Hayatı yavaş yavaş öğrenen kadın...

Arzu Şener, "Sosyal Medya"daki paylaşımlarıyla dikkatimi çekti. Bir yanda cıvıl cıvıl fotoğrafları, bir yanda yaşama dair bilge sözleri. "Tezatları bir arada yaşayan kadının hikâyesini merak ettim." Tanıdım ve sizlerin de tanımasını istedim.

Haberin Devamı

Arzu kimdir?


Ankara’da doğdum. Ailenin 2. çocuğuyum. Annem ev hanımı, rahmetli babam ise yaşadığı dönemin ve bölgenin en iyi fotoğrafçısı…

Nasıl bir çocuktun?


Çocukluğumda hatırladığım anıların büyük kısmı yaz tatillerinde babamın fotoğraf stüdyosunda geçen günlerime ait.

Bu stüdyoda babama yardım edip, daha küçük yaşta görsel yönden kendimi geliştirmeye ve para kazanmaya başladım.

Bu çalışmalar sırasında, babamın işinde çok titiz olması, biraz sert bir mizaca sahip olması ve birlikte çalıştığımız anlarda bana kızı gibi davranmaması benim erkenden olgunlaşmamı sağladı... Bu durumun, küçük yaşlarda kibar ve sessiz bir kız çocuğu olmama, ergenlik dönemimde ise asi bir ruha sahip olmama neden olduğunu düşünürüm…

Haberin Devamı

Çalışma saatleri dışında, mahalledeki diğer kız çocukları oyunlar oynarken; ben, babam ve ağabeyim ile futbol maçlarına giderdim… Belki de lise eğitimimde çoğunlukla erkek çocukların tercih ettiği Makine Ressamlığı Bölümü’nü tercih etmemde böyle yetişmiş olmamım etkisi vardı, kim bilir...

Lise eğitim biter bitmez, çocukluktan bu yana alışmış olduğum para kazanma arzusu ile hemen iş hayatına atıldım... Benim yaşıtım genç kızlar, üniversiteye hazırlanırken, ben, kendi paramı kazanma arzusu içindeydim... Girdiğim işlerde elde ettiğim başarılar ve maddi kazançlar benim özgüvenimi oldukça yükseltti.

Peki, bu ‘asi ergen ruh’, kız ve erkek arkadaşlıklarında seni zorladı mı?

Aslında aile yaşantımız oldukça mütevazı ve sevgi dolu olduğu için benim böyle bir ihtiyacım olmadı. O zamanlar erkek arkadaşlarımla ilişkim "kanka" seviyesinde idi. Kızlarla ilişkim ise benim baskın karakterim nedeni ile bir miktar zordu... Belki de yaşıtlarımdan çok daha önce olgunlaşmak zorunda kaldığım için, genellikle benden yaşça büyük ve tecrübeli insanlarla zaman geçirmeyi tercih ettim…

Haberin Devamı

Çalıştığım firmalardan birisinde, kızımın babası da olacak olan eşim ile deli gibi âşık olup evlendik. Yine yaşıtlarım giyinip kuşanıp gezip tozarken ben anne oluvermiştim... 8 yıl süren evliliğim boyunca, çocuğum ve eşimle birlikte büyüdüm…

Bebeğimi kucağıma aldığım sene babamı kaybetmek ve evliliğimin 8. yılında ise eşimden ayrılmam demek, benim hayatımın iki majör erkeğini kaybetmem demekti... Bu iki travmayı atlatmak benim için her anlamda çok zor oldu…

Eşinden ayrıldıktan sonraki süreçte neler yaşadın?

Her zaman içimde olan yaşama sevinci, umutlarım, inancım, hayallerim ve tabi ki en önemlisi dans benim yeniden ve tam istediğim bakımlı, güçlü, çalışkan ve ayakları üstünde sağlam duran bir Arzu olmamı sağladı…

Haberin Devamı

Bu motivasyonla, 2 ayrı üniversite bitirip bir de üstüne yüksek lisans eğitimimi tamamladım... Çalıştığım işimde kendimi geliştirmek için eğitimlere, seminerlere ve atölye çalışmalarına katıldım…

Bu kadar mücadele içinde kaybetmediğin neşeni ve enerjini neye borçlusun?

Yaşadığım tüm deneyimlerinden ders almayı biliyorum. Hayatın kıymetinin farkındayım. Sahip olduğum her şey için şükretmeyi öğrendim.

Her fırsatta dans etmeyi, spor yapmayı ve değişik yerler keşfetmeyi seviyorum.

Kadınlara mesajın var mı Arzu?

Her koşulda, KADIN olmanın zor olduğunu biliyorum. Sadece kadınlara değil herkese bu mesajım; “Kadın-Erkek olarak sınıflandırılmadan, kişiyi “insan” olarak görmek gerektiğini düşünüyorum…”

Haberin Devamı

Son olarak; Bitmez sandığımız sevgiler tükeniyor, emek verdiğimiz insanlar hayatımızdan savruluyor... Ama unutmayalım ki, zorluklar bizim daha güçlü olmamızı sağlar... Ben hayata şöyle sesleniyorum; "Artık acele etmiyorum seni yavaş yavaş demleye demleye öğreniyorum…"

Yazarın Tüm Yazıları