amacı ile çalışıyor.
İÜ Engelliler Uygulama ve Araştırma (ENUYGAR) Merkezi ise çok disiplinli bir alan olan engellilik üzerine teorik ve uygulamalı çalışmalar yapan bir kuruluş. Temeli Aralık 2003’te İstanbul Üniversitesi Özürlüler Araştırma ve Uygulama Merkezi’nin kuruluşu ile atılmış bulunan Merkez’in amacı, disiplinler arası bir yaklaşımla engelliliğin hak temelli olarak ele alınması yönünde bilimsel ve toplumsal çalışmalar yapmak. İstanbul Üniversitesi, Engelliler Uygulama ve Araştırma Merkezi koordinatörlüğünde yürütülen çalışmalarla “Engelsiz Üniversite” olma yolunda önemli ilerlemeler kaydediyor. Üniversitede engelli öğrencilerin öğrenim süreçlerini kolaylaştırmak, ihtiyaçlarını karşılamak, sorunlarına çözüm önerileri sunmak, akademik, fiziksel, sosyal ve psikolojik yaşamlarını engelsiz öğrenciler düzeyinde sürdürmelerini sağlamak amacıyla pek çok çalışma yürütüyor. Bu çalışmalara engelli öğrencilerin yanı sıra engelli personel de dâhil ediliyor.
Yukarıda sizlere kısaca tanıtmaya çalıştığım bu iki saygın merkez, 8 Mart Kadınlar Günü nedeniyle işbirliği yaptılar ve birlikte “Kadın ve Demokrasi” konulu bir etkinlik düzenlediler. İstanbul Üniversitesi Rektörlük Binası’nda 3 Mart 2017 tarihinde gerçekleşen etkinlik, güçlü kadın imajını destekleyen “Kadının Işığında Uygarlık” temalı serginin açılışı ile başladı. Açılışta konuşan İÜ Engelliler Uygulama ve Araştırma Merkezi Müdürü Prof. Dr. Resa Aydın, etkinliğin kadınlara karşı her türlü ayrımcılığın kaldırılması ve kadına yönelik şiddete son verilmesi konularında taşıdığı önemi vurgulayarak kadının engelli olması ya da engelli bir çocuğun annesi olması durumlarında sorunların daha da büyüdüğünü söyledi. İÜ Kadın Sorunları Araştırma ve Uygulama Merkezi Müdürü Doç. Dr. Elif Haykır Hobikoğlu ise yaptığı konuşmada, bu yılki temanın “Kadın ve Demokrasi” olarak seçilmesinin ana nedeninin 15 Temmuz girişiminin önlenmesinde kadınlarımızın canla başla yaptıkları mücadelenin altını çizmek olduğunu ifade etti.
“Kadının Işığında Uygarlık” temalı sergiyi oluşturan eserlerin yaratıcıları İÜ Engelliler Uygulama ve Araştırma Merkezi Sanat Atölyesi Koordinatörü Cam ve Seramik Sanatçısı Özlem Özer Tuğal, İÜ Engelliler Uygulama ve Araştırma Merkezi çalışanlarından Heykel Sanatçısı Mahbube Akar ve Down Sendromlu Ressam Burcu Özan idi. Her üç sanatçının eserleri de kadının sanattaki yerini vurgular nitelikteydi.
Etkinliğe katılan konuklar sergi açılışının ardından İÜ Devlet Konservatuvarı Öğretim Üyeleri’nin gerçekleştirecekleri bir müzik dinletisine davet edildiler. Öğretim Üyelerinin Anadolu ezgilerinden derleyerek düzenledikleri bu dinleti muhteşemdi. Özellikle İÜ Devlet Konservatuvarı Etnomüzikoloji ve Folklor Ana Bilim Dalı Kurucusu ve Başkanı Yard. Doç. Dr. Mehtap Demir’in olağanüstü sesinden dinlenen şarkılar izleyicileri büyülü bir dünyaya götürdü. (Yard. Doç. Dr. Demir’in sesini https://youtu.be/_amuC8HZpZc adresli linkten izleyebilirsiniz.)
Etkinlik, müzik dinletisinin ardından verilen kısa bir aranın ardından “Kadın ve Demokrasi” konulu panel ile devam etti. Panel moderatörleri İÜ Engelliler Uygulama ve Araştırma Merkezi Müdürü Prof. Dr. Resa Aydın ile İÜ Kadın Sorunları Araştırma ve Uygulama Merkezi Müdür Yardımcısı Doç. Dr. Hülya Kesici Çalışkan idi. Panelde; Üsküdar Üniversitesi Üstün Zekâlılar Merkez Müdürü Halide İncekara “Siyasette Kadın Gücü”, Kadın ve Demokrasi Derneği (KADEM) İş ve Ekonomi Grubu Başkanı Arzu Odabaşı “Kadın ve Demokrasi”, Engelli Kadın Derneği (ENGKAD) Yönetim Kurulu Üyesi Av. Gizem Tanay Aksaç “Engelli Kadın Vardır”, Finansal Okur Yazarlık ve Erişim Derneği (FODER) Kurucusu Özlem Denizmen “Dönüşüm İçin Kadın Gücü”, Down Sendromu Derneği Başkan Yardımcısı Fulya Ekmen “Engelli Çocuk Annesi Olmak” başlıkları altında konuştular.
Deneyimli siyasetçi Halide İncekara konuşmasında; insan hakları söylemlerinin sözüm ona tavan yaptığı içinde bulunduğumuz şu günlerde kadın temsiliyetinin ne kadar düşük olduğuna dikkat çekti ve bir siyasetçi olarak daima Türk kadınlarına rol model olmak amacı ile hareket ettiğini söyledi.
Kadın ve Demokrasi Derneği İş ve Ekonomi Grubu Başkanı Arzu Odabaşı yaptığı konuşmada; çalışan kadınların sorunlarına değindikten sonra KADEM’in çalışmaları hakkında bilgi verdi.
Engelli Kadın Derneği Yönetim Kurulu Üyesi Av. Gizem Tanay Aksaç konuşmasında; Dernek olarak 2011 yılından beri Türkiye’nin bütün bölgelerinden engelli kadınlar ve engelli çocuğu olan kadınlarla bir araya geldiklerini dile getirdi. Aksaç sözlerine şöyle devam etti: “Türkiye’de kadın olmanın zorluğunu hepimiz biliyoruz, engelli olmanın zorluğunu da tahmin edebiliyoruz. Ancak Türkiye’de engelli bir kadın olarak yaşamanın ne olduğunu ne engelli erkekler ne de engelsiz kadınlar tam olarak biliyor. Türkiye’de engelli bir kadın olarak doğmak aslında ihlâllerle dolu bir dünyaya adım atmış olmaktır. Engelli ayrımcılığını ortadan kaldırmaya yönelik çalışmaların yararı ancak toplumsal cinsiyet eşitliği sağlandığı zaman görülebilir. Toplumsal cinsiyet eşitliği yok sayıldığı sürece, bu çalışmalardan yalnızca engelli erkekler faydalanabilecektir.”
Gizem Tanay Aksaç’ın ardından söz alan Finansal Okur Yazarlık ve Erişim Derneği Kurucusu Özlem Denizmen bir kadının çalışıp çalışmayacağının 14 yaşlarında şekillendiğini, bu nedenle çevresindeki rol modellerin çok önemli olduğunu söyledi. Dernek olarak en büyük amaçlarının Milli Eğitim Bakanlığı müfredatına girmek olduğunu ifade eden Denizmen, bu amaca iki hafta önce ulaştıklarını, finansal okuryazarlık konusunun hem kız hem de erkek öğrenciler için müfredata girmiş olduğunu öğrendiklerini söyledi.
Son olarak konuşan Down Sendromu Derneği Başkan Yardımcısı Fulya Ekmen ise Türkiye’de ailelerin engelli çocukla tanışma süreçlerinin bir travma ile başladığını, doktorlarımızın ne yazık ki bu gibi durumları aileye nasıl bildirecekleri konusunda bilgi sahibi olmadıklarını dile getirdi. 2007 yılında dünyaya gelen kızı Kayra’nın down sendromlu olduğu bilgisinin eşine bir doktor tarafından, hastanede bir köşeye çekilerek “bebeğin durumundan haberiniz var mı?” sorusu ile anlatılmaya çalışıldığını; “haberim yok, ne var?” cevabı üzerine durumu açıklayarak eşini şoka soktuklarını ifade etti. Ekmen, Down Sendromu Derneği’nin; bu gibi sorunlara çözüm getirmenin yanı sıra, down sendromlu bireylerin bağımsız, üretken ve toplumla bütünleşen bir yaşam kurabilmelerini sağlamak ve toplumun engellilik algısını geliştirmek amacı ile çalıştığını söyledi.
Kadın ve Demokrasi Etkinliği panelistlere plaket ve teşekkür belgesi sunumu ile son buldu.
İÜ Engelliler Uygulama ve Araştırma Merkezi ile İÜ Kadın Sorunları Araştırma ve Uygulama Merkezi arasındaki işbirliğinin “Kadın ve Demokrasi” Etkinliği ile son bulmayacağını umuyorum. Şunu ifade etmek isterim ki, Türkiye’nin bu iki saygın Merkez’in yapacağı “engelli kadın” konulu çalışmalara gerçekten ihtiyacı var…
Engellerimizi hissettirmeyecek engelsiz bir yaşam dileği ile…
Paylaş