İnternetten gelen kurmaca haberlerin tuzağına dünyada bütün gazeteler düşüyor. Bunlar tehlikeli köpekbalıkları gibi dolaşıyor insanın etrafında.
Gazeteci oltaya takılınca oturup ballandıra ballandıra yazıyor. ‘‘Soyguncular sperm bankasında buldukları pudingleri yediler’’ tarzında zararsız ve eğlenceli haberler de çıkıyor, daha ciddileri de. Ancak internet asparagaslarının köşe yazılarına dönüştüğüne pek sık rastlanmıyor. Tabii Marquez'in acıklı veda mektubu hariç. Bir vantrilok tarafından kaleme alınan sahte mektup internette dolaşıma çıktıktan sonra birçok köşe yazarı ‘‘Marquez ölüyor’’ diye makaleler kaleme almıştı.
William Safire sahte imzalı yazının Türk köşe yazarlarınca ciddiye alınıp yayınlanmasından birkaç gün sonra internette bomba gibi bir haber çıktı ortaya.
Hollywood Reporter'ın web sitesindeki yazıya göre Steven Spielberg'in bundan sonraki filmi Filistin ayaklanmasını konu alacaktı. Spielberg şöyle diyordu: ‘‘Soykırımın acıklı hikáyesi şimdi Filistin'de tekrarlanıyor, hem de bunu Yahudilik adına yaptığını iddia edenler tarafından.’’
Schindler'in Listesi'ni çeken Spielberg, İsrail'in Batı Şeria'daki Filistin kentlerini işgal etmesi üzerine Yahudilere sırt çevirmişti. Haber bomba gibiydi ama, inandırıcılığı sıfırdı. Gerçi Spielberg sadece Nazizm düşmanıydı, ancak Filistin davasını yücelten bir film çekmesine de imkan yoktu.
Nitekim çok geçmeden haberin asparagas olduğu anlaşıldı. Hacker'ın biri web sitesine girerek bu yazıyı koymuştu. Spielberg'in ortaklarından olduğu DreamWorks Stüdyoları ve Hollywood Reporter, yazının kesinlikle gerçekdışı olduğunu ve meçhul hacker'ın arandığını duyuruyordu.
TUHAF BİR SÖYLEŞİ
Sonra geçen perşembe başka bir haber daha dolandı elimize. Daha doğrusu bir söyleşi. Fox News Televizyonu'nun ABD'deki Lübnan Büyükelçisi Farid Abboud ile yaptığı söyleşi. Adı verilmeyen ve sadece ‘‘Fox interviewer’’ diye anılan kişinin yaptığı bu söyleşi son derece tuhaf bir diyalogdan oluşuyordu. Bizim hürriyetim.com'dan Ömer'in söylediğine göre şu anda internette müthiş bir dolaşım trafiği içinde olan söyleşi şöyle:
Fox: Sayın Büyükelçi sizce Hizbullah bir terör örgütü müdür?
Abboud: Evet Şaron bir teröristtir.
Fox: Sayın Büyükelçi ben onu sormadım. Masum sivilleri öldüren Hizbullah'ın eylemlerini sordum.
Abboud: Evet, terörist Şaron binlerce sivili öldürmüştür. En büyük terörist odur.
Fox: Sayın Büyükelçi lütfen soruma yanıt verin. Sizce Hizbullah terör örgütü müdür, değil midir? Siz masum sivillerin öldürülmesine karşı mısınız?
Abboud: Masum sivillerin öldürülmesine karşıyım elbette. Şaron binlerce masum sivili öldürmüştür ve öldürmeye devam etmektedir.
Fox: Peki ama ya Hizbullah. Yani siz bize Hizbullah'ın masum sivilleri öldürmediğini mi söylemek istiyorsunuz?
Abboud: Hizbullah bir direniş örgütüdür. Onlar adalet için savaşıyor. Ölenler savaş zayiatıdır. Hizbullah masum sivilleri asla hedef almaz. Şaron ise, çocuklar dahil sadece sivilleri hedef alıyor.
Fox: Sayın Büyükelçi siz ihtihar bombacılarını onaylıyor musunuz?
Abboud: Ben savaş suçlusu Şaron'un eylemlerini onaylamıyorum.
Fox: Sayın Abboud siz İsrail'in varolma hakkını tanıyor musunuz?
Abboud: İsrail zaten var. Benim tanımama ihtiyacı yok. Asıl mesele Filistin'in tanınıp tanınmamasıdır.
HEM VAR HEM YOK
Aslında bu garip söyleşi yoktan var edilmiş değildi. Fox TV'den Alan Colmes, gerçekten de Lübnan Büyükelçisi Farid Abboud'la konuşmuştu. Sorular da hemen hemen yukarıdaki gibiydi. Abboud'un yanıtları da çok farklı içerikte değildi. Ama, söyleşinin kurgusu da yukarıdaki gibi deli saçması değildi. Büyükelçi masum sivillere yönelen her türlü terör eylemini kınadığını söylüyor, Ortadoğu'da tarih boyunca bütün tarafların masum sivilleri öldürdüğünü dile getiriyordu. Bununla birlikte, ancak söyleşiyi yapan kişi Şaron'u kınadığı takdirde Hizbullah'ı kınamayı kabul edebileceğini belirtiyordu.
Yani büyükelçinin, asparagas mantığıyla kurgulanmış söyleşiye çanak tuttuğu da gerçekti.
Sahte e-mail uğruna Hindistan'a gitti, patronun 26 milyar lirasını harcadı
İnternet her türlü meslek grubu için büyük tehlike. İngiltere'de görülen sahtekarlık davası bunun en iyi örneği. Tıbbi test cihazları üreten bir firmanın pazarlama müdürü Andrew Hall, kendisini sahte e-mail'lerle kandırıp Hindistan'a yolladıkları gerekçesiyle rakip firma aleyhinde maddi-manevi tazminat davası açtı. Hall, 14 bin sterlin (26.3 milyar TL) tutarındaki masrafların yanı sıra kendisinde ruhsal çöküntüye yol açtıkları gerekçesiyle rakip firmanın üç çalışanından davacı oldu.
Mahkeme tutanaklarına göre olay şöyle gelişiyor: Eskiden Andrew Hall ile birlikte çalışan Raymond Ball, Jeremy Aston ve Ivan Lucas şirketten ayrılıp kendi firmalarını kuruyor. Sonra da Andrew Hall'a, Dr. Hankavanka diye uyduruk bir Hintli doktordan e-mail'ler atıyorlar. Bu Dr. Hankavanka, Hall'un şirketinden yüklü miktarda idrar testi cihazı istiyor. Bunun üzerine Andrew Hall 2000 yılının temmuz ayında kalkıp Hindistan'a gidiyor. Orada Dr.Hankavanka diye biri bulunmadığını anlayınca ruhsal çöküntü geçiriyor ve hastanelik oluyor. Sonra rakip şirketteki üç kafadar yakalanıyor ve mahkeme önüne çıkarılıyor. Şimdi davanın sonucu merakla bekleniyor.