Ayşegül Domaniç Yelçe
Ayşegül Domaniç Yelçe
Ayşegül Domaniç YelçeYazarın Tüm Yazıları

Engelimizin ardındaki bireyi görebilir misiniz?

Merhabalar sevgili okurlar. Geçen hafta bir arkadaşım oğluyla çıktığı İtalya gezisinden döndü.

Haberin Devamı

Bana, katıldıkları konserlerin izleyicileri arasında köpekleri ile birlikte gelen görme özürlülerin de bulunduğunu anlattı. Bunun üzerine ben de bugün sizlerle, e-postama gelen mesajlar aracılığı ile, görme engelli arkadaşlarımın sorunlarını paylaşmak istiyorum.

 

Bakın Avukat SevgiBulut neler söylüyor:

 

“Ben de görme engelliyim. Bilgisayarımdaki sesli ekran okuma programı sayesinde bilgisayarı ve interneti çok rahat kullanabilmekteyim. En büyük zevklerim arasında gazete okumak var. Bundan on yıl önce böyle imkanlarımız yoktu. Şimdi artık görmeyenler de çok rahat bilgisayar kulanabilmekteler. Bizim bu teknolojik imkanları işyerlerinde de kullanabilmemiz gerekiyor. Görmeyenler için bilgisayar kullanımı yanında daha bir çok teknolojik araçlar geliştirildi. Örneğin: okuma makinesi diye bir cihaz var. Bu cihaz evrakları anında sese çeviriyor, ama çok pahalı. Ayrıca kabartma yazıcılar var. Bunlar da, bilgisayardan çıktı almak istiyorsak bize bu çıktıları kabartma olarak veriyor. Bir başka cihaz ise, kabartma monitörler. Bu cihazla normal bilgisayar ekranından geçen yazıları görmeyen kullanıcıya elle kabartma olarak takip imkanı sunuluyor.

Haberin Devamı

 

Ben hukuk mezunuyum. Önceden bu teknolojik imkanlar olmadığından serbest hukuk bürosu açamadım. Belki bir devlet kurumuna memur olarak geçersem oradan bir avukatlık kadrosuna da geçebilirim diye 2001 yılında bir kamu kurumuna memur olarak girdim. Daha sonra birkaç kez hazine avukatlığının sözlü sınavlarına katıldım ancak, malesef, görmeyenlere bu sınavlarda çok az kontenjan ayırıyorlar. Kazanamadım. Ben, üniversiteyi okurken ailem çok fedakarlıklar etti. Babam neredeyse gözlerini kaybetme sahfasına geldi. koca kitapları bana okumak için. Ailem benim için köyünü terkederek İzmir'e geldi. Babam öğretmen. 1998 yılında dereceyle fakültemi bitirdim. Memurluk yapıyorum. Avukatlık yapamadığım için çok üzgünüm. Avukatlık cübbem dolabımda asılı kaldı. Bu cübbeyi en çok aileme olan vefa borcumu ödemek için giymek istiyorum. Geçen yıl görevimde yükselme sınavına katıldım ve kazandım. Aldığım maaşım iyi ama, ben şimdiki maaşımdan daha az almak ve mesleğimi yapmak istiyorum. Bu durum beni çok üzüyor.

 

Haberin Devamı

Ayrıca, şimdi işyerimde bilgisayarı kullanarak bazı işleri yapabiliyorum ancak, benim daha verimli çalışmam için başka cihazlara ihtiyaç var. İşimiz hepevrakla olduğuiçin evrakların okunması için evrak okuma makinesine ihtiyacım var ama, bu cihazlar yaklaşık 8000 TL tutarında. Kurum yetkililerim çok duyarlı ancak, bu cihazların alınması için bakanlıktan ödenek istiyorlar fakat, bakanlık göndermiyor ödenek yok diye. Oysa ben çalışmak, üretmek ve maaşımı hak etmek istiyorum. Şimdi neredeyse boş oturuyorum. Niye devlet ödenek göndermiyor bizim için? Biz görme engellilere teknolojik imkanlar sunulsa biz de diğerleri gibi verimli oluruz. Şimdi devlet bize maaş ödüyor ve ödediği paranın karşılığını alamıyor.

Haberin Devamı

Oysa ki devlet bize imkan sunsa, bizler de hem bir işe yaradığımızı hissetsek, hem de maaşımızın karşılığını vermiş olsak ülkemiz için. Şimdi bir çok görme engelli ne mezunu olursa olsun santral memurluğu yapıyor. Niçin bu böyle? Sadece kamudaki boş özürlü kontenjanlarının doldurulması çözüm değil bence. İlla para kazanmak için çalışılmaz ki...

Para kazanmanın yanında sosyal doyum da çok önemli. Birilerine faydalı olabilmenin hazzını tatmak çok önemli. Eğer bizlere teknolojik imkanlar sunulsa ve birde kendi mesleklerimizde çalışma olanağı verilse, o zaman hem kendimize hem de çevremizdekilere karşı kendimizi çok mutlu hissedeceğiz.”

 

Sevgi Hanım’ın söyledikleri beni hem çok mutlu etti, hem de çok üzdü. Mutlu etti çünkü her şeye rağmen ülkesine yararlı olmak, aldığı parayı hak etmek istiyor. Üzüldüm çünkü biz ülkesini böylesine seven kişilere hak ettikleri değeri vermiyoruz. Onun duyguları içimi acıttı.

Haberin Devamı

Bir gün bizim ülkemizde de engellilerin, engelli olarak değil de birey olarak görülebilmelerini umuyorum.

 

Engellerimizi hissettirmeyecek, engelsiz bir yaşam dileği ile...

Yazarın Tüm Yazıları