Paylaş
Bu endişelerimi de bizzat oy verdiğim kişiye, yani Tayyip Bey’e yazmak istedim.
Sayın Başkanım;
Geçtiğimiz gün, bir askerden e-mail aldım. 2009 yılında bir roketatar mermisinin patlamasıyla yaralanarak görme ve işitme yetilerinde kayıp oluşmuş. Kendi deyimiyle engelli ailesine katılmış. Engelli kalmasının ardından pes etmeyip geri planda devam etmiş görevine. 10 yılı doldurup emekli olmayı düşünürken, darbe girişimi sonrası kendisine neden gösterilmeksizin ihraç edilmiş. Sebep olarak da “Yukarıyı” işaret etmişler.
Askerin bundan sonra yaşadıklarını kendi sözleriyle özetleyeyim;
“İhraç tebliğinden sonra emekli olurum diye düşünürken SGK, vazife malullüğü gibi haklarımın silindiğini söyledi; yani, bütün haklarım bir çırpıda yok olmuştu. Çocuklarım var, çalışmam gerekiyordu; engelliyim, iş bulmam da kolay değil. Yazınızda bahsettiğiniz engelli istihdamıyla ilgili bütün sorunları hemen hemen yaşadım, üstelik ihraç edilmişim. Söylemeye utandığım için sakladım durumumu.
İş bulamadım, Belediye’ye simit satmak için dilekçe verdim ama dönmediler ben de zabıtanın el atmadığı bir yer olması sebebiyle Eminönü-Kabataş Tramvayı’nda su sattım yaz aylarında.
Geçtiğimiz ay beni ifadeye çağırdılar ve o zaman öğrendim ihraç edilme sebebimi. Meğer abone olduğum Digitürk’ü iptal ettiğim için yaşamışım bunca işkenceyi ve utancı. Ben o zaman 3 yaşında olan çocuğumun Yumurcak TV gibi çizgi film kanallarını izlemesi için abonelik almıştım, daha sonra bazı müstehcen kanalların varlığından rahatsız olduğum için kapattırmıştım.
“Digitürk’ü, FETÖ söylediği için mi kapattın?” sorusunun cevabı için emniyette bir hafta boyunca 5 m2’lik alanda 5 kişi kaldık. Bu kadar basit bir nedenle sorgulanmanın psikolojik baskısını atlatmam zaman aldı ama ailem sayesinde kurtuldum depresyondan.”
FETÖ mağduriyetleriyle ilgili pek çok mail alıyorum. Farklı bir yapılanması olduğu için temkinli yaklaşıyorum. Askerin mailini okuyunca açıkçası sebebiyle ilgili farklı bir şey olabilir mi düşüncesiyle iddianameyi e-mail olarak göndermesini rica ettim.
Enteresan olan, iddianame bile hazırlanmamıştı. İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı Terör ve Örgütlü Suçlar Soruşturma Bürosu tarafından Silahlı Terör Örgütüne Üye Olmakla suçlanarak tutuklama istemiyle gönderildiği mahkeme sorgu zaptını gönderdi.
Zabıt, askeri doğruluyordu. Hâkim, öne sürülen gerekçenin bir silahlı örgüte üye olmak için tek başına yeterli sebep olamayacağı sebebiyle tutuklama talebine RED kararı vermişti.
Ve gazimiz yaşadığı bunca şeye rağmen ülkesine küsmemiş, sadece kendim için değil benim durumumda olan arkadaşlarım sesimi duyurmanız için yazıyorum diyerek bitirmiş mailini.
Bir tek bu asker mi mağdur? Hayır!... Birçok mağduriyet yaşanıyor maalesef.
15 Temmuz gecesi milletin üzerine tank süren, gözünü kırpmadan ateş eden ile Digitürk aboneliğini iptal eden askerin aynı kefeye konulması büyük bir haksızlık.
Umarım bu gazimizin mağduriyeti en yakın zamanda giderilir ve hakları iade edilir.
FETÖ ile mücadelede üstünde durmak istediğim bir başka husus da şudur;
Gülen, kendisine inanan ve seven insanları yıllarca haraca bağlayarak sömürdü. İnsanlarımız inanmalarının bedelini maddi ve manevi olarak ödediler ve ödemeye devam ediyorlar.
Zamanında cemaatle bir şekilde ilişkisi olmuş ve yapının kötülüğünü görememiş insanlarımızı; silahlı terör örgütüne destek sağladığı gerekçesiyle suçlamak ve kazanılmış mallarına el koymak ne kadar adildir?
Yarın, başka bir cemaatin veya yapının devleti tehdit eden bir duruma gelmeyeceğinin garantisi var mıdır?
Zamanında Gülen’in sağ kolu olan / sahip olduğu konumun imkânlarını FETÖ’nün yoluna serenlerin ödemesi gereken faturanın vatandaşa kesilmesi ne kadar doğrudur?
Size olaylar nasıl yansıyor, yukarıda neler yaşanıyor bilmiyorum. Sayın Başkanım; tabanda çok fazla mağduriyet var, bilginiz olsun. FETÖ ile mücadelemiz böyle olmamalı.
Bu mağduriyetlere şahit olup ses çıkarmamayı, hem ülkesini hem de sizi seven bir insan olarak kendime yakıştıramadığım için yazmak istedim. Umarım çok geç olmadan bir şeyler yaparsınız.
İletmesi benden, takdir sizden…
…………………………………………
Protesto ediyorum…
Bir cam filmi yasağıdır aldı başını gidiyor; medyasından yetkililere kadar herkesin gündeminde. Anlamıyorum; sayın yetkililerimiz, engelli maaşları kesilen ve GSS borçlanması yüzünden mağdur olan gençlerimizin sorunlarını neden konuşmuyorlar? Mağduriyet yarıştırmak değil niyetim ama şahsım adına bu durumu protesto ediyorum.
Paylaş