Bill Gates kesinlikte tekelci. Bush Yönetimi, Microsoft hakkındaki kartel davasını düşürdüğü için de tekelci olmaya devam edecek. Yazılım sektöründe haksız rekabet sürecek.
Madalyonun bir yüzü böyle. Diğer yüzünde ise dünyadaki on milyonlarca yoksul insanı kurtarmak için servetini ortaya koyan Bill Gates var. Servetini diyorsak, gerçekten öyle. Kendi iddiasına göre, Üçüncü Dünya'daki yoksul çocuk ve kadınların önlenebilir hastalıklardan ölümüne son vermek için servetinin tam yüzde 95'ini bu yardımlara kanalize edecek. Yani bugün itibarıyla yaklaşık 45 milyar doları. Eğer sözünü tutar da, servetinin yüzde 95'ini yoksullara teslim etmiş vaziyette ölürse, insanlığa tek başına en fazla yardım eden adam unvanını kazanacak.
Kimse yanlış anlamasın. Bill Gates'in yardımseverliği konusunun, Okullarımız Yıkılmasın kampanyasıyla hiç ilgisi yok. Tamamen tesadüf. Ama, isteyen üzerine alınmakta serbest.
Microsoft'un patronu geçenlerde Amerikan PBS televizyon kanalında uzun bir söyleşi programına katıldı ve eşiyle birlikte kurduğu Bill & Melinda Gates Vakfı aracılığıyla global sağlık sorunlarına nasıl el attığını anlattı. Gates'e göre Hindistan'da bir uçak düşüp de 100 kişi öldüğü zaman bu olay bütün dünya basınında haber olurken, aynı ülkede günde 8 bin çocuğun önlenebilir hastalıklardan ölmesi tek sütunluk bir haber bile olamıyorsa burada bir yanlışlık vardı. Ve Gates'in amacı işte bu yanlışı düzeltmekti.
Çocuk felci aşı kampanyalarından AIDS araştırmalarına kadar geniş bir yelpaze içinde milyonlarını nasıl saçtığını anlattı. Dünyanın en zengin işadamı için, birkaç yıl içinde insan sağlığına yaklaşık 5 milyar dolar harcamak pek fazla sayılmayabilir ama, kese açılmış durumda.
Gates'in açıklamaları bir çeşit rapor niteliğindeydi. Çünkü geçen eylül ayında, belli bir vade içinde servetinin yüzde 95'ini tamamen global sağlık sorunlarına ayıracağını ilan etmişti. Görünen oydu ki, sözünde duruyordu.
Aslında programın amacı hayırsever işadamı portresi çizmenin yanı sıra Gates'in siyasi eğilimini de nihayet ortaya çıkarmaktı. Gates, aile planlamasını onaylayıp, vergi indirimi ve bireysel silahlanmaya hayır dediği için daha çok bir liberal olarak tanımlanıyor. Ancak çocukları ölümden kurtarmak başlı başına bir ideoloji sayılamayacağından, siyasi rengini belli etmesi için daha çok ipucu vermesi gerekiyordu.
Derken şaşırtıcı bir şey oldu. Gates o kadın ve çocukların ölümünden piyasayı sorumlu tuttu, dünyadaki onca yoksulluğun ‘‘kapitalizmin suçu’’ olduğunu söyledi. Zengin ülkelerde piyasa güçleri, halka ileri tıp hizmetleri sunarken, yoksul ülkelerde özellikle de bulaşıcı hastalıklar alanında kapitalizm hiçbir şey yapmıyordu.
Kendisine şu soru yöneltildi: Bush Yönetimi'nin üreme sağlığı ve aile planlaması için Dünya Nüfus Fonu'na para vermemesine ne diyorsunuz? Gates elini taşın altına sokmadı. Bush Yönetimi'ni suçlamadı. Bunun yerine Amerikan halkını global sağlık sorunlarını umursamamakla suçlamayı tercih etti.
Sonra da, adını vermediği ‘‘liderlerin’’ teröre karşı açtığı savaşa yönelik ilginç ve dolaylı eleştirilerde bulundu. Sağlık sorunları dikkate alınmadığı için ABD'nin yeni terör eylemleriyle karşılaşabileceğini söyledi. Tabii Gates'in doğrudan Bush'u suçlaması beklenemezdi. Çünkü Bill Clinton Yönetimi sırasında açılan antitröst davasını uzlaşmayla sona erdiren Bush Yönetimi'ydi. Bush'a yüklenmek nankörlük olurdu.
PİYASA VE BİYOLOJİ
Bill Gates'in kafayı global sağlığa takması, yazılım kralının biyolojiyi hobi edinmesinden kaynaklanıyor. Geçen yılki Davos zirvesinde Gates'le toplantı yapan bilimadamlarının söylediğine göre biyoloji bilgisi öyle hobi düzeyinde filan değil. Bu işten adamakıllı anlıyor. Brezilya'ya tatile gittiğinde bile çifte sarmalın kaşiflerinden James Watson'ın kitaplarını okuyan birinin de gerçekten bu işten anlaması gerekiyor.
Ayrıca yatırım alanında da önemli oyunculardan biri. Biyoteknoloji şirketlerindeki yatırımlarının hacmi 400 milyon dolar kadar. Yeni bir genetik araştırmaları merkezi kurulması için geçenlerde Washington Üniversitesi'ne 70 milyon dolarlık bağışta bulundu.
Genom Projesi şu sıra çok moda. Gates de kendi deyişiyle genetik araştırmalarına ‘‘küçük’’ bir katkıda bulunmuş. Ancak Genom Projesi'nin tamamen zengin dünyanın hastalıklarına çare bulmayı amaçladığını, yoksulları hedef almadığını düşünüyor.
Gates sık sık şunu söylüyor: Dünyadaki esas sorun biyolojinin az gelişmiş ülkelerdeki hastalıklara adapte edilememesinde yatıyor. Piyasa mekanizması bu alanda devreye giremiyor. Gerek Amerikan Yönetimi, gerekse büyük ilaç şirketleri, genetik araştırmalarına yüklü miktarlarda yatırım yapıyor. Ancak Üçüncü Dünya'nın yakasını kurtaramadığı tüberküloz ve menenjit gibi hastalıklarla mücadele için kimse para harcamıyor. Bu hastalıklar tamamen yardımseverlik ruhuna terkedilmiş bulunuyor. İşte Bill Gates de bu alanda fark yaratıyor.
Biyoloji alanına başlangıçta kar amacıyla değil, zırf zevk için giren Gates, merkezi Washington'da bulunan ve iktidarsızlık ilacı geliştiren Icos Corp. adlı şirkete yatırım yapmıştı. Biyoteknoloji alanında en büyük hissesi bu şirkette ve halen de yönetim kurulunda. 1990'lar boyunca başka şirketlerden de hisseler aldı. Ancak Bill & Melinda Gates Vakfı kanalıyla global sağlık seferberliğini başlatınca bu alandaki yatırımlarını yavaşlattı.
Şimdi, öldüğü gün servetinin yüzde 95'ini bağışlamış bir insan olmak için çalıştığını söylüyor. Bakalım sözünde duracak mı!
Nereye ne yatırdı
Bill Gates, siyasi rengini belli etmemekle birlikte ABD'de sivil silahlanmanın kontrolü ve vergi indirimlerinin engellenmesi kampanyalarına maddi destek sağlayarak daha çok bir liberal gibi davranıyor. ABD çapında üniversitelere, kütüphanelere sayısız yardımlarda bulunuyor. Gates'in ilk aşamada yaptığı global sağlık yatırımları ise şöyle: Gelişmekte olan ülkelerdeki çocukların aşılanması için 750 milyon dolar; AIDS aşısı araştırmaları için 100 milyon dolar; Afrika'nın Sahra bölgesinde menenjitle mücadele için 70 milyon dolar; parazit hastalıklarıyla mücadele için 28 milyon dolar. Şu anda yürümekte olan programlar ise başka bir listeyi oluşturuyor.