Avrupa'da sağın yükselmesi futbol tezahüratına yansıdı

Bizim futbolun başı küfür ve holiganizmle, diğer Avrupa ülkelerinin ise hem holiganizm hem de ırkçılıkla dertte. Küfür de ırkçılık da insan onurunu hedef alıyor.

Ancak ırkçılığın, küfürden farklı olarak siyasal kökleri var. Eski Doğu Bloku ülkeleri de dahil, kıtada giderek yükselen ırkçı ve yabancı düşmanı örgütlenmeler futbol sahalarına yansıyor. Türkiye'deki kulüplerde oynayan siyah futbolcuların rengi kimsenin umurunda değil. Diğer sahalarda ise ayağına top gelen siyah futbolcuyu maymun sesleri çıkararak sözde aşağılamak, sahaya muz kabukları atmak yaygın bir davranış haline geldi. Sonunda UEFA, baskı gruplarının da etkisiyle, gelecek yıl İngiltere'de ırkçılıkla mücadele konferansı düzenleme kararı aldı.

BEŞİKTAŞ seyircisinden güzeli, Nouma'dan şanslısı yok. Adamı nasıl da renk ötesi seviyorlar.

İngiliz, İtalyan ya da Yugoslav kulüplerinde oynayan siyahlar ise Nouma kadar şanslı değil. İşitmedikleri hakaret, yemedikleri bozuk para ve çakmak kalmıyor. Sırf derileri kara diye.

Bu sezon oynanan Şampiyonlar Ligi ve UEFA Kupası maçlarıyla bazı milli karşılaşmalarda art arda öyle olaylar meydana geldi ki, bugüne kadar ırkçı davranış, slogan ve pankartlara fazla aldırış etmeyen UEFA da artık harekete geçmesi için yoğun baskı altına girdi.

Tabii bunda, ırkçı şiddete maruz kalan futbolcuların çoğunlukla İngiliz kulüplerinden olması da rol oynadı. İngiliz milli takımı ve kulüp takımlarında oynayan futbolcuların maymun sesli ve muzlu protestoya uğraması yüzünden kıyamet koptu.

Bardağı taşıran damla Hollanda'nın PSV Eindhoven takımıyla İngiliz Arsenal arasında oynanan maçta yaşandı. Hollandalı seyirci rakip takımın iki siyah oyuncusu, Thierry Henry ve Ashley Cole aleyhinde 90 dakika tezahürat yaptı, doğrudan bu iki futbolcunun üzerine fişek, çakmak ve bozuk para attı. UEFA, Eindhoven'ı 32 milyar TL para cezasına çarptırdı.

AVRUPA PARLAMENTOSU KIZIYOR

Ancak Avrupa Parlamentosu'ndan bu düşük cezaya şiddetli tepki geldi. Çünkü cezanın bu kadar düşük olması, ırkçılığa karşı verilen mesajın dozajını da aşağı çekiyordu. UEFA, sahalardaki ırkçı tırmanışın, toplumsal eğilimin bir yansıması olduğunu farketmemekle suçlanıyordu.

UEFA ise aynı görüşte değil. İletişim Direktörü Mike Lee, cezaların sadece kulüplere zarar verdiğini, taraftarın ise hiç etkilenmediğini belirterek ‘‘UEFA'nın cezaları artırmasıyla bu sorun çözülmez. Kulüpler, polis ve taraftarın elele vererek mücadele etmesi gerekir’’ diyor. UEFA ayrıca, futbolda ırkçılıkla mücadele eden ‘‘Football Against Racism in Europe’’ (FARE) grubuna 1.4 milyon İsviçre Frangı tutarında katkıda bulunduğunu da hatırlatıyor.

Ancak bu da yetmiyor. Avrupa Parlamentosu'nun ırkçılıkla mücadele grubundan milletvekili Claude Moraes, ‘‘UEFA mülti milyonluk anlaşmalara imza atarken, ırkçılığa karşı bu kadar cimri davranması iğrenç’’ diyor.

Aslında UEFA, 2000 yılının başından bu yana ırkçılık bağlantılı 19 ceza verdi. Ceza rekoru ise toplam 30 bin sterlinle İtalyan Lazio'da.

Bir başka olay da bizim Avrupa Şampiyonası eleme grubunda meydana geldi. İngiltere-Slovakya maçında, Liverpool'lu siyah golcü Emile Heskey, ırkçı nefretin hedef tahtası oldu; maç boyunca ıslıklandı. Morali sıfırlanan Heskey maçtan sonra şöyle diyordu: ‘‘Öyle bir avuç insan değil, bütün stad beni yuhalıyordu. Dayanılmaz bir atmosferdi.’’

İtalya'da ise Roma-Lazio maçında inanılmaz bir ırkçı taşkınlık dalgası yaşandı. En aşırı görüşlü ve yabancı düşmanı taraftara sahip olmakla tanınan Lazio'nun fanatikleri Roma'nın üç zenci futbolcusunu muz yağmuruna tuttular. Daha da beteri Kay Abelam adlı Faslı taraftara saldırıp komaya soktular. Olayla ilgili olarak dört kişi tutuklandı. Tamamı, Lazio fanatiklerinin kurduğu Irriducibili grubundandı. Polis grubun merkezine yaptığı baskında çok sayıda zincir ve beyzbol sopası ele geçirdi.

Lazio'nun sadece taraftarları değil, bir futbolcusu da sabıkalı; Yugoslav Sinisa Mihailoviç, 2000 yılında Arsenal'in Senegal asıllı Fransız futbolcusu Patrick Vieira'ya maç sırasında ‘‘Kara maymun’’ dediği için iki maç ceza aldı. Mihailoviç halen Lazio'da oynuyor ve takımı zenci futbolcu alamıyor.

MÜSLÜMANA DA YAHUDİYE DE

Irkçılar sadece siyahları hedef almıyor. Karşılarında Yahudi buldukları zaman, onlardan da düşmanlıklarını esirgemiyorlar. Örneğin İsrail'in Maccabi Haifa takımı Avusturyalı Sturm Graz'ın karşısına çıkarken, gamalı haçlar ve ‘‘Sieg Heil’’ selamıyla rencide ediliyor.

Avrupa'nın doğu kesiminde de benzer sahneler sergileniyor. Polonya'da sahalardan gamalı haçlı pankartlar hiç eksik olmuyor. Sırbistan'da ise siyah futbolcuların inanılmaz tacizlerle karşılaştıkları söyleniyor. Bulgaristan, Romanya, Ukrayna, Slovakya ve Rusya'da öyle.


İngiliz hastalığı yayıldı


FUTBOLDA ırkçılığın başını ezmek üzere başlatılan kampanya çerçevesinde önümüzdeki mart ayında İngiltere'de bir konferans düzenlenecek. 52 ülkenin futbol federasyonuyla önde gelen kulüplerin temsilcilerinin katılacağı bu konferans UEFA ile futbolda ırkçılığa karşı savaşan FARE adlı grubun işbirliğiyle gerçekleşecek. Konferansın İngiltere'de düzenlenmesinin nedeni, bu ülkenin sahalardaki ırkçılıkla mücadele gösterdiği başarı.

Futbolda ırkçı şiddet ve holiganizm yakın geçmişe kadar genellikle İngiltere'ye özgü bir hastalıktı. 10 yıl önce ırkçılığa karşı ‘‘Kick it Out’’ örgütü kuruldu ve 10 maddelik bir eylem planı hazırladı. Kulüplerin de işbirliği sayesinde ırkçı şiddet bastırıldı.

Ancak bu sefer de kıta Avrupası'nda ortaya çıktı. Üstelik Hollanda gibi Surinam'dan gelen siyah futbolcularla nice başarılar kazanmış bir ülkede bile siyah futbolcuların üzerine maytap yağması şok yarattı.

Şimdi ırkçılığı Avrupa çapında sona erdirmeyi hedefleyen FARE grubu aynı Kick It Out'un eski eylem planını örnek alarak UEFA'ya kabul ettirdi. Mart ayındaki konferansta bu plan temsilcilerin onayına sunulacak. Planın bazı maddeleri şöyle:

Kulüpler ırkçılığa tolerans göstermediğini açıklayan bildiriler yayınlayacak.

Irkçı tezahüratları kınayan açıklamalar yapılacak.

Irkçı tacize karışanlara sezonluk bilet satılmayacak.

Irkçı yayınlar stat içi ve çevresinde sattırılmayacak.

Irkçı tacize karışan futbolcular cezalandırılacak.

Diğer kulüplerle işbirliği yapılacak.

Tribünlere ırkçı pankartlar asılamayacak.


BATIDA SAĞIN YÜKSELMESİ DOĞUDA KİMLİK KAYGISI

Avrupa'nın batısı ve doğusundaki futbol ırkçılığı farklı nedenlere bağlanıyor. İngiltere'de 10 yıl önce futbolu ırkçılıktan arındırmak için kurulan ‘‘Kick It Out’’ grubunun koordinatörü Piarra Powar'a göre Avrupa'nın batı kesiminde, sağın giderek yükselmesi sahalara doğrudan yansıyor. Maçlara giden taraftar genellikle çalışan kesimden olduğu için, göçmenlerin işini elinden alacağı şeklindeki sağ siyaset söyleminden etkileniyor.

Doğu ülkelerinde ise göçmen korkusu değil, ulusal kimlik kaygısı ırkçı eğilimler yaratıyor. İngiltere'deki Leicester Üniversitesi'nde futbol araştırmaları yapan John Williams'a göre, 1991 yılına kadar Sovyetler Birliği'nin pençesinde olan bu ülkeler şimdi bir ulusal kimlik geliştirmek istiyorlar. Bu nedenle kendi liglerinde Afrika kökenli futbolcuları görmek onları rahatsız ediyor. Globalleşme ve ulusal sınırların giderek erimesine henüz ayak uyduramıyorlar.
Yazarın Tüm Yazıları