Paylaş
“Adana’da Engelsiz Yaşam Merkezi” Projesi; ‘Dezavantajlı Kişilerin Sosyal Entegrasyonları ile İstihdam Edilebilirliklerinin Geliştirilmesi Hibe Programı’ kapsamında, Adana Büyükşehir Belediyesi tarafından yürütülmüş bulunuyor.
Söz konusu Proje ile Adana ilinde yaşayan engelli ve dezavantajlı bireylerin işgücü piyasasına girişi önündeki engellerin kaldırılması, istihdam edilebilirliklerinin artırılması için gerekli kişisel ve mesleki becerilerin oluşturulması hedefleniyor. Projenin hedef grubunda 200 engelli ve dezavantajlı birey bulunuyor. Bu bireylerin mesleki yeterliliklere sahip olabilmeleri ve sosyal entegrasyonlarının artırılması amacıyla, proje kapsamında; yedi ayrı mesleki eğitim (Aşçılık, Servis Hizmetleri, Kat Hizmetleri, İşaret Dili, Masaj, Temel Bilgisayar ve Yüzme Eğitimleri) verilmiş durumda.
Eğitimlerini başarıyla tamamlayan kursiyerlere, proje bitiminde hem proje ile ilgili bir sertifika hem de Halk Eğitim Merkezi’ nce onaylanmış bir ikinci sertifika verilerek işe girmeleri önündeki eğitimsizlik sorunu giderilmiş oldu. Proje kapsamında; ayrıca bir seminer, bir çalıştay, üç söyleşi ve bir festival yapılarak engelli ve dezavantajlı bireylerin sorunları ele alındı ve çözüm yolları bulunmaya çalışıldı. Katılımcılar kendileri için var olan hizmetler ve iş fırsatları hakkında bilgilendirilerek, farkındalığın artması sağlandı.
Farkındalık faaliyetleri kapsamında; Adana ilindeki engelli bireylerin ekonomik ve sosyal durumu, kamu ve özel sektörün engelli çalıştırma konusundaki isteği, ildeki kurum ve işletmelerde çalışan engelli sayısı gibi bilgilerin yer aldığı bir araştırma raporu hazırlandı. Raporun saha kısmı, Adana ilinde, kişiler ve kurumlar ile yüz yüze mülâkat şeklinde gerçekleştirildi. Araştırmanın örnekleminde; çalışan, çalışmayan ve iş arayan 50 engelli birey, engelli işçi çalıştıran özel ve kamu kurumlarından 25 işveren/yönetici ve engelli işçi çalıştırmayan ve çalıştırma zorunluluğu olmayan 25 işveren/yönetici bulunuyor.
Adana Büyükşehir Belediyesi tarafından yürütülmüş olan “Adana’da Engelsiz Yaşam Merkezi” Projesi kapsamında yapılan görüşmelerin amacı; Adana ilindeki engelli bireylerin sosyal ve ekonomik durumları konusunda bir arka plan sahibi olmak, kamuda ve özel sektörde engelli istihdamı ile ilgili algı ve deneyimler hakkında bilgi edinmek ve katılımcıların Adana’da engelli istihdamı önündeki zorluklar hakkında bilgi ve deneyimlerini keşfetmek idi.
Araştırma sonunda engellilerin istihdam edilmesindeki zorluklar ve işverenlerin engelli istihdam etmemeleri ile ilgili en önemli gerekçeler sırasıyla; işe ve sektöre uygun, vasıflı/mesleki eğitimli/kalifiye engellinin bulunamayışı, engelli çalışan bulunamaması, İŞKUR’un uygun engelli göndermemesi, engellilerin çalışma isteksizliği/istikrarsızlığı/ devamsızlığı ile uyum ve iletişim sorunları olarak tespit edildi.
İşverenlerin engelli işçi istihdam etmeme gerekçelerinin temelinde kişiyi verimli kullanamama endişesi yatıyor. Verimlilik kaygısı aynı zamanda istihdam edilecek engellinin, eğer zorunlu ise, engel türünü de işveren açısından önemli kılıyor. Araştırmaya engelli çalışan örneklemi açısından bakıldığında, görme engellilerin en az tercih edilen engelliler oldukları görülüyor.
Araştırmanın önemli bulgularından birisi de, yukarıda ifade edilen tespitlerin aksine, engellilerin işlerini daha büyük bir özveri ve sorumluluk bilinci içinde yapıyor oluşları. Engelli çalışanların eğitim-istihdam ilişkisine bakıldığında ise; birbirinden çok farklı olarak, en düşük ya da en yüksek eğitimli engellilerin tercih edildikleri görülüyor. Bu doğrultuda da engellilerin düşük ya da nitelikli işlerde eğitim değişkenine bağlı olarak tercih edildikleri tespit edilmiş bulunuyor. İlkokul ve lisans mezunları en çok tercih edilen grupta yer alıyorlar. İşverenlerin engelli çalıştırmama konusundaki en önemli gerekçelerinden birisi de ‘nitelikli ve mesleki eğitimli çalışan bulamamak’ olarak çıkıyor karşımıza.
Engellilere yönelik işveren tutumu ile ilgili olarak elde edilen bulgulardan bir diğeri ise, işverenlerin engellileri “acıma duygusu” ile karşılamaları. Böyle bir durum olumluymuş gibi görünüyorsa da, tersine; hem engellinin istihdamını engelliyor hem de istihdam edilmiş bulunan engelli elemana sürekli olarak engeli hissettirilmiş oluyor. Ayrıca araştırma sonuçları, acıma duygusunun işverenlerin nesnel düşünmesini de engellediğini gösteriyor. Ne kadar kalifiye olurlarsa olsunlar, engellilere öngörülen pozisyonlar; ofis, kasa ve diğer ağır olmayan işler. İşverenlerin bu tutumu, aynı zamanda engellilerin istihdamının önündeki en büyük engellerden olan önyargıyı da (engellilerin ağır işler yapamayacağı, iletişimlerinin yetersiz olduğu, uzun süreler çalışamayacakları gibi) besler nitelikte.
Söz konusu araştırmanın sonuç bölümünde; işverenlerin, engelli istihdam etmeme gerekçeleri ve istihdamın önündeki yapısal ve toplumsal zorlukları birlikte göz önünde bulundurmaları öneriliyor. Bu bağlamda, “İşverenlerin verimlilik kaygılarına karşılık, engellilerin istihdam edildiği iş yerlerine yönelik bir verimlilik araştırması yapılarak genel anlamda bu kaygıların boyutu ve bir anlamda da mesnetsizliği ortaya konulmalı; ‘uygun işe uygun engelli’ hedefi doğrultusunda, işini iyi yapan engellilerin iş başarıları ön plana çıkarılmalı; bu anlamda Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı, Sosyal Güvenlik Kurumu ve Kalkınma Bakanlığı ortaklaşa projeler üretmeli ve yürütmelidirler.” deniliyor.
Araştırmanın ortaya çıkardığı en önemli sonuçlardan biri de, “Engelli bireylerin bu toplumun birer öznesi olduğunu toplumun diğer gruplarına anlatacak eğitimlerin verilmesi gereği”. Bu konuda topluma, ilköğretimden başlayan bilinçlendirme eğitimleri verilmesi şart.
Araştırma sonuçlarının ortaya koyduğu ve benim de her zaman savunduğun gibi, engellilerin acınarak bakılan kişiler olmaktan çıkarılıp toplumun diğer fertleriyle eşit bireyler olarak görülmelerini sağlayacak bir bilinç oluşturulması gerekiyor.
Engellerimizi hissettirmeyecek engelsiz bir yaşam dileği ile…
Paylaş