Onlar daha doğmadı ama ölecekleri gün belli

Şimdi, tam şu anda karnında yavrusunu taşıyan bir fok, Kanada’nın doğu sahilleri açıklarında ağır aksak karaya doğru ilerliyor.

O ve daha yüzlerce anne fok, gelecek ilkbaharda bebeklerini dünyaya getirmek üzere hazırlık yapıyor. Beri yanda, baharı bebe fok kıyımıyla karşılamaya hazırlanan avcılar da gemilerine mürettebat topluyor. Kanada Hükümeti’nin izniyle sopalarla vura vura avlayacakları, tam tamına 319 bin 517 fok yavrusunu öldürecek adam arıyorlar. Yavruların bütün suçu, bazı şuursuzların giymekten pek zevk aldığı beyaz kürke sahip olmaları. Bu yıl Kanada karşıtı hareket geçen yıllara göre daha donanımlı. Brigitte Bardot’nun 200 bin imzalı sembolik davası var. Paul McCartney’in Kanada Başbakanı’na yazdığı zehir zemberek mektup var. Ve bir de foklar.gen.tr’de 5 bini aşkın Türk’ün imzası var.

Defne yine iş başında. Kanada’da bugünlerde doğup, gelecek ilkbaharda kıyıma uğrayacak bebek fokları kurtarmak için çırpınıyor yine.

Geçen av sezonunda, Şenay Gökyılmaz ile birlikte foklar.gen.tr sitesini kuran Defne Voronin’den söz ediyorum. Bu sefer kendisi de bebek bekliyor. Gelecek mart ayında Kanada’daki kanlı ritüel başladığında, o bebeğini dünyaya getirmiş olacak. Tam da, anne fokların beyaz kürklü yavrularını sopa darbeleri altında kaybedeceği günlerde.

Kanada Hükümeti’nin bu vahşi kıyımı durdurması için imza toplanıyor foklar.gen.tr’de. Şu anda imza sayısı 5 bini aşmış durumda.

Hayvan dostlarından yükselen feryatlara rağmen Kanada yıllardır fok avından taviz vermiyor. Resmi av sezonu geçen 15 Kasım’da başladı. 2005’in av kotası 319 bin 517 olarak belirlendi. Ancak bu tarih de kota da sembolik. Çünkü esas kıyım ilkbaharda başlayacak. Anne foklar, yavrularını dünyaya getirdikten sonra bebekler beyaz beyaz kürklenince. Çünkü, özellikle Avrupa’da, o kürkleri sırtlarına geçirmek için ihtirasla bekleyen kadınlar var. On binlerce bebeğin tamamını öldürmek zamana sığmayacağı için bazıları diri diri yüzülecek.

Kota da, geçen yıl olduğu gibi ihtimal yine aşılacak. 2004’teki yüzde 4,56’lık kota aşımı tekrarlandığı takdirde bu sezon öldürülen fok sayısı 334 bin 97’yi bulacak. Ve Kanada Hükümeti yine aynı bahaneye sığınacak: ‘Hesapsız üreyen bu hayvanlar belli bir kota altında avlanmadığı takdirde, morina stokları tükenir...’

BİLİM ÖYLE DEMİYOR

Oysa bilim böyle demiyor. Birincisi, morinalar fokların beslenme yelpazesi içinde yüzde 3’lük bir yer tutuyor. İkincisi, morinaların aşırı avlanma sonucu yok olmaya yüz tuttuğu biliniyor. Dahası, foklar morinaları tüketmek bir yana, asıl morinalara dadanan balıklarla besleniyor.

Şimdi kıyıma 100 küsur gün kala bu tablonun tekrarlanmaması için bütün hayvanseverler güçlerini birleştirmiş durumda. Hedef adam hayli zayıf durumda. Kanada Başbakanı Paul Martin’in Liberal Parti hükümeti geçenlerde meclisten güvenoyu alamadı, düştü. Paul Martin, seçimleri yeniden kazanmak için mücadele verirken iki muhtıra yedi. Biri Bono’dan, diğeri Paul McCartney’den. Aslında iki rock’çının başbakana çıkışma nedeni farklı. Bono geçenlerde Ottawa’ya kadar gidip, Afrika’ya yardım sözünü tutmadığı için Martin’e çattı, ‘Beni düş kırıklığına uğrattı’ dedi. Paul McCartney de karısıyla birlikte Başbakan Martin’e bir mektup yazarak ‘O güzelim hayvanların öldürülmesine neden izin verdiğinizi anlayamıyorum. Bu haksız, çağdışı ve dehşet verici fok avını durdurmadığınız takdirde, seçimlerde aleyhinize kampanya yürütürüm, av aleyhindeki medyayı daha da kızıştırırım. Av bölgesine kadar giderim’ diye tehdit savurdu.

İki ünlünün çıkışı da Kanada kamuoyunda büyük ses getirdi. Son anketler Liberal Parti’yi Muhafazakarlarla başa baş gösteriyor ve Bono ile McCartney’in özellikle genç seçmeni etkilemesinden endişe ediliyor.

Üstelik Yeşiller Partisi Lideri Jim Harris, fok avının devlet tarafından sübvanse edilmesine şiddetle direneceğini açıkladı. Yeşil’dir, açıklar demeyin. Bu Kanada için tarihi bir olay. Çünkü bugüne kadar hiçbir siyasi parti lideri av aleyhinde konuşmadı. Neticede işin ucunda balıkçı oyları var.

Ancak son anketler halkın yüzde 78’inin sübvansiyona karşı olduğunu gösteriyor. Sahil koruma gemilerinin av yolundaki buzları kırarak yol açması devlete 100 milyon dolara maloluyor.

EFSANE GERİ DÖNDÜ

Bir ünlünün av bölgesine gitmesi çok etkili olabiliyor. Brigitte Bardot örneğinde olduğu gibi. Hayvanlar adına tarihin en büyük mücadelesinin verildiği 1970’lerin sonlarında Bardot, Newfoundland’daki av bölgesine gitmiş ve 1983’te kıyım durmuştu. 1995’e kadar. İşte o tarihte Kanada’ya karşı ortak cephe açan Bardot ve BM benzeri Birleşmiş Hayvan Milletleri örgütünün kurucusu İsviçreli çevreci Franz Weber yeni bir muharebe daha başlattı.

Topladıkları 200 bin imzayla geçen 5 Aralık’ta Cenevre’deki Uluslararası Hayvan Hakları Adalet Divanı’nda Kanada başbakanı, çevre ve balıkçılık bakanlarını sembolik olarak sanık sandalyesine oturttular. İngiltere, Belçika ve İrlanda’dan tanıklar, kanıt oluşturan film ve videolar eşliğinde ifade verdiler. Avrupa Parlamentosu ve 60’a yakın sivil toplum örgütünün temsilcileri de oturumda hazır bulundu. Toplanan imzalar mahkeme tarafından BM Genel Sekreteri Kofi Annan’a iletildi.

Ancak, Kanada’yı caydıracak en önemli silah kuşkusuz ekonomik yaptırım. İşte o silah da komşusu ABD’nin elinde. Kanada deniz ürünlerine yönelik boykot hareketi ABD’ye hızla yayılıyor. Kanada’nın deniz ürünleri ihracatının üçte ikisi ABD’ye gidiyor; yılda 2,8 milyar dolar söz konusu. Son bir-iki ayda pavurya ithalatı yüzde 36 gerileyince, Kanada’da sanayi alarm vermeye başlamış.

Bakalım bütün bu boykotlar, tehditler, imzalar, mahkemeler ne kadar etkili olacak.

Sezon resmen açıldı ama, bebekleri kurtarmak için 100 küsur gün daha var.
Yazarın Tüm Yazıları