Türkiye ağlıyor

Haberin Devamı

TÜRKİYE çözülüyor.
En kötüsü, Türkiye, birliğini kaybediyor.
Güneydoğu’da PKK’yla savaş sürüyor. Her gün gencecik askerler, polisler şehit oluyor. Yolların altına yerleştirilen ve ne zaman patlayacağı belli olmayan bombalar daha kaç gencin hayatına mal olacak bilinmiyor.
Acı acı üstüne. Haklı olarak herkes isyan içinde, öfke içinde. Ortalık toz duman. Ve öfkenin beslediği kutuplaşma had safhada. Hiç olmadığı kadar keskin.
Karşıt görüşte olanlar birbirlerinin gözünü oyacak durumda. İş zıvanadan çıkmış bir halde. Mantık kalmamış vaziyette. Toplumsal histeriyi de aştık. Kontrol edilemeyen bir öfke hâkim.
Sığ dahi denemeyecek görüşler ortalıkta dolaşıyor, genellikle tehdit halinde...
-Ya Erdoğancısın, ya defol git!
-Gezi’yi destekleyenlerdensen şehitlere üzülemezsin!
-HDP’ye oy verdiysen vatan hainisin!
HDP eşittir PKK diyecek bir zihniyet söz konusu. Onlara göre 6 milyon vatan haini var bu ülkede. Sosyal medyadaki tepkiler tımarhane gibi. Aslında ülke tımarhane gibi.
Şiddetin ne zaman, kime yöneleceği de belli değil. Herkes birbirine lanet okuyor; küfür, kıyamet, tehdit gırla. Ne isteniyorsa o gerçekleştiriliyor, hem de gözümüzün önünde. Spontane eylemler olmadığı o kadar belli ki.
Öfke, korku, tedirginlik, isyan... Hepsi birbirine karışmış durumda. Hayat da durmuş vaziyette. Ortada doğru dürüst bir hükümet yok, dolar almış başını gidiyor, devalüasyon üzerine devalüasyon yaşıyoruz...
Bir tarafta ekonomik zorluklar, bir tarafta siyasi belirsizlik, bir tarafta çatışmalar, bir tarafta seçim...
Hiç de parlak bir gidişat değil.
Şapkamızı önümüze koyup, yeniden birlik içinde geleceğe umutla bakan bir ülke haline gelebilmek için neler yapmamız gerektiğini düşünmeli ve o hedefe kilitlenmeliyiz.

Haberin Devamı

‘Muz Cumhuriyeti’nde bile olmaz!


HÜRRİYET’e yapılan ikinci saldırıyla ilgili aklımdan çıkmayacak görüntülerden biri, Sedat Ergin’in Ahmet Hakan’a çıkıp, olan biteni kamuoyuyla paylaşmasıydı...
Sedat Ergin dünyanın en soğukkanlı insanlarından biri. Duygularını kontrol edebilen biri. Hayatını duygularıyla değil, aklıyla yöneten biri. O yüzden onu panik halde göremezsiniz, her zaman kontrollüdür.
İlk defa, evvelsi gece, ikinci Hürriyet baskınında yaşananları anlatırken, çalışanlarının can güvenliğinin olmadığını söylerken, onu farklı bir halde gördüm.
Tedirgindi.
Bir genel yayın yönetmeninin televizyona çıkıp, “Gazetemize taşlarla, sopalarla saldırıldı. 48 saat içinde bir daha saldırıldı!” demesi inanılır gibi değil.
Eğer böyle bir durum bize normal geliyorsa, o zaman biz anormaliz.
Dünyanın hiçbir tarafında görülmemiş, görülemeyecek, görülmemesi gerek bir şey!
Türkiye, ‘Muz Cumhuriyeti’ değilse, Hürriyet’e saldırı suçunu gerçekleştirenler bir an önce yakalanmalı ve hâkim önüne çıkarılmalı...

Haberin Devamı

Her şey polisin gözü önünde oldu


OLAN biten her şey, kameraların, muhabirlerin ve polisin gözü önünde gerçekleşti...
Cam-çerçeve indirilirken, polis sadece duruyordu. Oysa o polis, Gezi’de orantısız güç uyguluyordu.
Abdurrahim Boynukalın, birinci baskından sonra “Tekrar geleceğiz, alışın!” dedi ve geldiler gerçekten...
Taşlarla, sopalarla, kamyonlarla, TIR’larla...
Allah’tan bu defa 5-6 gözaltı var (Onlar da serbest bırakıldı.)
Ayıp olmasın niyetine herhalde...
Ama bu adam daha önce de şunları yazmış Twitter’da: “Madımak gibi cayır cayır yakacağız Doğan Medya’yı. Müslüman gençlik, şeriatın gereğini yapacak...”
Bunlar, bu ülkede suç değilse nedir?
Suçluların bir an evvel cezalandırılması dileğiyle...

Ahmet Hakan

Haberin Devamı

SEVERSİNİZ, sevmezsiniz...
Okursunuz, okumazsınız...
Beğenirsiniz, beğenmezsiniz...
Ama kabul etmeniz gerekir ki, bu dönemin, bir sürecin en önemli gazetecilerinden biri Ahmet Hakan.
Bütün bir süreci, uzun bir zamandır onun gözünden izliyoruz. Yaşananların mantıksal tercümesini o yapıyor. Bir dekoder gibi. Bir tür şifre çözücü.
Ve bunu, kim ne derse desin, tarafsız, sağduyulu ve vicdanlı bir şekilde yapıyor. Zaten kimseye de yaranamıyor. Bazen iktidar küfrediyor bazen muhalefet. Ama o objektif gazetecilik yapmaya devam ediyor.
Onun hakkında yazılanlar olacak şey değil!
Ölümle tehdit etmek, “Seni sinek gibi ezeriz” demek, ne demek.
İğrençliktir, rezilliktir ve ilkelliktir.
Nasıl bir ülkede yaşıyoruz?
Her aklına esen, hoşlanmadığını, sevmediğini silecek mi yani?
Öyle günlerdeyiz ki, okunan, takip edilen bir yazar ölümle tehdit ediliyor ama kimsenin kılının kıpırdadığı yok, normal kabul ediliyor ve hayat devam ediyor.
Peki, Allah korusun başına bir şey gelse ne olacak?
Bu soruların cevabı yok, böyle bir dönemde yaşıyoruz şimdilik...

Yazarın Tüm Yazıları