Sokağa dökülünce çok güzel oluyorsun Adana!

VAR yaaaa...

Haberin Devamı

Şahane geçti Adana Portakal Çiçeği Karnaval’ı.
Sokağa dökülünce çok güzel oluyorsun AdanaElime borazan alıp, tüm dünyaya duyurasım var.
“Adanalılar yaparsa, böyle yapar!” diye bağırasım var.
Bütün Adanalıları alnından öpesim var!
Geçen sene 15 bin kişinin katılımıyla gerçekleşti.
Bu sene, şehir kendini aştı, 30 bin kişiye kucak açtı.
Tek kelimeyle olağanüstüydü.
Türkiye’deki tüm şehirlere örnek olmasını diliyorum.

*

Her şey, Ali Haydar Bozkurt’un bu işin rüyasını görmesiyle başladı.
O kendini, bir tişört, bir jean ve ayağında Converse’lerle (beyaz olacak) nisan ayında Adana’nın mis gibi portakal kokan sokaklarında, Adanalılarla birlikte yürürken hayal ediyordu...
Nisan ayların en zalimi olabilir ama Adana için de
en güzeli...
Yol kenarındaki bütün ağaçlar, mis gibi portakal çiçeği açar... İnsanı âşık eder o portakal çiçeği kokusu...
Sokağa dökülünce çok güzel oluyorsun Adanaİşte Ali Haydar’ın
o hayali...
Çığ gibi büyüdü...
Yerel yönetimler, valilik, sivil toplum örgütleri, meslek odaları, okullar, dernekler, kulüpler aklınıza kim gelirse destek verdi.
Eminim her geçen sene, daha da gelişecektir. Ama en önemlisi, Adanalılar sahip çıktı, çünkü sadece hayal yetmiyor, o şehrin insanlarının bu işi sevmesi, içselleştirmesi gerekiyor.
Yoksa sen, İstanbul’dan ünlüler, sanatçılar getirsen
kaç yazar...
Şehrin halkı sokaklara dökülmezse, sokaklarda dans etmese, konser izlemese, gökyüzüne dilek fenerleri uçurmasa, coşkuyla karnavalı kutlamazsa...

Haberin Devamı

*Sokağa dökülünce çok güzel oluyorsun Adana

Benim en sevdiğim bölümü “kortej bölümü”.
Rengârenk kostümler giymiş insanlar, büyükler, küçükler, bisikletliler, motosikletliler, klasik arabalılar, meslek grupları, sanatçılar, çiftçiler, hayvanseverler herkes
ama herkes...
Başlıyor şehrin bir ucundan diğer ucuna yürümeye.
Bu kadar “olağan” bir şey, bu kadar “muhteşem” olabilir.
Çünkü binlerce kişi korteji alkışlıyor, müdahil oluyor.

*

Haberin Devamı

Biz korteje iki kıpkırmızı traktörle katıldık.
Müthiş antika iki traktör.
Birinin plakasında Ali Arman yazıyor, amcam; diğerinde rahmetli babamın adı, Mehmet Arman.
Nasıl bir şenlikti anlatamam. Bir traktörü kardeşim kullanıyordu. Bir yanında karısı Yeliz oturuyordu, bir yanında ben.
Arkada annem, sevgilim, Alya, arkadaşlar, Adana Hürriyet ailesinden tanıdıklar...
Neşe içinde kortejde ilerliyorduk.Sokağa dökülünce çok güzel oluyorsun Adana
Tabii ona ilerleme
denilebilirse...
Yemin ederim, ben memleketimde Tarkan kadar tanınıyormuşum!
Bu ne sevgidir Allah’ım!
O gün Adana, sadece Adanalılara ait değildi.
Şehir dışından gelen pek çok insan da vardı, Ankara’dan, Antalya’dan, Samsun’dan, İzmir’den...
Ülkenin her yerinden...
Misafirler ya da Adanalı olup da, bir süre sonra şehre dönenler, “Ay ne güzel, pek özgür, modern!” diyorlardı.
Oysa biz büyürken öyle değildi, sevgilinle gidecek pastane bile yoktu. Bir Sun Pastanesi vardı, bir Mavi Köşe (ki Kıvanç Tatlıtuğ’un ailesinindi), bir de Tatlıcı Fehmi, orada da mutlaka birine enselenirdin, gider babana söylerdi, “Yanında bir oğlanla, halka tatlısı yiyor!” derdi...
Ama Adana şimdi, Alya’nın şortlarıyla dolaştığı, Ziya Paşa’sında kafelerin olduğu, insanların sokakta bira içtiği, mis gibi portakal çiçeği kokan bir şehir.
Yemin ederim sevinçten gözlerim yaşardı.
Gülmekle ağlamak arasında gittim geldim.

*

Haberin Devamı

Karnaval geçidi, Adana Garı’nın önünde son buldu.Sokağa dökülünce çok güzel oluyorsun Adana
Sıkmayan, uzamayan konuşmalar yapıldı, sonra “Tuttu fırlattı kalbimi şarkısı”nın Gökçe’si çıktı.
Açık havada konser izledik.
Sokak kebapları, dürümler, bici biciler, sokakta biralar, şalgamlar, portakal suları, sıkmalar ve Adana’nın güzel insanları...
Yıllarca birlikte çalıştığımız, eski görsel yönetmenimiz Nilgün Özpeynirci de vardı, kızlarımız çok iyi arkadaş oldu...

*

Bir de Mehmet Turgut’un...
“Özümüz Adana, Yüzümüz Adana” sergisi vardı.
Olay, İstanbul’daki “Adana İl Sınırı” adlı kebapçıda başlıyor.
Beyoğlu’nda nam salmış bir kebapçı. Adı şahane. Ama tadı da şahane ki, İstanbul’da yaşayan bütün Adanalılar bu aralar oraya takılıyor.
İşte Beyoğlu’ndaki o kebapçıda Mehmet Turgut bir stüdyo kuruyor.
Bir taraftan gelsin kebaplar, rakılar; bir taraftan çekilsin fotoğraflar.
Çok renkli kareler.
Kimler yoktu ki...
Yaşar Kemal, Fatih Terim, Bedri Baykam, Ferdi Tayfur, Altan Gördüm, Ali Haydar Bozkurt, Menderes Samancılar, Dr. Mansur Beyazyürek, Emre Karayel, Turgut Kazan, Nebil Özgentürk, Arif Keskiner, Timur Savcı, Demir Karahan, Behzat Uygur, Levent Özdilek ve Aytaç Arman...
Kadın olarak da bir
tek ben!
İşte bu eğlenceli sergi, Adana Sheraton Oteli’ndeydi.

Haberin Devamı

*Sokağa dökülünce çok güzel oluyorsun Adana

Sonra dediler ki “Merkez Park’a gidiyoruz...”
“Orası neresi?” dedim.
“Çamurdanlar’ın bahçesi oldu Merkez Park” dediler.
“Haaa” dedim, “Adana’nın Central Parkı!”
Ama valla çok güzel olmuş...
Orada Çukurova Senfoni Orkestrası harika bir konser verdi.
Çimlere yayılıp, izledik.
Ardından gökyüzüne dilek fenerleri yolladık...
Gelecek sene de, böyle şahane bir karnaval olur inşallah.
Şimdiden planlar yapıyoruz, Nilgün’le yaratıcı Adana tişörtleri tasarlamayı düşünüyoruz.
Bir de Kıvanç Tatlıtuğ gelmeyi kabul ederse...
Muhteşem olur.
Adana seni zaten çok seviyordum...
Ama bir de karnavalın olunca, seninle gurur duyuyorum!!!

Yazarın Tüm Yazıları