Parmak arası terlik jandarmaları

Şurada global bir hakikati ilan etmek istiyorum. Bizim parmak arası terliklerin çıkardığı şıpıdık sesi bazılarının sinirini bozuyor.

Son bir aydır dünya basınında çıkan parmak arası eleştirilerini sıkı sıkıya takip ediyorum ve bu sonuç çıkıyor. Washington Post, "Parmak arası terlik rahatsa, pijama ve bornoz da rahat. Bari ofise pijama ve bornozla gelin" diye yazıyor. Bazıları da şıpıdık asabiyetini meşru kılmak için "Parmak arası terlik giyerseniz kariyeriniz zarar görür" bahanesine sığınıyor. Kimi gazetelerin danıştığı trend uzmanları ise "Zirveye dayandık, artık daha fazla yayılamaz. Seneye geçer" diye tesellide bulunuyor. Bu tartışmalar arasında şöyle bir ekonomik gerçeklik de ortaya çıkıyor: Parmak arası terliklerin bir numaralı imalatçısı Brezilyalı Havaianas’ın geçen yılki global satışı 158 milyon çift. Paraiba’daki fabrikada saniyede 5 çift, yani günde 450 bin çift parmak arası terlik üretiliyor.

Geçen 2 Temmuz’da Reuters şöyle bir haber verdi: Amerikan stil guruları, parmak arası terliklerin kadınların kariyerine zarar vereceği konusunda uyarıyor. Ve aynı zamanda ayaklarına da. Çünkü hekimlere göre bunlar topuk ve baldırlara destek sağlamadığı için ağrılara, ayrıca mantara ve bakteriyel enfeksiyonlara yol açabiliyor. Ayağı çarpmalara karşı korumuyor ve insanın dengesini de bozuyor.

Reuters’in New York Bürosu bu haberi, Old Navy ve Gap’in yaptığı online anketin sonucuna dayanarak hazırlamıştı. Anketten çıkan sonuca göre kadınların yüzde 31’i parmak arası terlikleri yazlık gardırobunun vazgeçilmez bir parçası olarak görüyordu.

Ajansın stil gurusu diye tanımladığı, ayağa ne giyilir ne giyilmez türünden kitap yazmış bütün bilirkişiler de "Sakın iş yerine terlikle gitmeyin. Terlik plajda giyilir, ofiste değil. Sonra size iyi gözle bakmazlar" diye parmak sallıyordu.

Reuters’in bu haberi Çin’den Nijerya’ya, Yeni Zelanda’dan Dubai’ye birçok ülkede, adı sanı duyulmuş duyulmamış, onlarca gazetede yayınlandı. Sonra baktım Washington Post’ta da aynı sert uyarıları içeren, benzer bir yazı çıktı. Derken The Independent ve The Guardian da aynı "probleme" parmak basan geniş yazılar yayınladılar.

RAHAT KIYAFET VERİMİ ARTIRIR

Tanrım o ne panikti öyle. Hepsi de genç kadınların kariyeri mahvolacak diye endişeleniyordu. Uyarıları haklı çıktığı takdirde, gizli bir zevk duyacakları hissine kapılmadım değil.

Reuters’e konuşan, ayakkabınız sizi nasıl ele veriyor gibi bir başlık taşıyan kitabın yazarı Meghan Cleary, "Ayakkabı kadının ruh halini yansıtır. Parmak arası terlikler ise gevşediğiniz ve tatilde olduğunuz izlenimi verir. Bu ofis ortamında iyi bir mesaj değildir" diyordu.

Bence gayet iyi bir mesaj. İnsanın gevşeyip rahat rahat çalışmasında ne sakınca var. Hem İngiltere’de yapılan bir araştırmaya göre, iş yerinde rahat giysilerle dolaşmak verimi artırıyormuş. Her beş firmadan dördü, aşırı sıcakları da dikkate alarak hafif giyim politikası izliyormuş. Ayaklara hiç ilişmeyen parmak arası terlikler de rahat olduğuna göre, demek ki onlar da verimi artıran nesneler kategorisine giriyor.

Ancak herkes meseleye bu gözle bakmıyor işte. Washington Post’ta "Bu terliklerin trak trak sesi beni deli ediyor" diye yazan Mary Ellen Slayter, "Parmak arası terlik rahatsa, pijama ve bornoz da rahat. Bari ofise pijama ve bornozla gelin" diyor. Modadan anlamayan bir haminne olmadığını kanıtlamak için henüz 28 yaşında olduğunu ve iş çıkışı gayet deli dolu giyindiğini belirttikten sonra sınıf mümessili edasıyla şu satırları döşeniyor:

"Ne giydiğimiz seni ilgilendirmez demeyin. Bu konuda itirazı olan daha önemli insanlar var: Amirleriniz. Onların hepsi de yetişkin; iş ortamında ya da mülakat sırasında ne giydiğinize dikkat ederler. Eğer iyi bir işte çalışmak istiyorsanız, doğru dürüst ayakkabılar giyin. Parmak arası terlikler sizin henüz olgunlaşmadığınızı, profesyonel olmadığınızı gösterir. Ayrıca parmak arası terliğe kaç para harcadığınız da önemli değildir. İster tasarım olsun, isterse Wal-Mart’tan almış olun, fark etmez."

ŞÖHRETLER GİYDİ ŞÖHRET OLDU

Ayakkabı ve aksesuvarda trend tahminlerinde bulunan New York merkezli Committee of Colour and Trends adlı kuruluşun başkanı Ellen Campuzano’ya göre parmak arası terliklerin ömrü tükenmek üzere. Bu tür trendlerin beş senede geçtiğini, parmak arası terliklerin de artık daha fazla yayılamayacağını ve gelecek yaz başka bir trendle karşılaşacağımızı söylüyor.

Parmak arası terliklerin tahta olanları Japonya ve Hindistan’da yüzyıllardır giyiliyor, lastik versiyonları ise ilk kez İkinci Dünya Savaşı’ndan sonra Yeni Zelanda’da seri olarak üretiliyor. Skellerup adlı firma, bizim 60’lı yıllardan itibaren "tokyo" dediğimiz bu terlikleri "Japon sandaleti" adı altında pazarlıyor.

MODANIN MCDONALD’S’I

Bugün moda olan terliklerin yükselişi ise 2000 yılında başlıyor ve sektörün global liderliğini de Brezilya firması Sao Paulo Alpargatas SA elinde tutuyor. Brezilyalı köylülerin bile giymeden önce iki kez düşündüğü, bu ülkede taş çatlasa dört dolara satılan parmak arası terlikler, beş yıl içinde bir global başarıya dönüşüyor. Portekiz dilinde "Hawaili" anlamına gelen "Havaianas" terliklerin şöhrete kavuşmasında Jennifer Aniston, David Beckham, Kate Winslet, Beyonce Knowles ve Gisele Bundchen gibi şöhretlerin ayaklarında görünmesi de rol oynuyor. Yavaş yavaş plajlardan caddelere doğru taşınıyor, yeryüzüne inanılmaz bir şekilde yayılıyorlar. Brezilya’da ilk kez 1960’larda piyasaya çıkan terliklerin çifti, ucuz iş gücüyle 50 cente mal edilip, Londra ve New York’taki butiklerde fiyatı 30-40 dolara kadar çıkabiliyor. Şirketin global satışları geçen yıl 158 milyon çifti buluyor ve bir zamanlar pek moda olan Birkenstock takunyaların yerini alıyor.

Ancak parmak arası terliklerin baş döndürücü başarısı herkesi etkilemiyor. İngiliz moda eleştirmeni James Sherwood, "Hangi şöhret giyerse giysin, bunlar çirkin, kullan-at cinsi nesneler. McDonald’s’ın moda alanındaki versiyonu" diyor. Züppe Brezilyalılar da "köylü terliği" diye bunları küçümsüyor ve daha beş yıl öncesine kadar kendini bilen bir kentlinin parmak arası terlikle işe gitmediğini söylüyorlar.

Terliklerin ucuz emekle üretilip pahalıya satılması da bir başka sorun. Uluslararası Tekstil ve Deri İşçileri Sendikaları Federasyonu Başkanı Neil Kearney’e göre, Brezilya ayakkabı endüstrisi iş sağlığı ve güvenliği alanında yetersiz olduğu gibi perakendecileri ve ikmal zincirini de denetlemiyor. Brezilyalı işçilerin, ayda 150 dolar asgari ücretle haftada 44 saat çalışarak ürettiği terlikler piyasada azami fiyatla satılıyor. Ne kariyer bahanesi, ne sağlık tehlikesi, bence parmak arası terlikte tek sorunu, bu uçurum oluşturuyor işte.
Yazarın Tüm Yazıları