Pınar, Şule, Ömer, Günseli ve diğerleri

Çocuğu erkek olarak doğuyor ama içinde bir kız yaşıyor.

Alışık olmadığımız türden bir hikâyeydi.

Müthiş bir mücadeleydi annenin verdiği. Hem kendine, hem çocuğuna, hem de topluma karşı.

Facebook’ta en fazla paylaşılan yazı oldu.

Bu da beni çok mutlu etti.

Demek ki, her ne kadar bu toplum, günden güne muhafazakârlaşsa da, her yeni gün burnumuza “THY’de içki
yasağı”, “Tesettüre uygun hostes kıyafetleri” gibi şeyler dayasalar da, insanların farklı öyküler okuma konusunda gösterdikleri hoşgörü takdire şayan.

Eşcinsel ya da transseksüel oldukları için çocuklarını reddeden, dışlayan, hatta öldüren ailelerin alternatifi olarak, zor da olsa, direnseler de, çocuklarının gerçeğini kabul edip onlarla birlikte mücadele eden anne-babaların var olmaya başlaması ve öykülerinin bu kadar çok okunuyor olması...

Gelecek için umut veriyor.

Dün de Şule ile Ömer’in öyküsünü okudunuz. Onların da oğullarının eşcinselliğini kabul etmeleri on yıl almış.

Bu insanlar LİSTAG aktivistleri.

Çocukları gay, biseüksüel, lezbiyen ya da trans olan anneler babalar. Hiçbiri de başta “Cinsel kimliği ne olursa olsun, kabulümdür” dememiş. Hepsi bu durumdan rahatsız olarak uzun süre kendileriyle boğuşmuşlar.

Bugün de sizi Günseli ve Metehan’la tanıştırıyorum...

Avrupalı aileler de bizim kadar acı çekiyor

LİSTAG nasıl kuruldu?
Günseli: 2008 Ocak’ta Beyoğlu’nda bir kafede iki anne bir araya geldik, ben ve Sema. Derken beş kişi olduk. Sonra da gerisi geldi. Esas olarak amacımız, diğer anne-babalarla yaşadıklarımızı paylaşmak, bilgilerimizi aktarmak, karşılaşacakları zorlukları daha kolay atlatmalarına yardımcı olmak.

Yurtdışında incelemeler yaptınız mı? Orada nasılmış?
-  Evet yaptık. LİSTAG kurulduktan sonra, İtalya’ya bir aileler toplantısına gitmeye karar verdik. İşte orası bizim dünyamızı değiştirdi. Orada gördük ki, Avrupa’da da durum farklı değil. Onlar da, bizim yaşadığımız acıları, sorunları yaşıyorlar. Çözümü de bir araya gelip, bilgilerini paylaşmakta bulmuşlar. Biz, orada, o ailelerle kucaklaştık. Giderkenki duygumuzla, gelirkenki düşüncemiz çok farklıydı. Onları “Onur Yürüyüşü”nde çocuklarıyla omuz omuza görmek bizi çok etkiledi. Döner dönmez CETAD Başkanı Nesrin Yetkin’le de çalışmaya başladık.

CETAD nedir?
-  İtalya’da aileler bir psikiyatr ya psikiyatrist moderatörlüğünde paylaşımlar yapıyorlardı. “İstanbul’da bunu kiminle yapabiliriz?”i düşününce CETAD’ı bulduk. Cinsel Eğitim ve Araştırma Merkezi. Psikiyatristlere cinsellik konusunda eğitim veren bir meslek kuruluşu. Her ayın ilk perşembesi orada toplanıyoruz...

Metehan

YEDİTEPE Üniversitesi Sosyal Antropolji’de yüksek lisans yapıyordum. Doktora tezimin konusu da “Çocuklarının eşcinsel olduğunu öğrenen ailelerin yaşadığı süreçler” idi.

“Ben bu ailelere nasıl ulaşırım?” diye uğraşırken Sema ve Günseli ile birlikte LİSTAG’ı kurduk.Bugün ben de LİSTAG aktivistlerden biriyim.

Doktora tezime gelince hiç bitmedi, akademisyen olmaktansa aktivist olmayı daha eğlenceli buldum!

-  Öğrenen ailelelere destek olmak ve CETAD toplantıları dışında, her ay grubun içinden birinin evinde yemek yaparız. Oraya aileler lezbiyen, gay, biseksüel ve
trans yakınlarıyla birlikte gelirler. Böylece benim annem gibi bir anne, eşcinselliği kafasında sorgularken Pınar’ın trans kızını görür, Şule ve Ömer’in eşcinsel oğluyla tanışır. Ve bir kaynaşma olur.

-  Yıllar evvel ben kendi anneme henüz “açılamamış”ken, bir İngiliz annenin omzunda ağladım. İnsan zor durumdayken onu anlayacak, şefkatini esirgemeyecek bir omuz arıyor. Bulduğu zaman da çok seviniyor. İşte LİSTAG anneleri de böyle. Türkiye’nin her tarafından pek çok eşcinsel ya da transseksüel onlara açılıyor.

-  Bir de danışma hattımız (0531 467 77 53) var. Türkiye’nin herhangi bir yerinden arayabiliyorlar. Bu telefon, aileler arasında dönüyor. Mutlaka “Alo?” diyen ve karşısındakinin derdini dinleyen biri çıkıyor.

GİT İNTİHAR ET

Eğitim seviyesi yüksek olan anneler babalar, çocuklarının eşcinsel olmasını daha mı kolay kabul eder?

Metehan: İkisinin de akademisyen olduğunu öğrendiğimiz bir anne-baba, oğullarının eşcinsel olduğunu öğrenince şok yaşıyor. “Biz düşündük, yapılabilecek en iyi şey ya intihar etmen ya da Avrupa’ya gidip göz önünden yok olman!” diyor.  Gerekçe şu: “Bizim çevremiz bunu kaldırmaz!”

Ben bir dindar lezbiyenim

BEN lezbiyenim, ama aynı zamanda dindarım da.

Kendimi bildim bileli böyleyim. 5 vakit namaz kılıyorum, orucumu tutuyorum, çocukluğumdan beri Kuran okuyorum, kurbanımı kesiyorum.  Kısacası bir Müslüman olarak elimden geldiğinde dini vecibelerimi yerine getiriyorum.  Ama biliyorum ki lezbiyenliğimin bana yaşattığı hayat, İslam inancında haram ve zina.

Fakat zerre kadar bir erkeğe ilgi duyamadığım için bunun üstesinden gelemiyorum. Ben Allah inancı ve eşcinselliği arasında sıkışıp kalmış bir bireyim. Ne inancımdan vazgebiliyorum (ki Rabbim nasip etmesin) ne de lezbiyenliğimden. Ya zorla kendimi bir erkekle evlendireceğim ya bekâr kalıp aseksüel oluup, hiçbir günaha bulaşmadan yaşayıp gideceğim ya da lezbiyenliğimi gizli gizli yaşacağım. Ben üçüncü şıkkı tercih ediyorum.

Evet günah işliyorum fakat beni yaratan Rabbim’den asla ama asla ümidimi kesmiyorum. İnşallah, bizi de affettiklerinin içine alır. Çünkü hiçbir günah, Rabbim’in affetme gücünden daha büyük olamaz.

Dünyada milyonlarca gizli gay, lezbiyen ve biseksüel var. Bazıları bu hayatı yaşamayı zor buluyor ve cinsellikten vazgeçiyor, bizim gibiler de 2 hayatı da en kral şekilde tiyatro oyuncusu gibi oynuyor. Biz eşcinseller, en mükemmel oyuncularız, çünkü bu oyunu oynamaya mecbur bırakılıyoruz. Yolda beni görsen, tanışsan, enerjimi hissetsen kesinlikle eşcinsel olduğuma inanmazsın. Bu yüzden sürekli istemeye niyetleniyorlar, erkeklerden çıkma teklifleri alıyorum. Bir parçacık ilgi duyabilseydim şu anda 2 çocuğum olurdu.

Ne yazık ki toplum bizi kabullenmeye hazır değil.�

Biz de o yüzden gizlenmeyi tercih ediyoruz.�

Rabbim bizleri bu günahlarımızdan dolayı bağışlasın ve yaşadığımız bu zor hayatta sabırlar versin.
Selma K. 

-  Söyleyebilecek bir şey yok. Durumunuz zor, Allah yardımcınız olsun. Dindar bir lezbiyen ilk defa duyuyorum. Ama insan hali bu, her şey olabilir. Bu haber için uğraşırken şöyle bir örnekle karşılaştım, biyolojik olarak erkek doğan biri cinsiyet değiştirme operasyonu geçiriyor, kadın oluyor. Ama kadınlarla birlikte olabilmek için. Transseksüel lezbiyen. O yüzden sizin durumunuz beni şaşırtmadı. İnşallah bir yolunu bulup, daha az acı çekmeyi başarabilirsiniz. Allah’ın iyi kalpli kullarını affedeceğini düşünüyorum.