Sümeyye Erdoğan aday olursa ne olur?

Süleyman Soylu tarafından gündeme getirilen Sümeyye Erdoğan’ın adaylığını konuşalım biraz. Görünen o ki “Bu seçimlerde başörtülü aday olacak mı, olmayacak mı?” mevzusunu konuşmayacağız.

Başörtülü adaylar olacak. Bu durum kadınlar açısından çok olumlu bir gelişme. Lakin yasak nedeniyle kadınların arka planda kalmasından dolayı çok üzülen (!) erkeklerin bu durumdan çok memnun kalmayacak. Laikler mi daha çok üzülecek yoksa muhafazakâr erkekler mi pek karar veremiyorum.

Soylu’nun, Sümeyye Erdoğan’ın adaylığıyla ilgili açıklamasında “Siyaset gen işidir. Babadan, ailesinden insana iletilebilir.” sözüne istinaden görüşlerimi yazmak ve küçük bir ekleme yapmak istedim.

Genelde gerek kırsal gerek şehir hayatında erkek çocuğun babanın yanında yer alması beklense de zamanımızın kızları bu tabuyu yıktı.

Muhafazakâr kesimdeki kızlar da erkekleri sollamış vaziyette. Kızlar çıtayı yüksek tutuyor.

Mesela, Saadet Partisi’nde Erbakan Hoca’nın oğlu Fatih Erbakan değil de kızı Elif Erbakan liderliğe aday olsaydı çok başarılı olurdu. Elif Hanım, hitap kabiliyeti ve siyasi nezaket yönünden babasının ‘gen’lerini taşıyor.

Her mahalle için ortak tespitim şudur.

“Kızlar daha başarılı ve duyarlı...

Gelelim Sümeyye Hanım’ın adaylığına. Sümeyye Hanım’ı severim. Neden mi?

Özellikle kadınların sorunlarının ve taleplerinin Tayyip Bey’e iletilmesinde ve çözümlenmesindeki hassasiyetini yakinen biliyorum.

Sümeyye Hanım’a tavsiyem, bu durumu genellemesi için ciddi adımlar atmasıdır. Kurucusu olduğu dernek olan KADEM, özellikle kadın konusunda uluslararası ciddi programlara imza atıyor. Fakat “Bir kesimin sorunlarına duyarlı” algısı ortada kocaman bir sorun olarak duruyor. Bunun aşılamaz bir sorun olduğunu düşünmüyorum.

Kadem’in “Kadın ve Adalet Zirvesi” programında Tayyip Bey’e sorduğum ama cevabını alamadığım soru da buydu.

Sümeyye Hanım’ın her Türk vatandaşı gibi aday olma hakkı vardır elbette.

Cumhurbaşkanının kızı olması ne artı olmalıdır ne de eksi. Ülkesine siyaseten hizmet etme isteğinin masum olarak değerlendirmesinden yanayım. Lakin 17 Aralık süreci aydınlanmadığı takdirde siyasette var olma talebi masumiyetini gölgede bırakacaktır.