Ahmet Kekeç’in, R. Tayyip Erdoğan’dan sonra Aydın Doğan rekoru…

“…… Bir işadamı ve “denge kollayıcı” olarak Aydın Doğan’ın denge kurma girişimleri ilerleyen zamanlarda da ters tepecekti. Ne istediğini, niçin farklı isimleri transfer ettiğini/etmek zorunda kaldığını adamlarına bir türlü anlatamadı.

Liberal diye aldı, Tufan Türenç çıktı.

İslamcı diye aldı, Tufan Türenç çıktı.

Sosyalist diye aldı, Tufan Türenç çıktı.

Entelektüel diye aldı, Tufan Türenç çıktı.

Başörtülü aldı, Tufan Türenç çıktı.

Meselem Tufan Bey’le değil...

Meselem, her defasında “adamları” tarafından kandırılan Aydın Bey’le..”

Bu arada enteresan bir tespitimi söylemek istiyorum. İki ay kadar önce Türkiye gazetesi yazarı Fatih Selek, “Yazılarında en çok Erdoğan’dan bahseden yazarlar” listesi yapmıştı.

İlk üç şöyleydi;

1. Ahmet Kekeç

2. Murat Yetkin

3. Abdulkadir Selvi

Ben üşendim ama biri “Yazılarında en çok Aydın Doğan’dan bahseden yazarlar” listesi yapsa inanıyorum ki birincilik yine Ahmet Kekeç’te kalacaktır. Ve Hürriyet gazetesinden hiçbir yazar ilk üçe giremeyecektir.

İsteyen istediği kişiyi eleştirme, kızma, sitem etme vs. özgürlüğüne sahip elbette. Ahmet Bey’e bu hususla ilgili hiçbir itirazım yok lâkin hedef aldığı Aydın Bey’e tabiri caizse "çakmak" için üçüncü şahısları malzeme yapmak nedir? 

Mesela “Başörtülü aldı, Tufan Türenç çıktı.” derken Aydın Bey’i mi hedef aldı, yoksa beni mi çözemedim…

Kendisi bu konuya açıklık getirirse sevinirim zira yaşadıklarımı göz önünde bulundurunca çıkamadım işin içinden.

Aydın Bey’le daha önceden konuşmadığıma hatta tanışmadığıma göre kendisini kandırmış olmam mümkün değil. Ya Hürriyet Sosyal’de köşem olmasına sebep olan Etruğrul Bey ya da  kızı Vuslat Hanım kandırmış olabilir. Kandırmışlarsa da ayıp etmişler tabii.

Ne Ertuğrul Bey, ne Vuslat Hanım ne de Hürriyet ailesinden kimse çıkıp da bana “Bak sana köşeyi veriyoruz ama sakın Tufan Türenç çıkma” gibi uyarılarda bulundu. Hatta uyarıyı bırakın bir beklenti içinde olduklarını da ima etmediler.  Kendim mi anlamam  gerekirdi  bilemedim de.

Neyse sevgili Ahmet Kekeç; öncelikle ben satın alınacak bir eşya değilim, hiç olmadım da. Hiç yakıştıramadım bu üslubu size…

Merakınızı gidermek için yazayım; bundan üç yıl önce ne referans, ne selam ne de herhangi bir konuda  garanti verdim kimseye. Sadece yazmak istedim ve  Hürriyet bana kapısını açtı. İnanmayacaksınız ama ne yazacağıma da ben karar veriyorum. Sırtımı kimseye dayamış filan da değilim. 

İlle de bir sebep istiyorsanız, aynı şartlarda Hürriyet hariç hiçbir gazetenin kapısını bana neden açmadığını sorgulayabilirsiniz.

Yazılarımı eleştirebilirsiniz, anlarım ama siz itham ederek öncelikle şahsıma karşı haksızlık yapıyorsunuz. Medya kulislerinden çoook uzak bir dünyam var. Emin olun; siz de dahil olmak üzere, eli kalem tutan birçok kişinin sahip olduğu dünyadan çok daha temiz bir dünyam var. 

Bu yüzden ne sizin ne de bir başkalarının güç kavgası beni ilgilendiriyor. Aydın Bey’e olan kavganızı da benim üzerimden yapmayın lütfen.