Paylaş
31 insan...
Bir sürü eve ateş düştü.
Sürekli olay, sürekli katliam. Türkiye bir kaosun içine çekilmek isteniyor, orası kesin.
Bu kaosa göz yumanlar da sorumlu olacak.
Çünkü acının dini, dili, ırkı, mezhebi olmaz...
İnsan hayatı da bu kadar ucuz olmamalı...
Hepimizin yüreği yanıyor.
Suruç’ta hayatını kaybedenlere rahmet yakınlarına baş sağlığı dilerim.
HELAL OLSUN SANA HAVVA ANA
BUGÜNE kadar ki iktidarın kadınlardan neden korktuğunun simgesi halindeydi Havva Ana...
Avuçlarım patlayıncaya kadar alkışlıyorum.
Kadın, işte budur!
Hem cesurdur hem güçlüdür!
Atar kendini iş makinelerinin önüne...
Durdurur o halkın istemediği projeyi...
Üç-beş kişinin masa başında rant amacıyla aldıkları kararları geçersiz kılar...
Kadın, gücünü ortaya koyarak sosyal ve siyasal hayata katılırsa sonuç işte böyle olur!
Havva Ana’nın televizyon kameralarına anlattıklarını ağlayarak dinledim ve her davada kadınların birleşerek böyle seslerini yükseltmeleri gerektiğine bir kere daha inandım.
Yaşasın Havva Ana...
Yaşasın Havva Ana’lar...
KİM NASIL İSTERSE ÖYLE SEVİŞİR
GEÇEN hafta hastalıklarla uğraşırken, oral seks kavgasını kaçırmışım...
İki laf etmezsem olmaz, fıtratıma aykırı!
Ali Rıza Demircan bir televizyon programında “İleri derecede oral seks haram” dedi.
Öncelikle, ileri derecede oral seks nedir?
Nasıl bir şeydir?
Ne zaman ileri olur?
Ne zaman geri kalır?
Zamanla mı ilgilidir?
Pozisyonla mı?
Yoksa erkeğe yapılanı mubah, kadına yapılanı mı yasaktır?
Yoksa iş, yine kadın düşmanlığına mı geliyor?
Kadınların erkeklerin seks kölesi olabileceğine mi?
Bu konuların ikinci uzmanı Cübbeli Ahmet Hoca, anında itiraz etti.
Dedi ki, “Sen bunu neye dayanarak söyledin? Duvara dayandın! Caiz değil ile haramı karıştırıyorsun!”
Düşünebiliyor musunuz, bundan daha absürd bir diyalog olabilir mi?! İnsanların seks hayatına karışmak sizin üzerinize vazife mi?
İnsanların kendi aralarındaki ilişkilere müdahale etmek size hak mı?
Kim nasıl isterse öyle yaşar!
Kim nasıl isterse öyle sevişir!
Eğer bir bedeli de varsa, kendisi öder!
Bakalım bu konularda daha ne saçmalıklar duyacağız...
SİZ GÜNEŞLENİRKEN NE DÜŞÜNÜYORSUNUZ? BEN REZA ZARRAB’I!
SİZE de garip gelmiyor mu?
Adam hakkında kıyametler koptu, bakanlara rüşvet verdiğine dair, altın kaçakçılığı yaptığına dair, Türk devletini zarara soktuğuna dair, aynı altını defalarca girmiş çıkmış gösterdiğine dair, İran’da altın kaçaklığı yaptığı için hapse atılan adamın ortağı olduğuna dair dünya kadar yayın yapıldı...
Ama iktidar, “Biz ona laf ettirmeyiz” diye Reza Zarrab’ın önüne yattı, kılına dokundurmadı.
Davanın hukuk yoluyla çözümlenmesine bile izin vermedi.
Ama geçen hafta, ortalığa Gümrük Bakanlığı’nın raporu döküldü, kuryesi, altın itiraflarda bulundu, yılda 200 ton altını nasıl yurtdışına çıkardıklarını, nasıl paranın yüzde 4’nü siyasilere dağıttıklarını, çıkan sorunları bazı bakanların nasıl çözdüğünü anlatıverdi.
Soru şu:
Hayrola?
Ne oldu?
Ne değişti?
Neler oluyor?
Bazılarının iddia ettiği gibi AKP-CHP koalisyonunun önü kesilsin diye mi yapılıyor bunlar?
Yoksa AKP, Zarrab’ın partiye oy anlamında büyük zarar verdiğini keşfetti ve bu yüzden ondan kurtulmaya mı çalışılıyor?
Bunlar da güneşlenirken insanın kafasını yoruyor!
BODRUM HASTA!
BU sabah Bodrum’da bir hastanenin önünde ağzımız açık kaldı...
Aman Allah’ım nasıl bir kalabalık.
Park edecek yer yok.
“Açılış maçılış mı var?” dedim, “Kongre, seminer...”
“Yoo hayır. Bayramdan beri hasta geliyor, ardı arkası kesilmiyor!” dediler.
Hep aynı belirtiler, karın ağrısı, kusma, yüksek ateş...
Biz de Alya’nın kontrolü için ordaydık, geçen hafta hastalandı, sıkı bir ilaç tedavisi başladı, işi ciddiye aldık, doktorun söylediği her şeyi harfiyen uyguladık.
Bu arada ne idüğü belirsiz bir virüs bütün aileyi kırdı geçirdi.
Herkes hastanelik oldu.
Meğer sadece bizim aile değil, Bodrum’da bir sürü insana olan olmuş.
Hastane yetkilileri, “Normalde 600 bin nüfusu olan yer, yazın 1 milyon 600 olunca, virütik hastalıklar da coştu. Biz de şaşkınız!” dediler.
Artık öyle, ilaç alırsın geçer de değil, süründürüyor.
Temiz olmayan mutfaklara dikkat!
Herkesin girip çıktığı tuvaletlere dikkat!
Uçaklara dikkat!
Eğer bünyeniz yorgunsa, kalabalık ve pis yerlerde virüsü kapıveriyorsunuz.
Ben Alya’nın plaj çantasına dezenfektan koydum, güneş yağının yanına...
Paylaş