İtiraf edeyim şeker ve evcimen bir çift. Adam eve erken geliyor, pür neşe içinde, ıslık çalıyor, üstünü değiştiriyor, "Oğlum uyandı mı?" diyor, kendisine bir viski koyuyor, birazdan oğlan uyanıyor, birlikte oynuyorlar, kadın mutfakta yemek yapıyor. Ben de arada ikisiyle ayrı ayrı konuşarak bu röportajı yaptım...
KAYA ÇİLİNGİROĞLU
Eskiden başkası için yaşıyormuşum şimdi benim için yaşayan biri var
Hayatınızın hangi dönemindesiniz?
-Orta yaş. 45 oldum.
Kendinizi durulmuş, ne istediğini bilen biri gibi hissediyor musunuz?-Yoo, ben ne istediğimi hep biliyordum. Hiçbir zaman çok gezip tozan, hoppa bir adam olmadım, herkes ne kadar yapıyorsa, ben de o kadar yaptım. Ama işte benim yaptığım her şey göze battı. Kötü bir repütasyona sahibim. Yıldızım düşük belki. Belki de eski ilişkimden dolayı...
Hülya Avşar ile olan evliliğinizi mi kasdediyorsunuz?-Evet. İlişkiniz iyiyse, kamuoyu pek ilgilenmiyor. İlla bir olay olması gerekiyor, birinin de "kötü", "serseri..." Bana o rolü uygun buldular. Neyse ki herşey geride kaldı. Artık hayatımda bembeyaz bir sayfa açıldı.
Sahip olduğunuz yeni aileyi nasıl tanımlıyorsunuz?-Komik, sıradan ve normal bir aileyiz.
Evde en huzurlu olduğunuz an...-Ben salonda Zehra’ya kitap okuyorum, Kaya bir şeylerle oynuyor, yine bir muzırlık peşinde, biraz önce annem aramış, o iyi, içim rahat, mutfaktan güzel kokular yükseliyor, Feraye bir şeyler pişiriyor. Birazdan hep birlikte akşam yemeği yiyeceğiz.
Bu arada birlikte yaşamaya devam edebilirdiniz? Neden evlendiniz?-Kaya büyüyor, "Ablamın annesiyle evlendin. Neden benim annemle evlenmedin?" diye sormasını istemedim. Bir de bence Feraye bunu hak etti.
Hak mı etti? Bu da ne demek şimdi?-Benim için evliliğin hiçbir anlamı yok, altı üstü bir belediye nikahı. Ama onun açısından önemliydi. İnsanlar "Feraye çok istiyor ama Kaya istemiyor" gibi şeyler söylüyordu. Zor durumda kalsın istemedim. Bir de o kadar sabırlıydı ki, bir kere bile "Evlenecek miyiz? Ne olacağız biz!" gibi sorular sormadı. Sorsa, hayatta evlenmezdim.
Neler öğrendiniz Feraye’den?-Müthiş sabırlı bir kadın Feraye. Artı dinlemesini çok iyi biliyor. Bir Akrep kadını o. Gerçekten farklı oluyormuş Akrep kadınları. Bir arkadaş gibi, başıma gelen her kötü şeyde o yanımdaydı. Feraye insanla didişmez, huzur verir. Ne diyeyim? Eskiden ben başkası için yaşıyormuşum, şimdi benim için yaşayan biri var.
O kadar mı fedakar?-Evet. Benim özlediğim de buymuş demek ki. Bütün bunları Feraye’de bulduğum için onu tercih ettim. Bir başkasının hayatını yaşamak kötü bir şeymiş. Hülya ile evliyken çok üstünde durmuyordum, şimdi farkı fark ediyorum...
İnsan her ilişkiden bir şey öğrenir ya, önceki ilişkiniz size neler öğretti?-İkisinden de çok şey öğrendim. Ama o kadar büyük fark var ki. O farkı da hiçbir zaman kamuoyuyla paylaşmayı düşünmüyorum. Belki bir gün kızıma anlatırım. Kimseye saygısızlık etmek istemem. Hani ayrılıp bir başkasıyla beraber olurlar, "Ben aşkın ne olduğunu şimdi anladım" derler, "Ya da kadınlığımı/ erkekliğimi şimdi yaşıyorum." Öyle bir laf etmek bana yakışmaz.
Eski eşiniz evlense...-Çok çok memnun olurum. Keşke...
Tam da evlendiğiniz günlerde, tenis maçları ve evlilik üzerine espriler çıktı. O haberleri okuyunca gülümsüyor musunuz? Bildiğim kadarıyla arkadaşsınız, telefon açıp yorum yapıyor musunuz? -Yoo, yorum yapmak bana düşmez. Öyle bir hayat tercih ediyor. Eskiden de öyle yaşıyordu şimdi de öyle yaşıyor. Kendi tercihi. Artık beni ilgilendiren bir konu değil.
Siz Feraye’ye gerçekten aşık mısınız?-Benim için aşkın tarifi: Onsuz olamamak. Benim Feraye ile ilişkim de böyle, onsuz olamıyorum. Ne kadar sürer bilmiyorum ama şimdilik çok keyifliyiz.
Sizin hayatınızı kolaylaştırıyor, problem yaratmıyor, sizi koşulsuz şartsız seviyor. Bir erkek daha ne ister! Domestik mi peki?-Yok hayır 13 sene prodüktörlük yaptı. Oğlan biraz büyüsün yine çalışmak istiyor. Feraye problemli bir kadın değildir doğru, istemez- mistemez, vıdı vıdı yapmaz. Biraz kıskançlığı var, o da doğal. En büyük şansı da benim olgun dönemime dek gelmiş olması. 10 sene evvel olsaydı bu kadar rahat edemezdi.
Bunun açıklaması ne? Artık gece hayatınız yok. Siz bir ev erkeğisiniz!-Valla, 5 senedir filan gece kulübüne gitmiyorum. Akşamları 6 gibi evdeyim. Canım eve gelmek istiyor. Oğlanla oynuyorum. Kitap okuyorum. Feraye ile laflıyoruz. Haftada bir çıkıyoruz. Sıkıldım ben galiba gece hayatından. Bir de eskiden golf yoktu hayatımda. Şimdi var, golften sonra evde olmak ayaklarımı uzatıp, en az 100 sayfa kitap okumak istiyorum.
Ne okuyorsunuz?-Her şeyi. Ama en çok tarih ve biyografi. Roman okumam. Bir tek John Grisham. Obama’nın hayatından 50 Cent’in hayatına kadar hep biyografi okudum.
Uzak bir ülkeye golf oynamaya gittiniz, çok güzel bir kadınla tanıştınız, o da sizin gibi golf tutkunu. Bir sürü başka ortak noktanız da var. Feraye’yi ve bu hayatı bırakıp yeni bir beyaz sayfaya geçme ihtimaliniz olabilir mi? Aşık olabilir misiniz bir başkasına...-"Hayır yok" dersem, yalan söylemiş olurum. Aşk bu, herkesin başına gelebilir. İnşallah gelmez, o ayrı. Ama şunu da söyleyeyim: Golf oynayan o kadar güzel bir kadın bulmak zor.
Feraye sizin kapasitenizi çok iyi biliyordur, o yüzden kıskanıyordur. İsterseniz bir kadını nasıl baştan çıkarabileceğinizi de.... -Bunlar kadınsal davranışlar. Normal. Eskiden daha tedirgindi. Daha çok sokağa çıkıyordum. Şimdi öyle bir şey de yok. Bu arada çok abartıldı bu meseleler. Evliyken birkaç hadise oldu ama ben her erkeğin yaptığı kadar yaptım. Ünlü bir kadınla evliydim, o yüzden yazıldı, çizildi.
Siz, Hülya Avşar’ın karizmasını çizdiğinizi düşünüyor musunuz? İstemeden... Sizinle yaşadığı evlilik, ilişki... Şimdi köprünün altından çok sular aktı ama bazen durup, "Ben de bu kadına haksızlık ettim" dediğiniz oluyor mu?-Asla. Aramızdaki birtakım şeyler bitmişti, ben onu çok uyardım. Daha sonra olacak şeyleri tek tek anlattım. O pek dinlemek istemedi. Ya da dinledi işine gelmedi.
Çok güzel kadınlar en çok kendileriyle mi meşgul?-Evet. Çok güzel kadınların şunu düşünmesi lazım. "Bir gün ben de yaşlanacağım ve en mutsuz ben olacağım!" Sadece güzelliğinle varsan bu hayatta, yandın! 60 yaşına gelip bozulduğunda en çok sen üzüleceksin. Dolayısıyla önlemini alacaksın. Ben hiçbir zaman kendimi çok yakışıklı bir adam olarak görmedim, saçım dökülse de, şişmanlasam da bu beni çok rahatsız etmez. Anlatabiliyor muyum?
Feraye kilo veremeseydi...-Onun için sorun değil öyle şeyler. Hemen verdi. Biraz da genetik. Vücut olarak ince bir kız. Ben zaten önce Feraye’nin fiziğini beğendiğim için beraber oldum. Aklını beğenme gibi bir lüksüm yoktu. Aklını sonra tanıdım.
Bakınca "dan" diye insanı çarpan bir kadın değil, sonradan fark ediyorsunuz...-Burada benim eksper olduğum ortaya çıkıyor. Demek ki, ben onu önce görüyorum! Ben sarışın kadın sevmem. Hastası olan insanlar var, bana seksi gelmez. Herkesin bir beğenisi var, ben esmer seviyorum.
HER KURALI YERİNE GETİRDİM SADECE TEKTAŞ ALAMADIM
Siz bu hikayenin mutlu sonla noktalanacağını hissetmiş miydiniz?-Hayır. Hiçbir şeyi düşünerek yapmadım. Çocuğu da düşünerek yapmadım. Hep olaylar bizi getirdi. Ama istedim ve sevdim. Şu anda halimden çok memnunum. Bir çocuk düşürdü keşke onu da doğurabilseydi...
Bir tane daha istiyor musunuz?-Bu ekonomik durumda üç çocuğa bakmak biraz zor ama olursa, aldırma taraftarı değilim. Keşke imkanım elverse 5 çocuğumuz olsa.
Feraye, hiç tırmalamayan bir kadın mı?-Hayır hiç tırmalamaz, benimle evlen demez, bir çocuk daha yapalım demez. Huyumu biliyor, bana zorla bir şey yaptıramazsın, ben istersem yaparım.
Belediye başkanı eve girdi. Feraye’nin tepkisi?-Başkanla aramız iyi değildi, Feraye de bunu biliyordu, görünce önce bir afalladı. Sonra en yakın arkadaşı geldi. Elinde gelinliği görünce anladı. Evlenme teklif ettim. Aslında Como’da Villa d’Este’de edecektim. Orayı çok seviyor. Kriz- mriz, olamadı. Evde ettim.
Diz çöküp mü?-Valla, ne gerekiyorsa yaptım. Her bir şeyi yerine getirdik. Bir tek, tek taş alamadım, inşallah onu da para kazanırsak alacağım!
Oğlan?-"Annem gelin oldu, annem gelin oldu..." diye ortalıkta dolanıp duruyordu.
Son soru: Kolay bir adam mısınız, zor mu?-Zor bir adamım. Çok şey beklerim. Evde her şey düzenli, temiz olsun. Güzel yemekler pişsin. Kadın bakımlı olsun, bana uysun. Benim hobilerim, benim fobilerim. Evet, geçinmesi zor bir adamım ama eğlenceli ve heyecanlı olduğumu söyleyebilirim.
BABA-KIZ KONUŞMASIGeçen gün baba- kız konuşması yaptık Zehra’yla. Annesiyle ayrılma sebebimizin Feraye olmadığını anlattım. "Ama onunla ayrılmış olmam ya da Feraye ile evlenmiş olmam, seninle ilişkimi hiçbir şekilde etkilemeyecek" dedim. "Ben her zaman senin babanım..."
Tutkulu, sabırlı, sezgileri kuvvetli ve cinselliğe düşkünAkrep kadınıymışsınız. Nasıl olur Akrep kadınları?-Tutkulu, sabırlı, sezgileri kuvvetli, cinselliğe düşkün, iyi arkadaş, iyi dost, yapılan iyilikleri de kötülükleri de unutmayan...
Hangisi daha zor: Küçük Kaya mı, büyük Kaya mı?-Aaah ikisi de!
Ufaklığın adını niye Kaya koymuştunuz?-Ben Kaya ismini çok seviyorum, babası da oğlu olursa ismini Kaya koyması için Kaya’ya vasiyet etmiş.
Nasıl bir ailesiniz siz?-Mutlu, huzurlu, eğlenceli bir aile...
Full time anne oldunuz? Sıkılmıyor musunuz?
-Yoo tam tersine, bu benim kendi tercihim. Her şeyiyle kendim ilgilenmek istedim.
Yaşadığınız hayat, domestik bir ev kadını hayatı mı?-Asla! İstesem de olamam. 13 sene tatil yapmadan çalıştım, küçük Kaya’nın doğumuyla ara verdim. Biraz büyüsün, yeniden başlamak istiyorum.
Sorunlarınızı Kaya’ya mı, yakın bir kız arkadaşına mı anlatmayı tercih edersiniz?-Her şeyi önce Kaya’ya...
Oğlanla hangi özellikleri birbirine benziyor?-Aynılar! Yataktan kalkışları bile aynı. Acelecilikleri, sabırsızlıkları, vücut yapıları, renkleri... Bir tek gözler ve bakışlar benden...
Yine de düşününce, Türkiye’nin en iddialı kadınlarından biriyle evliydi, boşandı, sizinle evlendi. Bu durum, gururunuzu okşamıyor mu? "Vay be hayata bak!" demiyor musunuz?-Bu durum beni hiç ilgilendirmedi, benim için önemli olan sevgimiz oldu.
Onda başka erkeklerde olmayan ne var?-Temiz kalp, tutku, dürüstlük ve özgüven.
Ya huylu huyundan vazgeçmezse ve bir gün tekrar gece hayatında turlamaya başlarsa... -Bizi kaybetmek istediğini zannetmiyorum. Bize zarar verecek bir şey yapacağını da. Ona güveniyorum.
Kıskanç mısınız?-Duruma göre değişir. Olabilirim.
Bu nikah işi birdenbire nasıl oldu? Hiç mi çaktırmadı?-Hayır hiç. Sadece son yarım saat, salonda bir aşağı bir yukarı gülümseyerek yürümeye başlayınca, "Sende bir tuhaflık var, niye gülüyorsun?" dedim. Gülümsemeye devam etti. "Çok acıktım, yemeğe gidelim. Daha ne bekliyoruz?" derken, içeriye Beşiktaş Belediye Başkanı İsmail Ünal girdi. Arkasından da en yakın arkadaşım, elinde bir gelinlikle. Şokumu tahmin edersin!
Sonra?-Sonra Kaya bana evlenme teklifi etti. Birbirimize sarıldık.
Ağladınız mı?-Elbette. Bütün bunları bana çaktırmadan planlamasından çok etkilendim.
Sizce neden böyle bir zamanlama tercih etti?-Erken mi davrandı diyorsun! (gülüyor.)
"Feraye bana çok iyi davranıyor, artık onunla evlenmemi hak etti" diye düşünmüş olabilir mi?-O da ben de bu evliliği hak ettik. Çünkü çok emek verdik. Hatta Kaya benden daha çok hak etti...
Siz kendinizden çok bu adam için mi yaşıyorsunuz?-Yoo hayır, sadece kendimle barışık ve mutlu olduğum için benim gündemimde ilk sırayı Kayalar alır!
Bir dönem size çok saldırı oldu. Ama siz hiç galeyana gelmediniz. Bu kadar "cool" olmayı nasıl başarıyorsunuz?-Kendime güveniyorum. İç huzurum var. Kendim ve ailemle meşgulüm.
FERAYE ÇİLİNGİROĞLU
Zafer mi? Kaya zaten benimdi
Tebrikler! Evlendiniz. Biz şaşırdık, ya siz...
-Yaa evet, ben de şaşırdım.
Bekliyor muydunuz? "Kaya, bana günün birinde böyle bir güzellik yapar" diyor muydunuz?-Herhangi bir beklentim yoktu. Sürpriz oldu. Karşılıklı güzellik yaptığımızı düşünüyorum. En büyük güzellik de oğlumuz Kaya’ya...
Sorar mıydınız ona, "Ne olacak bizim halimiz?" diye?-Yok hayır, biz zaten hep beraberdik. Bir ilişkinin tek amacı evlilik değildir ya da benim için öyle değil...
Ters teper diye hiç sesini çıkarmamış, onun kafasını ütülememiş olabilir misiniz?
-Öyle numaralar yok bizde. Herkes karşılıklı duygularını ortaya koydu, kimse kimseyi zorlamadı. Güzel olan da bu...
Stratejilerin kadını mısınız?-Hayır, duygularımı mantığımın önüne koyan bir kadınım. Temiz kalpli olduğum ve plansız davrandığım için yukarıdan da yardım ediyorlar!
Bir tarafıyla da müthiş bir "zafer" değil mi bu? Adam, sonunda sizin oldu...-Kaya zaten benimdi... Belediyeye imza verdiğim için mi zafer?
O kadar normal bir şeymiş gibi söylüyorsunuz ki... Bir sürü badire atlattınız... Bu hikayenin böyle sonuçlanacağı aklınıza gelir miydi?-Niye gelmesin ki, sevgi her şeyin üstesinden gelir...
Kaya’nın gece hayatı neredeyse sıfır artık. Nasıl oldu bu? Yaşlandı mı? Sıkıldı mı? Yoksa Feraye faktörü mü? -En büyük nedeni yılların getirdiği doygunluk ve mutlu bir aile ortamını yakalamış olması. Ne diyeyim başka?
Büyü mü yaptınız gerçeği söyleyin!-(Gülüyor) Hayır yapılanları bozdurdum!
İlişkinizi nasıl tarif edersiniz?-Sağlam. Bizim kodlarımız uyuştu, şifremiz de aşk...
Hálá çok aşık mısınız bu adama?-Evet, gün geçtikçe de artıyor. Özellikle de küçük Kaya doğduktan ve onun ne kadar iyi bir baba olduğunu gördükten sonra.
En çok ona mı güvenirsiniz?-Yapı olarak, kolay kolay kimseye güvenemem. Ama Kaya, bu önyargımı yıktı...
İSVİÇRE ÇAKISI GİBİ BİR KADIN
Onun hayatındaki ana motiflerden biri annesi ve babası. Aşk, hep en önemli şey olmuş. Çünkü anne baba feci aşıkmış, Feraye de onların aşk çocuğu. Ama erkek gibi. Kendini etekten ziyade jean içinde rahat hissediyor. Güzel Sanatlar’da sinema ve televizyon okuyor. 13 sene prodüktörlük yapıyor. Fatih Aksoy’un Med Yapım’ında da çalışıyor. Film Gibi, Hülya Avşar Show, Teke Tek, Dadı gibi pek çok programın ve dizinin yapımcılığını yapıyor. Şimdi tatlı bir anne. Oğlan da çok tatlı. Unutmadan hayatının en büyük travması annesini kaybetmiş olması. O dönem Kaya, ona acayip destek oluyor, Feraye de bunu hiç unutmuyor. Kısacası, İsviçre çakısı gibi bir kadın. Hem iyi arkadaş, hem domestik bir ev kadını, çocuğa da bakıyor, sesini de çıkarmıyor, güzel de. Daha ne ister bir erkek! Belasını değil herhalde. Hülya Avşar’la 7 ay birlikte çalışmış. "Arkadaş değiliz. Ama iki kardeşin anneleriyiz. Problemsiz bir ilişkimiz var" diyor.