Söz Sırası Çocuklarda

Bugün 23 Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı. Köşemi dünyanın en masum en güzel varlıklarına bırakıyorum ve bayramlarını kutluyorum.

Haberin Devamı

Elif Naz, 8 yaşında, ilköğretim öğrencisi.

Seni dünyada en çok üzen nedir?

Ben Atatürk’ün ölmesine çok ama çok üzülüyorum. Ben onu görmek istiyordum. Savaş olmasına üzülüyorum, Suriye’deki savaş mesela. İnsanların sokağa çöp atmasına, doğayı korumamasına; ayrıca sigara içenlere üzülüyorum, ciğerleri hasta oluyor.

23 Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı senin için ne ifade ediyor?

Çocuk bayramını, Atatürk’ü ifade ediyor. Mutluluğu ve okulda yaptığımız gösterileri ifade ediyor. Ben 23 Nisan’ı çok seviyorum.

Haberin Devamı

Ne olmak istiyorsun?

Çok fazla seçeneğim var. Doktor olmak istiyorum, mimar olmak istiyorum, öğretmen olmak istiyorum, modelist olmak istiyorum. Bana “Sen avukat olursun” diyorlar ama ben avukat olmayı düşünmüyorum.

Okulunuzda Suriyeli mülteci öğrenci var mı?

Var.

Anlaşabiliyor musunuz?

Evet, zaten Türkçe konuşuyor.

Elif, 11 yaşında, ilköğretim öğrencisi, ortopedik engelli.

Nasıl bir dünyada yaşamak istiyorsun?

Terör olaylarının olmadığı bir dünya… Ben barış olsun istiyorum.

23 Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı senin için ne ifade ediyor?

Ben 23 Nisan’ı çok seviyorum ama yağmur yağdığı için gününde kutlama yapılmıyor. Mesela bizim okulumuzun kapalı salonu var, orada kutlayabiliriz. Çocuk bayramımız gününde kutlansın istiyorum.

Haberin Devamı

Seni en çok üzen şey nedir Elif?

Bizim okulumuzda özel sınıf var, bir de normal sınıflar var. Özel sınıflarda engelli çocuklar okuyor. Normal sınıflardaki çocuklar, engelli çocuklarla alay ediyorlar. Kilolu olanlarla ve gözlüklü olanlara da alay ediyorlar. Ben buna çok üzülüyorum. Öğretmenler kızıyor ama çocuklar dinlemiyor.

Benim elimde sorun var ama ben atel takıyorum ve engelli olduğumu söylemiyorum.

Sence o çocuklar neden arkadaşlarıyla alay ediyor?

Bence aileleri tarafından şımarık yetiştirilmişler. Hayatta hiç zorluk çekmemişler, ameliyat olmamışlar.

............

Dua. 6 yaşında, anaokulunda okuyor mülteci. Söyleşiden önce sizlere Dua’nın hikâyesinden kısaca bahsetmek istiyorum:

Haberin Devamı

Dua Suriye’de dünyaya geldi. Babasını savaşta kaybetti. Annesi ağır hastalanınca aile Dua’yı ve dört kardeşini evlatlık olarak vermek istedi. Dua henüz bir yaşındayken bir aileye verildi. Fakat onu alan aile bakamayınca geri vermek istedi.

Dua’nın öğretmen olan annesinin arkadaşı Hulut Hanım, durumdan haberdar olunca arkadaşının emanetine sahip çıktı ve Dua’yı kendi nüfusuna geçirdi. Hulut Hanım ve ailesi savaştan kaçarak Türkiye’ye geldiler. Şimdi geçelim Dua’nın röportajına…

Çocuk bayramında çocuklar ne yapar sence?

Oyun oynarlar. Yüzlerini boyarlar.

Türkiye’de en çok neyi seviyorsun?

Okulumu, arkadaşlarımı seviyorum. Bisikletimi de seviyorum ama tekeri bozuk.

Haberin Devamı

Suriye’de en çok neyi özlüyorsun?

Oradaki evimizi özlüyorum. Çok büyük bahçemiz vardı.

Büyüyünce ne olmak istiyorsun?

Diş doktoru.

Neden peki?


Çünkü annemin arkadaşı benim dişlerimi yaptı ve hiç acımadı.

Suriye’ye dönmek istiyor musun?

Hayır istemiyorum.

Neden istemiyorsun?

Çünkü burası çok güzel, savaş yok.

Yazarın Tüm Yazıları