Paylaş
“Birçok insan benim arkadaşım değilmiş. Herkesi vicdanı ile baş başa bırakıyorum. Ben artık yapamıyorum, bunu öğrendim. Herkesin istediği şeyi yapıyorum. 24 yaşımda hayatımı sonlandırıyorum. Yapamadım, çünkü insanlar bana izin vermedi. Çalışamadım, bir şeyler yapmak istedim ama yapamadım... Herkesi Allah ile baş başa bırakıyorum ve şu an Boğaziçi Köprüsü’ne doğru gidiyorum. Yarın gazetelerin 3., 4., veya 1. sayfalarında benim adımı duyacaksınız. Hepinizi öpüyorum.”
Hayatına son veren Eylül Cansın’ın son sözleri bunlar. Sadece bir saniyeliğine Eylül’ün kardeşimiz, arkadaşımız olduğunu düşünelim. İntihar etmeden önce bıraktığı bu son mesajı okuduğumuzda hiç mi yüreğimiz sızlamazdı? Bir şey yapamamanın verdiği suçluluk duygusunu hissetmez miydik?
….
Annesi yetkililere sesleniyor; “Çaresiz bir annenin feryadı olarak tüm dünyanın duymasını, yetkililerin çocuğumun katillerini bularak cezalandırmasını istiyorum.”
Evet, Eylül’ün katillerinin bulunması lazım. Çünkü Eylül intihar etmedi, cinayete kurban gitti.
Ve giderken sessizce “ÖLDÜRÜLÜYORUZ!” diyerek gitti.
Eylül’ün sesini duyamadığım, ona elimi uzatamadığım için üzgünüm. Onun anısına; Kasım ayında Transların öldürülmesiyle ilgili yaptığım röportajımı tekrar yayımlamak istiyorum.
Ve Hükümet yetkililerine sesleniyorum. Anayasaya “cinsel kimlik yönelimi ve cinsiyet kimliği” ifadelerinin girmesi için gerekli çalışmaları yapın lütfen. Trans terörüne engel olun. İnsan hayatı bu kadar ucuz olmamalı.
….
LGBTİ Derneği ve Mertkan!...
MERTKAN YILMAZER KİMDİR?
İstanbul doğumluyum. 18 yaşındayım. Üniversite öğrencisiyim. Türk’üm ama bu kadar insan ezilirken Türklüğümle övünmüyorum, zaten Türk kimliğimle ezilmedim hiç. Aleviler, Kürtler, translar ezilirken; Ezidiler katledilirken kendimi evrensel olarak tanımlamak istiyorum.
Mevlevi’ydim. Mevlana’nın “Ne olursan ol, gel!” sözünün kapsayıcılığını seviyorum.
Ermeni Kültür ve Dayanışma Derneği ve birçok sivil toplum kuruluşlarının çalışmalarına katılıyorum. Kısacası ezilenin yanında olmaya çalışıyorum.
LGBTİ DERNEĞİNİN AMACI NEDİR?
LGBTİ Derneği, 2007 yılında bir grup arkadaşımız tarafından oluşturuldu. Şu an aktivistleri bir hayli fazla. Transların öldürülmesine karşı çıkmak, ayrımcılığa son verebilmek için çalışmalarımız var. Toplumdaki Homofobi, Bifobi, Transfobi’ye karşı sesimizi duyurmaya çalışıyoruz.
Anayasaya “cinsel kimlik yönelimi” ve “cinsiyet kimliği” ifadelerinin girmesini ve LGBTİ’ye karşı işlenen suçların “nefret suçu” olarak tanımlanmasını istiyor ve bunun için de gayret ediyoruz.
Ayrıca Translara özel misafirhanemiz var. Kendi imkânlarımızla yaptık. Devletin nefret suçundan kaçanlar için bir çalışması ve gayreti yok maalesef.
NEDEN ÖZELLİKLE TRANSLARIN ÖLDÜRÜLMESİNİ VURGULUYORSUN?
Evet, çünkü ülkemizde Trans cinayetleri görmezden geliniyor. Ve cinayetlerin üstü örtülüyor. Ya polis olayı örtüyor ya devlet olayı kapatıyor ya da öldüren kişi ceza indiriminden faydalanıyor. Türkiye, dünyadaki trans cinayetlerinde ilk sırada.
TOPLUMDA ÖZELLİKLE TRANSLAR MI DIŞLANIYOR?
Ülkemizde Türk, Sünni Müslüman ve erkek olmayan herkes ayrımcılığa tabi tutuluyor ve dışlanıyor. Türkiye’nin onda biri LBGTİ’dir. Eşcinselliğin Avrupa’dan geldiği konusunda yanlış bir algı var ülkemizde. Hâlbuki Osmanlı’dan itibaren eşcinsellik var olmuştur.
“ERKEK OLMAYANLAR” DERKEN NEYİ KASTEDİYORSUN?
Toplumumuzda erkek çocuklar yetiştirilirken cinsel organı öne çıkarılarak sevilip takdir ediliyor. Bu şekilde büyüyen çocuk, erkekliği üzerinden iktidarını ilan ediyor ve kendini çevresindeki herkesten üstün görüyor. Her türlü ezme, hakaret etme, öldürme hakkını kendinde görüyor.
NASIL BİR ÜLKEDE YAŞAMAK İSTERSİN?
Eşit, özgür ve adil bir ülkede yaşamak istiyorum. Devlet insanların haklarını eşit şekilde tanımazsa hangi parti iktidar olursa olsun karşısında karşı gruplar bulacaktır.
SON OLARAK NE SÖYLEMEK İSTERSİN?
Ben inandığım şeyleri söylediğim için ölüm tehditleri aldım. Sadece kendime değil, herkese eşitlik ve özgürlük istiyorum. Bu arada yaşadığımız zorluklarda yanımızda olan CHP ve HDP’ ye teşekkür etmek istiyorum.
Ben diyorum ki, Allah’a inanan insan kadere de inanır. Bir şeyler için hüküm vermeyelim, kadere ve zamana bırakalım. Bugün çok eleştirdiğiniz, dışladığınız insanlar yarın çok yakınınızda olabilir.
Paylaş