Kadın vücudundan zarar gelmez

Reklamlara itiraz edenler aleminde Ali Coşkun yalnız değil. Fransa'da da kadın örgütleri, kadın odaklı reklamlara takmış durumdalar.

Ama onların taktığı reklamlar gerçekten takılacak cinsten. Öyle zararsız bir kadın vücudundan korktukları falan yok. Alakalı alakasız her üründe, sadizm ve maçoluğa varan dozlarda kadın bedeni kullanılıp cinsel ayrımcılık yapılmasına itiraz ediyorlar sadece. İşte bu yüzden, reklam sektörüne yönelik bir anti-maço yasası çıkarılması için baskı yapıyorlar. Hani türbana karşı yasa hazırlayan hükümet var ya, işte o hükümet şimdi reklamları denetleyecek bir yasa çıkarsın diye uğraşıyorlar. Ama işleri zor görünüyor.

Biyoloji dersinde tahtaya asılacak kadar usturuplu bir kadın vücudu. Son derece nötr ve çağrışımsız. Nasıl yaratıldıysa aynen öyle. Cinsel hamle yapmaya niyetli görünmüyor.

Ve başka bir kadın bedeni. Çıplak değil giyinik, ama rüküş. Gülümsüyor ama, bir gözü morarmış. Besbelli erkek şiddetine maruz kalmış.

Birinci tablodaki kadın, Sanayi ve Ticaret Bakanı Ali Coşkun'un yasaklatmak için uğraştığı Clarins'in selülit kremi reklamındaki kadın. Bakanın cinsel obje olduğunu iddia ettiği kadın.

Aslında doğrudan ürüne odaklanmış, pırıltısız, sıradan bir ‘‘ilan’’. Maksat inceltici krem satılsın.

İkincisi ise Paris'teki ünlü Galeries Lafayette'in modeli Laetitia Casta'nın canlandırdığı kadın portresi. Bu da bir reklam. Ancak Fransa'daki kadın gruplarını ayağa kaldıran bir reklam. Reklamda cinselliğe pek takılmayan, ancak sıra cinsel ayrımcılığa gelince sesini yükselten kadınları kızdıran bir reklam.

İşte ‘‘porno şıklığı’’ denilen bu tür reklamlar yüzünden Fransız kadın örgütleri anti-maço yasası çıkarılması için hükümete baskı yapıyor. Don ve sutyenden, parfüm ve diğer kozmetik ürünlerine, çantadan kahveye kadar ne varsa hepsini satmak için cinselliği, sadizm ve maçoluğa kadar vardıran reklamları yasaklatmak istiyorlar.

Fransa'daki kadın örgütleri temsilcilerine göre Laetitia Casta'nın Galeries Lafayette pozu şu anlama geliyor: Ben bir şiddet kurbanıyım ama, gördüğünüz gibi gülüyorum. Yani böyle gerçek bir kadınım.

İki yıl önce kadınların tepkisi üzerine bu reklam kaldırılıyor. Ancak bu örnek tek değil. Kadına yönelik şiddeti öven, kadını erkeğin ayakları dibindeki köle konumuna indirgeyen reklamları, sektörün özdenetim kurulunun insafına bırakılmayacak kadar ciddi buluyorlar. Yasa çıkmasa bile en azından, yarısı maço, yarısı da feministlerden oluşan bir reklam özdenetim kurulu oluşturulsun diye baskı yapıyorlar.

Fransa'daki eski Sosyalist kabinede Aile Bakanı olan Segolene Royal, kadın-erkek eşitliği için verilen mücadelenin, kadını aşağılayan reklam görüntüleri yüzünden büyük darbe yediğini, bütün kazanımları ortadan kaldırdığını söylüyor ve ‘‘Reklamların çoğu kadının onur ve saygınlığının sınırlarını aştı’’ diyor.

Bazı basın organları da kadınların mücadelesine destek veriyor. Örneğin haftalık L'Express Dergisi ‘‘arkaik reklamlara son’’ sloganı altında bir kampanya başlattı.

BEBEK BESLEYEN BABALAR SIKICI MI

Porno şıklığını savunanların da farklı argümanları var. Reklamlarda seks ve fantezi özgürlüğünün sansürlenemeyeceğini söyleyen bu kesime göre cinsel ayrımcılıkla cinselliği birbirine karıştırmamak gerekiyor.

Örneğin son dönem kampanyalarına hem erkek, hem de kadınları son derece kışkırtıcı konseptler içinde yerleştiren Sisley'in reklam direktörü Paola Paoletti durumu şöyle açıklıyor: ‘‘Bizim reklamlarımızdaki kadınlar cinsel obje değil. Bizim kadınımız baştan çıkarma oyununu peşin peşin kabulleniyor. Reklama bakan istediği tarafı seçebilir. İster kurban olursunuz; isterseniz güçlü cinsel kimliği tercih edersiniz.’’

Fransız reklamcılara göre porno şıklığı denen akım, bebek bezi değiştiren, ev işi yapan erkek modeline karşı bir reaksiyon olarak ortaya çıktı. Kadınların reklamlardaki bu evcimen erkek tipinden sıkıldığını, maço erkek istediklerini ileri sürüyorlar. Çünkü kadının içgüdüsel doğasında, üreyebilmek için güçlü erkeğe ihtiyaç duyduğunu söylüyorlar.

Gerçekten de bebek bezleyen ya da besleyen bir erkeği kışkırtıcı bulan kadınlar var mıdır acaba?

Ancak kamuoyu araştırma kurumu Ipsos'un yaptığı bir anket, kadına yönelik reklamların, kadınlardan çok erkeklerin ilgisini çektiğini gösteriyor ki, hedef kitle olmadıklarına göre bu ilginin ne kadar yararlı olduğu tartışılır. Bir başka ankete göre de halkın yüzde 50'si, reklamlardaki kadın portreleri yüzünden zaman zaman şok geçirdiklerini söylüyorlar.

Hatta bir reklamcı şunu itiraf ediyor: ‘‘Pornografi sınırına dayanan reklamlar o kadar çok ki, bunlar artık ürünün kanını emmeye başladı. Tüketici artık ürünü göremez hale geldi.’’

Tartışmalı reklamlar

Cinsellik içerdiği için skandal yaratan reklamların tarihçesi 1971 yılına kadar gerilere gidiyor. Ancak cinsel obje kadın değil, erkek. Yves Saint Laurent, parfümlerinin reklamını yapmak için, gözünde gözlük, çırılçıplak poz verip dünyayı şok ediyor.

Calvin Klein 1980 yılında, henüz 15 yaşındaki Brooke Shields'e daracık jean pantolon giydirip, kışkırtıcı bir edayla ‘‘Calvin'imle arama hiçbir şey giremez’’ dedirtti ve püriten ABD'de kıyamet koptu. Çocuk yaştaki bir modelin, sübyancılığı çağrıştıran bu reklamda görünmesi büyük tepki yarattı. Ama, Calvin Klein bir çırpıda 400 bin jean sattı. Klein, oğlanımsı haliyle Kate Moss'u çıkarınca da büyük tepki gördü.

Sadece reklamlar değil, seksi kelime oyunları da ürünü sattırabiliyor. French Connection firmasının ‘‘Fcuk’’ marka tişörtleri bu gruba giriyor. Harflerin yeri değişince İngilizce'deki o ayıp kelimeyi ortaya çıkaran markanın geçen yılki kárı, 44.7 milyon dolar.

Opium

Hayır bu reklam yasaklandı


GUCCI'yi geçenlerde bırakan moda dehası Tom Ford, Paris'teki Louvre Müzesi'nde dolaşırken, Yves St. Laurent için aylardır aradığı görüntüyle karşılaşıyor. 19'uncu Yüzyıl Fransız romantiklerinden Delacroix'nın kadife yastıklı divan üzerine uzanmış Beyaz Çoraplı Kadın'ını görüyor. YSL'nin satışları iyice düşen Opium parfümü için aynı Delacroix'nın tablosundaki gibi dolgun, mermersi ve solgun tenli bir model bulup, tablodaki görüntüyü yeniden ebedileştirmeye karar veriyor. Böylece İngiliz yazar Roald Dahl'ın torunu, tombul model Sophie Dahl, Opium için o meşhur pozu veriyor. Madonna'nın Sex kitabındaki provokatif fotoğrafları çeken Stephen Meisel görüntülüyor Sophie'yi. Dudakları ve bacakları kışkırtıcı bir şekilde açılmış, dore ayakkabıları, pırlanta kolye ve bileziği dışında üzerinde hiçbir şey yok. İlk kez 1977 yılında piyasaya çıkan ve 2000'e gelindiğinde en gözde parfümler arasında 26'ncı sıraya düşen Opium'un satışları aniden fırlıyor. Ancak önce Fransa'da, ardından İngiltere'de büyük tepki yaşanıyor. İngiltere'deki reklam denetim kuruluna tam 730 şikayet geliyor ve Tom Ford ‘‘Bu klasik çıplaklıktır, bir sanat eseridir’’ dese de sonunda reklam yasaklanıyor. Yani geçen haftaki Ali Coşkun tartışması arasında bazı gazetelerin ‘‘Batı'da böyle reklamlar var’’ diyerek ortaya sürdüğü Opium pozu aslında yasaklı.
Yazarın Tüm Yazıları