Paylaş
Okur isyan edince...
Benim de hoşuma gidiyor.
Sağlık Bakanı Osman Durmuş'u eleştiren faksları, e-mail'leri okuyunca içimin yağları eriyor.
Oh be diyorum, oh be!
Ne güzel, insanlar, acılarına rağmen müthiş bir tepki gösteriyor, tepki büyüyor, cümleten herkes, bu adamın, bu hiç de sayın olmayan bakanın, bir an önce gitmesini istiyor.
Bu arada Radikal Gazetesi'nin Pazar ve Pazartesi günkü manşeti de insanın içinin yağlarını eriten cinstendi.
Size de öyle oluyor mu?
İnsan sabah gazeteyi eline alınca, kayda değer bir manşet görmek istiyor. Sağlık Bakanı Osman Durmuş'un ‘‘Susup gitmesi’’ konusunda ilk manşeti yapan Radikal Gazetesi'ydi. Sık sık aleyhinde haber yapmalarına rağmen, diğer gazeteler manşete çıkarmamışlardı. Okurların tepkisi, gazetelerin tepkisiyle birleşince kamuoyu görüşü oldu. Ve hepimizin içini rahatlattı. İşte bana ulaşan okur tepkilerinden bazıları...
Sağlık Bakanı, kesinlikle sağlıksız
... Sizleri okudum.
Sizlerin sayesinde bilgilendim, hüzünlendim, güldüm.
Evet, şimdi ben okuyucunuz olarak sizden yardım istiyorum.
Depremde maddi hiçbir zarar görmedim, hiçbir yakınımı kaybetmedim buna rağmen içim yanıyor, çoğu insan gibi kalbim kanıyor. Bu organizasyonsuzluğu gördükçe psikolojik dengem bozuluyor. Sorguluyorum, beynimde hiçbir yere oturtamıyorum.
Bu memleketin insanları yönetim hatasından can kaybediyor.
İnanamıyorum.
Çoğu yardım kampanyasına katıldım ama yetmedi, yetmiyor.
Birilerinin diyet borcu olmalı.
Sağlık Bakanı bizi haketmiyor!
Lütfen kampanya başlatalım ve Sağlık Bakanı istifa edinceye kadar sürdürelim. Ben artık onun beyanatlarını dinleyemiyorum.
(Türkan Ersoy)
Amerika'da yaşayan Türkleri de utandırdı
Sayın Sağlık Bakanı,
Gazetelerden Amerika'dan gelecek yüzer hastaneleri reddettiğinizi öğrendim. Bir Türk olarak, yapmış olduğunuz kabalıktan ve düşüncesizlikten dolayı duyduğum utancı belirtmek isterim.
Yazıklar olsun size.
Türkiye'de insanların şu anda hiç tuvalet bulamayıp da, açık sahaları kullanmak zorunda olduğu bir ortamda, hiç yiyecek bulamayıp da, sade ekmeği paylaştığı bir ortamda, ameliyat yapacak yeteri kadar doktoru olmayıp da, elçilikler vasıtasıyla, Amerika da dahil, bütün yurt dışında cerrah aradığı bir ortamda, dışarıdan gelecek her kuruşluk yardıma ihtiyacı olduğu bir anda, hangi mantığa dayanarak, teklif edilen hastaneyi reddettiğinizi anlayamıyorum.
İhtiyacımızı bırakın, yaptığınız hareketin ne kadar kaba bir davranış olabileceğini hiç düşündünüz mü? Bu yaptığınız hareketin meşhur Türk dostluğuna ve inceliğine hiç sığmayacağı aklınızdan geçti mi? Yapmış olduğunuz hareketin, cenazesi olan bir eve komşunun getirmek istediği bir tencere çorbayı ‘‘Çorbamız var! Zaten sizinkinin yağı da güzel değil!’’ deyip, çorbayı iade etmek anlamına gelebileceğini hiç düşündünüz mü?
Daha ne denir?
Bizleri çok rencide ettiniz.
Ve utandırdınız.
(Bünyamin Yazıcı, ABD)
Nedenini tüm Türkiye biliyor
Sağlık Bakanı'nın görevden alınması ve bu yönde kamuoyu oluşturulmasını istiyorum. Nedenini tüm Türkiye biliyor. Türkiye derken, tabii Cumhurbaşkanı'nı, Başbakan'ı, Meclis Başkanı'nı ve Başbakan yardımcılarını dışında tutuyorum.
(Murat Sav)
Böyle insanlık, böyle bakanlık olur mu?
Böyle insanlık, böyle bakanlık olur mu? Şimdi gururun sırası mıdır? Yapamadığını, yapamayacağını bildiğin işleri, olmayan, kullanamadığın olanakları sana sunmak isteyenleri ‘‘Sağolun biz hallederiz!’’ deyip geri çevirenler katil değil de, nedir?
Çok iyi bir iş becermiş gibi, kişisel gururunu tatmin eden bu bakan denen zırva insan, İnglitere'deki Channel 4 kanalına verdiği söz konusu beyanatı üzerine, spikerin alaylı gülümsemesiyle karşılaşmıştır.
Bundan bile haberi yoktur.
Ama bizler, ‘‘Neyin var da, hayır dersin!’’ şeklindeki alaylı gülümsemesini burada yüksek lisans yapıp ülkemize dönüp görev yapmayı bekleyen gençler olarak, hepimiz gördük. Ve böyle bir bakanımız olduğu için kahrolduk. Aklımız almadı, deliye döndük. Orada binlerce insan can çekişiyor, devletin yetkilisi dalga geçiyor. Yazık ki, ne yazık!
Hani Tansu Çiller, Mesut Yılmaz, Erbakan nerede?
Diğerleri nerede?
Halkın, sokağa çıktıklarında paramparça edeceklerini bildikleri için insan içine çıkmaktan kaçar oldu tabii hepsi.
Yarın öbür gün oy istemeye çıkarlar, oy uğruna gecekondulara kaçak yapılara göz yumarlar. Odun, kömür, bir file erzakla göz boyamaya kalkarlar. Biz olsaydık, böyle olmazdı demeyi bilirler. Din, vicdan sömürür, oy isterler. Ondan sonra da vatandaşı unutur giderler.
Vatandaşa da bu olur işte:
Onbinlercesi ölür, bir o kadarı da yaralanır.
Kalanı da bu acıyla yaşadığından bir şey anlarsa anlar.
Bütün ülkenin içi yanar ama ders alan olmaz.
Aynı döngüde döner gideriz.
Lütfen bu sefer böyle olmasın.
Yanlış insanlar, yanlış yerlerde...
Ne sağ, ne sol, biz, insan gibi yönetici, işini iyi bilen yönetici istiyoruz.
(Pınar Karaman/ İngiltere)
Sağlık Bakanı AKUT'çuları kıskanıyor
Sağlık Bakanı Osman Durmuş'u şiddetle kınayarak istifaya davet ediyorum. Eğer istifa etmiyorsa, Sn. Başbakanımız'dan ilgili Bakanı görevden almasını bekliyorum. Bu Bakan, kabine içinde bulunduğu sürece, başta hükümet ve devlet, vatandaşın büyük tepki ve kini ile karşı karşıya kalacaktır.
Bu tepkinin Sayın Bakan tarafından saptırılan nedenlerine gelelim:
1. Yurt dışından gelecek yabancı sağlık ekiplerini istemiyor. Sebep olarak ihtiyacımız yok diyor. Gelen ekipler, bizim yaşam tarzımıza uymuyormuş! Bir komik örnekle perçinliyor: İtalyan sağlık ekibi, tuvalet yokluğundan yakınıyormuş, alaturka tuvaletleri kullanmak istemiyormuş! Gelecek olan Amerikalı ekibi de işte bu sebeple kabul etmek istemiyor. Ama bu ekiplerin alet ve edevatını istiyor. Oh ne ala, ne ala!
2. AKUT'çuları şov yapmakla suçluyor. Sebebi mi ne? Devletten önce, organize olup, bölgeye gidip ihtiyaçları saptayarak, bunlar doğrultusunda şehir merkezlerinden yardım toplamaları! Türkçesi, Sayın Bakan otoritesi dışında bu işin gerçekleşmiş olmasını içine sindiremiyor. Kıskanıyor. Organize olmuş AKUT'çular, kendi içinde krize girmiş olduğu herkes tarafından bilinen kriz masalarını mı beklemeliydiler?
Sonuç olarak, bu kadar boş ve art niyetli düşünceler ile yardım için parçalanan insanları baltalayan, at gözlüğü takmış Sağlık Bakanı hemen istifa etmeli, ettirilmelidir. Bu devirde, bu kadar faşizanca düşünmek sadece boş beyinlerin işidir.
AÇIKLAMA
Yazarımız Ayşe Arman'ın 23.08.1999 Pazartesi günü yayımlanması gereken köşesi, yazıişlerinin deprem trafiği arasında kazaya kurban gitmiştir. Bu durumdan ötürü kendisinden ve okuyucularından özür dileriz.
N.Özkan
Paylaş