Paylaş
35 bin kişi başvurdu!
Az buz bir şey değil.
Tanıdığım pek çok kişi seçim günü sabahın 5’lerinde yola düştü, okullarını buldu, sandık başına gitti ve müşahit oldu.
Seçim sonrasında müşahitlerin bir bölümünde “Bunca çabamıza rağmen sonuçlar değişmedi” diye bir hayal kırıklığı oldu.
Oysa “Oy ve Ötesi”nin kurucu ekibinden Sercan Çelebi bunun doğru olmadığını anlatıyor.
Siyasi dönüşümlerin geceden sabaha olamayacağını söylüyor.
“Önemli olan toplumda siyaseti denetleme bilincinin yerleşmiş olması” diyor.
O yüzden 10 Ağustos seçimleri için yeniden “Oy ve Ötesi” çalışmaya başladı. Üstelik İstanbul’a 5 şehir daha eklenmiş olarak...
Ankara, Bursa, İzmir, Antalya ve Adana...
Bize ihtiyaçları var...
Haydi arkadaşlar!
“Oy ve Ötesi” inanılmaz işe yaradı. Çünkü o gün oraya gidenler, seçim sonuçlarından mutlu olsunlar ya da olmasınlar, o sonuçların hile hurdayla değil, hakikaten siyasi çalışmanın sonucunu yansıttığını gördüler. Eğer sonuç seni tatmin etmiyorsa, artık “Oylar çalındı da o yüzden!” deme hakkın yok. Senin daha iyisini yapıp ya da partini daha iyisini yapmaya zorlayıp, sonucun değişmesi için gayret sarf etmen gerekiyor.
Nerde kalmıştık?
-30 Mart’taki seçimlerde 33 bin sandık gönüllüsü arıyorduk, 35 bin bulduk... “Oy ve Ötesi” gönüllüleri, İstanbul’daki oyların yüzde 97’sine dokunabilecek şekilde organize oldular. Süreci başından sonuna kadar takip ettiler. Seçim bittikten 12 saat sonra, sandık sandık, nerede ne sonuç alındı biliyorduk.
“Oy ve Ötesi” hayatımıza ne kattı?
-Önce çıkış amacımızı hatırlayalım: 30 Mart günü, kafamızı yastığa koyduğumuzda rahat uyuyabilmek, “En azından İstanbul’da, sandık başında bir hile yoktu!” diyebilmek. Ki amacımıza ulaştık...
Gerçi seçim sonuçlarıyla oynadığına dair bir sürü iddialar ortaya atıldı...
-Diğer illerde ne olduğunu bilmiyoruz, biz sadece İstanbul üzerine konuşabiliriz. Sandık sandık kendimiz baktık. Sandık başında dalavere yapıldı mı, yapılmadı mı, bu sorunun cevabını aradık. Seçimi, partilerden bağımsız bir şekilde denetledik. Bizim gönüllülerimizin görev yaptığı sandıklarda böyle bir şey yaşanmadı. Ayrıca neyi kontrol ettik? Acaba sistemde bir sakatlık var mı? Oylar, sisteme girdikten sonra bir müdahale var mı? Onun da olmadığını gördük. Çünkü biz, elimizdeki sonuçları topladık saydık ve resmi sonuçlarla karşılaştırdık. İstanbul’da bir hile hurda yaşanmadı!
Peki insanlardaki hayal kırıklığını nasıl izah ediyorsunuz?
-Bu proje, sistemin güvenilirliğini test etme projesiydi. Biz hedefimize ulaştık. Ama hangi partinin kazandığı, hangi partinin kaybettiği bizi aşıyor. Tabii ki “Oy ve Ötesi”nde görev alanlar, sonuçları, kendi siyasi yakınlıklarına göre değerlendirdiler. Hükümet partisinin başarısı bazıları için sevinç kaynağı, bazıları için üzüntü kaynağı oldu. Bu çok doğal. Ama “Oy ve Ötesi” asla ekip olarak, kişilerin görüşlerini sorgulamadı. Bizim için önemi olan seçim sonuçları değil, sistemin nasıl işlediğiydi...
Ama sandık sonuçlarının Yüksek Seçim Kurulu’na aktarılması sırasında, yanlış yapıldığına dair bir sürü itirazlar oldu...
-Acaba sandıklar kapandıktan sonra yolda giderken bir şeyler yapıyorlar mı? Ya da bilgisayara girerken yapıyorlar mı diye biz de merak ettik. Sandık sandık seçim sonuçlarını aldık, arkada kendimiz topladık. Eğer arada bir farklılık olsaydı zaten YSK’ya gidip itiraz ederdik. Gönüllülerimiz orada olduğu için biz bu kadar net ve emin konuşabiliyoruz ve içimiz rahat oluyor. Ama aynı şekilde şunu da biliyoruz ki, eğer orada olmasaydık sonuçlarla ilgili tereddütler ve sisteme güvensizlik aynı şekilde devam edecekti. Seçim sistemiyle ilgili tereddütleri ortadan kaldırmanın yolu, siyasi partilere teslim olmak değildi. Kendimiz bir şey yapıp olaya müdahil olmalıydık. Ve bu amaç doğrultusunda 35 bin insanı bir araya getirdik. O insanlar, yarın öbür gün, başka bir konuda, sistemin tıkandığı noktalarda, yine aynı organizasyonla bir araya gelip, yine bu şekilde fark yaratabilirler. 30 Mart’ın bizim için en büyük kazanımı bu oldu. İnsanlar, bir eylemsizlik duvarını aştılar. Konuşuyor ediyorduk, “Oylar çalınıyor! Orda burada yakılıyor!”
Gittik, organize olduk ve gördük ki öyle bir şey yok...
Yeni eklenen 5 şehir hangileri?
-Ankara, Bursa, İzmir, Adana ve Antalya. İstanbul’da yaptığımızı görenler, “Burada da yapalım!” diye bizi sıkıştırdılar. Bundan sonra İstanbul’la birlikte 5 şehirde daha yapacağız. Türkiye’deki seçmen nüfusunun yüzde 40’ına dokunmuş olacağız. Organizasyon yine başarılı olursa, bunu daha büyütmeyi de planlıyoruz.
Şimdi hummalı bir çalışma sizi bekliyor...
-Evet. İlk çağrımızı bu röportajla yapmış oluyoruz. Biz bu 6 ilde, ilçe ve okul sorumlularını belirledik. Sırada sandık sorumluları var. Geri kalanlar da yani gönüllü sandık gözetmenleri, halihazırda yürümekte olan sisteme dahil olacaklar.
Toplam kaç kişi görev almış olacak?
-İstanbul’da zaten 35 bin gönüllü vardı, diğer illerle birlikte 100 bin bekliyoruz. Yaşayıp göreceğiz.
ÜLKE GECEDEN SABAHA DEĞİŞMİYOR
Evet, 30 Mart’ta görev alan gönüllülerimizde bir motivasyon kaybı var. “O kadar yaptık, olmadı!” diye düşünüyorlar. Oysa bilmeleri lazım ki, hangi siyasi görüşten olurlarsa olsunlar, memleketi kendi istedikleri noktaya geceden sabaha götürmek mümkün değil. Sen bir şeyleri değiştirmek istiyorsan, buna uzun vadeli bakmak zorundasın. Önceki seçimde “Olmadı!” diye, ikinci seçimde geri düşersen, böyle sonuca gidemezsin. Kimse gidemez...
ADANALI GÖNÜLLÜLER ARANIYOR
www.oyveotesi.org’tan sandık gönüllüleri başvuruları başlamış durumda. Adanalı olarak da, senin Adanalılara çağrı yapmanı istiyoruz. Organizasyon ekibi oturdu ama harıl harıl sandık gönüllüsü bekliyorlar!
Paylaş