MACCHU PİCHU’YU GÖRMEDEN ÖLSEM ÇOCUK YAPMAMMacchu Pichu’ya gitmek istiyorum. Hem de çok. Para biriktirdim. Böyle bir tur bana ne kadara mal olur bilmiyorum ama biraz biriktirdim işte. Senin sevgilin ve arkadaşlarınla ‘benim dağım’a çıktığını biliyorum! Ne kadar kıskanmıştım anlatamam. Benim için Macchu Pichu’ya gitmek, insanların Mekke’ye gidip hacı olması gibi bir şey. Benim ruhum, o bulutların arasına gizlenmiş antik şehri görmeden huzur bulmayacak. Gezgin ruhlu, arkeoloji ve tarih meraklısı biri olarak, lise yıllarımdan beri en büyük hayalimdir. Güvenilir, kaliteli bir tur şirketi bulmak, uygun zaman, maliyet vs. bilgilerine ihtiyacım var. Arkadaşından bilgi alabilir miyim? Yalnız gideceğim için sıkıntı yaşamak istemiyorum, onca emekle biriktirdiğim parama da değsin istiyorum. Üç yıldır evliyim, eşim deliler gibi çocuk istiyor. Bense Macchu Pichu’yu görmeden ölsem çocuk yapmam diyorum. (Sezgi)7 Seni ne kadar çok anladığımı ve desteklediğimi anlatamam. Esaslı bir kadınsın. Ya da şöyle demeliyim: Tam benim kafamda bir kadınsın! Bir hedef koyuyorsun, onu gerçekleştirmek için uğraşıyorsun, hayatı kendin için anlamlı ve yaşanılır kılıyorsun. Orayı göreceğine ve sonra çok güzel bir bebek doğuracağına emimin. Hamiş: Benim önümüzdeki yılki hedefim Yeni Zelanda. Alya ve babasıyla birlikte... Hamiş 2: Bizi Macchu Pichu’ya götüren Yonca Ertem’in mail’ini veriyorum: info@askquality.comŞİFOZRENİ, KIZIM VE EDWARD NORTONSevgili Ayşe. Sana Ayşe diyorum çünkü seni Adana’dan ve en eski maceralarından beri biliyorum. Artık kızım da büyüdü, o da seni zevkle okuyor yıllardır. Ama geçen hafta biraz kırıldık sana. Edward Norton’dan korktuğunu yazmışsın: ‘Şizofrenleri o kadar iyi oynuyor ki, anlayın ne kadar inandırıcı!’ demişsin. Ayşecim, tamam, Edward Norton iyi bir aktör olabilir ama şizofrenler korkunç insanlar değil ki! Yeter ki, doğru tedavi edilsinler. Bak, 18 yaşındaki dünyalar güzeli kızım liseden iftiharla mezun oldu bu yıl, üniversiteye girmek için gün sayıyor. Çok aklı başında, arkadaşları arasında da çok popüler. Ne var ki, üç yıldır şizofreni ile savaşıyor. Çok çekti ama çok güçlü, nasıl savaşması gerektiğini öğrendi. Bizler, fiziksel, mental ve farmakolojik savaşın yanında bir de sosyal savaş veriyoruz. Lütfen şizofrenleri bir canavar gibi göstermeyelim. Ve diğer mental hastaları. Sen de artık bir annesin Ayşecim, beni anlıyorsun değil mi? (E.O.)7 Hem de nasıl. Ellerimi kaldırıp teslim oluyorum. Bakmayın benim ileri geri konuştuklarıma, söylediklerime, insanın çocuğu söz konusu olduğunda aklı çıkıyor. Son derece haklısınız. Ölçüsüz cümleler kullandığım için özür diliyorum. Ve sizi yılmayıp mücadele ettiğiniz ve başardığınız için canı yürekten kutluyorum.BEN ONUNLA ŞAFAK VAKTİNDE DOĞUP AKŞAM EZANINDA ÖLMEK İSTEMEDİM KİÇoğu insan tarafından boş olarak görülebilecek, ama benim için çok önemli olan bir sorunum var: Aşık olduğum kız beni terk etti. Üstelik askerliğimin bitmesine 39 gün kala. Mükemmel bir kızdı benim sevgilim, mükemmel de bir ilişkimiz vardı. Gelecek için beklentilerimiz filan. Her şey olağanüstü giderken, üniversite bitti; ben askere, o işe girdi. Yeni iş onu çok sarstı ve beni askerliğimin bitmesine 39 gün kala terk etti. O zamandan bu yana (62 gün oluyor) bu sorunu çözemiyorum. Defalarca konuştum, yanına gittim, nafile. Artık telefonlarıma bile cevap vermiyor. Ben bugüne kadar Allah’tan hiç fazlasını istemedim. Hep verdiğiyle yetindim. Ama o, benden hayatta verdiği en değerli varlığı aldı. Benim hayatımı çaldı. Ben onunla şafak vaktinde doğup, akşam ezanında ölmek istemedim ki. Bir ömür boyu doya doya, mutlu ve huzurlu yaşamak istedim. (Emre K.)7 Hep söylüyorum, askerdeyken kimseyi terk etmeyin diye... Fena olur, sonuçları ağır olur, kaldırması zor olur... Ama güzel arkadaşım, beni dinlemiyorlar ki! Valla, bana sorarsanız sizin sevdiğiniz o kız, başkasını seviyor. Kafası karışık filan da değil, kesin kararlı. Bu, size geri dönmez... Ölçmüş, biçmiş, kıyaslamış kararını vermiş. Yani enerjinizi boş yere harcamayın. İşinize konsantre olun. Bu durumu atlatmaya çalışın, hayata yeniden başlayın. Bu olayda Allah’ın da hiçbir suçu yok...DİREKT OL VE KAFANDAKİNİ UTANMADAN SORSenden öğrendiğim şeylerden biri: Direkt ol ve kafandakini utanmadan sor. Soruyorum: Kullanmadığın kıyafetlerini ve aksesuarlarını bana verir misin? Yüzsüzlüğümü bağışla ama mümkünse hamile kıyafetlerini de istiyorum. Gelinliğini bir okuruna verdiğine göre, bana da belki hamile kıyafetlerini verirsin, neden olmasın. (Dilek C.)7 Bu soruyu doğrudan sorduğun için teşekkür ederim, aynı doğrulukla cevap veriyorum: Hayır. Çünkü gelecek yıllara ait hain planlarım var. Bir daha evlenmeyebilirim ama bir daha...OKUYUCU FAZLA KORKUSUZ YAZARLARDAN HOŞLANMAZSizi önceleri anti doğal ve gayri samimi buluyordum. Fikrim değişti. Yanlış anlamayın, sizi hálá sevmiyorum ama artık nefret de etmiyorum. Nötrüm size karşı. Terazi ortada duruyor, ne iniyor ne kalkıyor. Özgür yazmanız, kendinizi bu kadar açıkça ifade etmeniz aslında çok hoşuma gidiyor. Ama aynı şekilde bu kadar özgür yazmanız ve kendinizi bu kadar açıkça ifade etmeniz sinirimi de bozuyor. Bana kalırsa sizi de korkutan bir şeyler olmalı. Sizi bağlayan birileri yok mu? ‘Ne der acaba?’ diye düşündüğünüz... Bizler ‘Elalemin ağzı torba değil ki büzesiniz’ diye büyütüldük, başkaları için yaşamak kötü ama bu kadar da özgür olmak... Okuyucu fazla korkusuz yazarlardan hoşlanmaz bilesiniz... (Sebla K.)7 Teşekkür ederim. Artık sizin mektubunuzdan sonra biliyorum! Size hoş görünmek için birilerinden korkuyormuş gibi yapacağım. Ama korkmayacağım. Neden korkayım ki? Tabii ki benim de ‘Acaba ne düşünür?’ diye fikrini önemsediğim insanlar var. Ama sizinkilerden daha az ki, göze batıyorum...NEDEN KİMSE ANLAMIYOR BEN O CÜNEYT DEĞİLİMBen Gaziantep’te avukatlık yapan, 37 yaşında bekar, ismi Cüneyt Hüseyin olan biriyim. Geçen haftalarda köşenizde, ‘Ebru, Cüneyt seni seviyor’ başlıklı yazıda adı geçen Cüneyt ben olmamama rağmen, tüm çevrem tarafından durum farklı yorumlanmış ve yazı tamamıyla tarafıma ait gibi değerlendirilmiştir. Tahmin edersiniz ki, bu değerlendirmeler, özel hayatımda da sıkıntı yaratmıştır. Durumun düzeltilmesini rica ederim. (Av. Cüneyt Hüseyin Ayata)7 Avukat Cüneyt Hüseyin Ayata, durumu düzetiyorum. Duyduk duymadık demeyin: Bu Cüneyt, o Cüneyt değildir. Bu Cüneyt, bu haberden dolayı mağdur olan Gaziantepli avukat Cüneyt’tir! Yani daha önce sözü edilen Ebru’nun İstanbullu Cüneyt’iyle bir alakası yoktur. Antepli Cüneyt’i rahat bırakalım. Cüneyt Bey, daha ne yapabilirim bilmiyorum.SENİ GÜZEL BULMADIĞIM GİBİ ARTIK YAZILARINA DA İLGİ DUYMUYORUMBir aralar sana mail atardım. Okur muydun o mail’leri ya da değersiz görüp ‘delete’ mi ederdin bilmiyorum ama ben sana yazardım. Bu son mail’i yazmamın sebebi ise artık seni güzel bulmadığımı bilmeni istemem. Gerçi sana ne kazandıracak ya da kaybettirecek bilmiyorum, merak de etmiyorum ama işte sana son kez yazıyorum. Fark ettim ki, seni güzel bulmadığım gibi artık yazılarına da ilgi duymuyorum. Beni heyecanlandırmıyorsun artık. Hürriyet almayı da kestim. Haa unutmadan, bugünlerde çok çok çooook güzel başka bir gazeteci hanımefendiye yazıyorum. Ona methiyeler düzüyorum. O başka bir gazetede çalışıyor. Hoşçakal. (Fahrettin)7 O arkadaşım adına çok üzüldüm! Çünkü siz anladığım kadarıyla maymun iştahlısınız, bir süre sonra ondan da vazgeçeceksiniz, benim gibi onu da çok ama çooooook üzeceksiniz! Bu arada bilmenizi isterim, yeni doğum yapmış bir kadın aldatılmaz! Çok tehlikelidir...