Paylaş
Çok sabır gerektiren bir işleri var. Onlar, tüm zorluklara rağmen öz veriyle çalışıyorlar. Ne öğrencilerine ne de mesleklerine “zaman doldurup eve gidelim” mantığıyla bakıyorlar. Öğrencileriyle birlikte çok güzel eserlere imza atıyorlar. Her ziyaretimde yeni bir şey üretmiş oluyorlar. Neyse, sözü onlara bırakalım. Yolunuz düşerse muhakkak ziyaret etmenizi öneririm.
Bağcılar Belediyesi Engelliler Sarayı’nın bu güzel öğretmenleri sorulara birlikte ve içtenlikle cevap verdiler.
Bol fotoğraflı bayram tadında bir söyleşiyle sizleri baş başa bırakıyorum.
Kendinizi tanıtır mısınız?
Sevilay Ekener Bektaş, 1984 yılında Tokat’ın Zile ilçesinde doğdum. Gazi Osman Paşa Üniversitesi El Sanatları Bölümü’nü bitirdim. Yaklaşık 11 yıldır mesleğimi icra etmekteyim.
Çiğdem Arslan Emre, 1988 yılında Kastamonu-Taşköprü doğumluyum. Marmara Üniversitesi Resim-İş Öğretmenliği mezunuyum. 6 yıllık meslek hayatımın son beş yılında Engelliler Sarayı’nda görev yapıyorum.
Kaç yıldır engelli öğrencilerle çalışıyorsunuz?
5 yıldır çalışıyoruz, çalışmaktan çok mutlu ve onurluyuz.
Engelsiz çocuklarla çalıştınız mı?
Çalıştık. Engelli öğrencilerimizin sanata daha çok ilgi gösterdiklerine şahit olduk.
Sizce bunun sebebi nedir?
Hayata başladıkları andan itibaren kendilerini iyi ifade edemiyorlar ya da karşıdaki insanlar onları anlamak istemiyor. Duygularını, hayallerini, anlatamadıkları her şeyi sanatla dile getiriyorlar. Ortaya çıkardıkları ürünler onlar için büyük bir başarı hatta kendilerini iyi ifade edebildiklerinin büyük bir göstergesi …
Engelli çocuklarla çalışmanın zorluğu nelerdir?
Sınıflara ilk girdiğimizde “Bugün onları mutlu etmek için ne yapabiliriz?” düşüncesiyle yaklaştığımız zaman zorlukları görmüyoruz. Fakat çalışmalarımız grup hâlinde devam ettiği için her birine tek tek ilgi göstermemiz gerekiyor ve aynı konuları unuttuklarından dolayı sıklıkla tekrar ediyoruz.
Hangi engel grubu resimde daha başarılı?
Her gruptan da yetenekli öğrenciler çıkabiliyor, engel grubu olarak ayırt edemeyiz.
Çocukların sizden neler öğrendiğini harika eserlerinizden gördük, peki siz engelli çocuklardan neler öğrendiniz?
Engelli öğrencilerimiz bize çok şey kattılar. En önemlisi gülümsemenin, sevginin ve samimiyetin her şeyden üstün olduğunu, dürüstlüğü, yalansız bir hayatı, her şeye rağmen bu dünyada yaşama dört elle sarılmayı, pes etmemeyi, mal-mülk ve mevkiden daha değerli şeyler olduğunu öğrettiler mesela...
Çok güzel eserleriniz var. Gelecekte uluslararası çapta kabul görecek ressamlar çıkar mı?
Dünyada birçok engelli ressam, buna örnektir. Sınırsız hayal güçleri var. Destek gördüklerinde ve eğitimlerine devam ettikleri takdirde neden olmasın.
Ülkemizde resim alanında yetenekli engelli çocuklar için imkânlar yeterli mi?
İmkânlar yeterli değil ama Güzel Sanatlar Liseleri ve Güzel Sanatlar Fakülteleri için engelli kontenjanı açıldı. Kendi kategorileri çerçevesinde eleme yapılıp akademik anlamda sanatta ilerlemelerine olanak sağlıyorlar ama dediğimiz gibi, yeterli değil.
Geri dönüşüm çalışmalarınızda çok farklı ürünler ortaya çıkarıyorsunuz? Nereden esinleniyorsunuz?
Mesleki birikimimizin yanı sıra, öğrencilerimizin geniş hayal gücünü de işin içine katarak söyledikleri her fikre değer verip, harmanlayıp farklı sentezler oluşturuyoruz. Her biri birbirinden özel düşünce ve hayallere sahip, bir araya geldiklerinde çok farklı ürünler ortaya çıkıyor.
Bir eğitmen olarak engelli çocukları olan anne-babalara mesajınız var mı?
Anne ve babalar pes etmesinler, çocukları çok özel. Aileler, onların görmeyen gözü, işitmeyen kulağı, tutmayan eli/ayağı oluyorlar. Çocuklarına hep sevgi dolu, sabırlı yaklaşsınlar. Çünkü hayattaki en büyük destek onlardan geliyor, biz onları da çok özel buluyoruz.
Paylaş