Dün başlayan Hülya Avşar röportajı bugün de devam ediyor. Hülya Avşar, bugün yeni aşkı Saadettin Saran ile olan ilişkisini anlatıyor...
Bütün bu yaşananlardan sonra, yeni bir aşk size nasıl geldi?
- Hiç ummadığım bir anda geldi. Ve çok iyi geldi. Kimse kimsenin peşinden koşmuş değil, her şey kendiliğinden oldu. Ortak arkadaşlarımız sayesinde tanıştık. İkimiz de dilediğimiz insanla birlikte olabilecek konumdayız, ama birbirimizi seçtik. Kafalarımızın çalışma biçimi, hayata bakışımız birbirine benziyor. Ama çok zor bir beraberlik...
Neden?
- Çevreden tepkiler oluyor...
Neden tepkiler oluyor?
- Çünkü hiç ummadıkları iki insan bir araya geldi. Ve bu ilişki sürüyor. Üstelik sağlam bir şekilde. Ben ilk defa, yaşlanabileceğimi düşündüğüm bir insanla birlikteyim. Böyle bir duyguyu ilk kez yaşıyorum.
"Çevreden tepki var" ne demek, insanlar özellikle sizinle uğraşıp, ilişkinize zarar mı vermeye çalışıyor?
- Öyle de denilebilir. Bir kere herkes yorum yapıyor hakkımızda. Bu hakkı kendilerinde buluyorlar. Ahkam kesiyorlar, "Yürümez bu ilişki" diyorlar.
Sizce niye böyle düşünüyorlar?
- Birbirimize yakıştığımız için! Bu ülke böyle: Sen mutsuzsan, millet mutlu oluyor. Bizim mutluluğumuzu kabul etmeleri olgunluk ister, ki bir sürü insanda bu olgunluk yok. Gerçi, biz bunları çoktan geçtik. Artık ağızlarıyla kuş tutsalar, aramızı bozamazlar. Beni anlayan biriyle birlikte olmak, müthiş bir lüksmüş. Bir bakış ya da iki kelime yetiyor iletişim kurabilmemiz için. Birbirimize çok şey anlatmak zorunda değiliz. İnsana yük değil, kolaylık getiren bir ilişki...
İnsan bazen bir adamla birlikte olur ve hep korkar: Aldatacak mı, arkamı döndüğümde başka birleriyle kırıştıracak mı? Zaaf gösterecek mi, her güzel kadına asılacak mı? Bu ilişkide böyle korkularınız oluyor mu?..
- Hayır, böyle bir korkum yok. Olsa biter zaten. Ama hayatta olmayacak şey de değil. Ben söylüyorum, olabilecekleri önceden düşünür, gardımı alırım, şu an çok huzurlu olmama rağmen, yine de gardımı alıyorum. Olursa karşımdakine, "Bye bye, kendine iyi bak" derim, yoluma devam ederim. Ama Saadettin, 20 yaşındaki fıstık gibi manken kızlarla tanışmak hevesinde olan biri değil, ben de "Param var, işim var" deyip, 20 yaş genç adamların peşinde dolaşacak bir kadın değilim. Biz buralarda değiliz. Biz bir şeyleri şimdiden oluşturup, gelecekteki hayatımızda huzurlu olmanın çabası içindeyiz. Temelimizi böyle atmaya çalışıyoruz.
Nasıl bir aşk?
- Çok komik. Çok gülmeli. Çok çocuksu. Hayat ne gösterir kimse bilemez ama bir gerçek var ki, kolay kolay dışlayamayacağımız şeyler paylaştık, paylaşıyoruz. Hani birini tanırsın, ayrılsan bile senin hayatında izi kalır, ikimiz de birbirimiz için öyleyiz. O da benim gibi verici ve sorumluluk sahibi, o kadar yük taşımış biri ki, hálá da devam ediyor taşımaya; sanki Allah dedi ki "Buyrun işte, siz birbirinizi tanıyın ve aşık olun. Bu da benim size bugüne kadar göstermiş olduğunuz sabrın, emeğin ve isyan etmemenin hediyesi!"
Romantik bir çift olduğunuz söylenebilir mi?
- Romantizmi herkes bir mum ışığının altında yaşıyor ama bizim için romantizm, karşılıklı tenis oynamak. Onunla spor yapmaya bayılıyorum.
Tutkulu olmak ne mesela sizin için?
- Her geçen gün biraz daha birbirimizi özlemek... Biraz daha tanımak... Tanıdıkça birbirimiz için daha da tutuşmak...
İnsan, sevdiği adamla hep aynı yatakta uyanmak istemez mi?
- İstemez mi? Biz de çok özlüyoruz birbirimizi. Birlikte yemek yemeyi, gezmeyi, spor yapmayı... Şu anda ayrı evlerde yaşıyoruz, çünkü aynı anda bir sürü şeye yetişmeye çalışıyoruz. Egoist olmamaya çalışıyoruz, herkes mutlu olsun, yavaş yavaş olsun, kimseyi üzmeyelim. Herkes yavaş yavaş kabul etsin bizi. Onun çocuğu mutlu olsun. Hatta, eski eşinin bile mutlu olması lazım. Beni ilgilendirmeyen bir eş, yıllar evvel ayrılmışlar ama olsun, onun da gönlü olsun, ondan da helallik alalım. Bu yüzden aynı evde oturmuyoruz. Yoksa ne olacak, cart diye gider aynı evde oturursun. Ama ne olur? Çocuklar şoke olur. Ailesinin huzuru kaçar. Ben annesinin babasının da içi biraz rahat etsin istiyorum. Oğulları çok değerli. Acaba bu değerli varlık, hayatını kiminle paylaşacak? Gönülleri rahat olsun, zaman içinde herkes birbirini tanısın. Bunları bekliyoruz. Çok da uzun bir zaman gerekmiyor artık.
Yeni sevgilinizin eski karısıyla tanışıyor musunuz? Onunla da kahve içip, ahbaplık edebilir misiniz?
- Tanışmıyorum ama ahbaplık edebilirim. Neden etmeyeyim? Bence çok iyi bir anne. Ve Saadettin’e sevgi ve saygı duyuyor. O da eski eşine karşı böyle hissediyor. İleride o isterse, ben seve seve görüşürüm. Benim için hiçbir mahzuru yok.
Hülya Avşar’ın sevgilisi olarak anılmak sevgilinizi rahatsız ediyor mudur?
- Aramızda böyle bir mevzu hiç geçmedi. Aldırdığını sanmıyorum. O kadar başka yerlerde ki. Hayatımda tanıdığım en zeki adam, bir sürü şeyi hesap ediyor, bunu da etmiştir. O insanların arasından güzellik nasıl çıkarılır çözmüş bir erkek. Bataklıktaki nilüfer hesabı. Onun için onu bulmak çok önemli. Bizim aşkımız biraz öyle. İkimiz de birbirimiz için bataklıktaki nilüferiz.
Bu birliktelikten beklediğiniz şey?
- Bu saatten sonra evlenmesek de ölmeyiz. İkimizin de evlilikleri olmuş, çocukları olmuş. Geriye kalan nedir? Dostluk, arkadaşlık, sevgi. Bunlar olduğu sürece, o evlilik denilen şey çok da ırgalamıyor. Benim onunla evlenip, ondan rant elde edebileceğim bir durumum yok. Aynı şeklide onun da benden rant edebileceği bir durum yok. Eeee? Şu anda ilişkimiz son derece iyi gidiyor. Tek dileğim, insanların bizi rahatsız etmemesi...