Paylaş
Ne günlere kaldık...
Oyun oynar gibi artık...
23 Nisan mı geldi...
“Ooooo çok fena terör var!”
19 Mayıs mı yaklaşıyor...
MİT’ten istihbarat yağıyor, “IŞİD her tarafa saldırmaya hazırlanıyor”...
Aman sokağa çıkmayalım...
19 Mayıs’ı kutlamayalım...
Kardeşim, sen hükümet değil misin?
Devlet değil misin?
Senin vazifen, istihbarat aldığın teröristleri yakalamak ve etkisiz hale getirmek değil mi?
Yapacaksın.
İnsanlar da yerli ve milli ve resmi bayramlarını kutlayacaklar.
Sen bayram kutlamalarını engellersen, halkına karşı vazifeni yapamamış sayılırsın!
3 AYLIK BEBEĞİNİ UYUTURKEN ÖLDÜ
DÜŞÜNEBİLİYOR musunuz?
Siz salonda bebeğinizi uyutuyorsunuz...
3 aylık bebeğinizi...
O sırada, nereden geldiğini bilmediğiniz bir kurşun camdan içeri giriyor ve göğsünüze isabet ediyor.
Bebeğiniz elinizden düşüyor.
Vuruluyorsunuz.
Kan içinde kalıyorsunuz.
Durumu kavrayamadığınız için, diğeri odadaki eşinize sesleniyorsunuz, “Vuruldum galiba, yetiş!” diye.
Evde iki evladınız daha var.
Siz de 33 yaşında gencecik bir kadınsınız.
Korsan göstericilerle-polis arasında yaşanan çatışmada, serseri kurşunlardan birine kurban gidiyorsunuz.
Tamamen tesadüf yani.
Tamamen saçmalık yani.
Sizi apar topar hastaneye götürüyorlar.
Hikâyenin böyle gelişmemesi gerekiyor ama gelişiyor.
Siz iki saat içinde ölüyorsunuz!
Bir hiç uğruna.
İnanılır gibi değil!
Kabul edilir gibi değil!
Ama aynen böyle oluyor, gerçek bu.
İnsan buna isyan etmez de n’apar?
O üç çocuk geride kaldı, biri 3 aylık, diğeri 7 ve 13 yaşında...
Baba ne yapsın?
Ona soruyorlar.
“Biz o sırada oğlumla camdan bakıyorduk. İki zırhlı araç evimizin yakınına geldi. Bir seri atış sesi duyduk. Ve o sıradan eşim, ‘Vuruldum galiba, yetişin!’diye seslendi. Sokakta polisten başka silah sıkan görmedim!” diyor.
Ama tabii yine hiçbir şey olmayacak.
Kimse muhtemelen ceza almayacak...
Ve Pınar Gemsiz’in dünyadaki hayatı bu olayla son bulacak.
Bitti, gitti. Öldü. Geride 3 yavrucak kaldı.
Koskoca bir hiç uğruna.
Nasıl bir ülke burası?
Ne kadar büyük acılar yaşanıyor.
Ama herkesin çok daha mühim sorunları var değil mi?
Kimse Gazi Mahallesi’nde bir hiç uğruna öldürülen Pınar’la ilgilenmeyecek.
Çocukları da artık annesiz büyüyecek.
Bence çocuklarının kini, nefreti de büyüyecek.
Çünkü şöyle ya da böyle, birileri annelerini kendilerinden aldı.
O yüzden bu hikâye bitemiyor ya...
Husumetler ve nefret, katlana katlana büyüyor.
Nesilden nesle taşınıyor.
Allah’ım sen bize akıl fikir ver.
Pınar’ın mekânı cennet olsun.
2 ÖDÜL
ALMAN Liseliler Kültür ve Eğitim Vakfı bugün bana “Yılın en başarılı kadın gazeteci” ödülünü verecek.
Teşekkür ediyorum.
Alman Lisesi hayran olduğum bir okul. Kan çekiyor galiba! Alman Lisesi’nden çıkmış boş insan görmedim şimdiye kadar. Ödülü severek kabul ediyorum.
Daha önce de Uğur Dündar ve Ahmet Ümit’e farklı alanlarda vermişler.
Koşarak almaya gidiyorum.
Sağ olsunlar, var olsunlar.
Vakıf, Alman Liseliler tarafından 96’da 72 üyenin bir araya gelmesiyle kurulmuş. Amaçları, ülkemizde nitelikli eğitim kurumları açarak başarılı öğrencilere destek olmak.
Yazmaya utanıyorum ama bir ödül de...
Türkiye İç Denetim Enstitüsü’nden.
Şirketlerin stratejik iş ve çözüm ortağı olan bir meslek örgütü. Oditler oluşuyor.
Türkiye İç Denetim Enstitüsü yani TİDE her yıl, “Akademik Farkındalık”, “Bireysel Farkındalık”, “Kurumsal Farkındalık”,
“Toplumsal Farkındalık” alanında ödül veriyor.
Bu yıl da bana toplumsal farkındalık yarattığımı düşündükleri için ödül veriyorlar.
Çok mutlu oldum, çok çok teşekkür ediyorum.
En kısa zamanda TİDE üyeleri ile tanışmak istiyorum.
BANA EVE MİSAFİR OLMAK İSTİYORSANIZ...
HÜRRİYET okurları, #SoruHürriyeti ile Facebook canlı yayınında Hürriyet yazarlarıyla buluşuyor.
Yazarlar, okurların sorularını cevaplıyor.
Bugüne kadar Ahmet Hakan’la, Ertuğrul Özkök’le. Saffef Emre Tonguç’la, Uğur Meleke ile yapıldı...
Simdi sıra bende...
Benim çalışma odama misafir olup soru sormak istiyorsanız, yarın saat 16.00’da buluşalım.
Kazık sorular sormayın!
Sorularınız için: soruhurriyeti@hurriyet.com.tr
BU KADER FİLAN DEĞİL! ÖKÜZLÜK
PEKİ bu olaya ne dersiniz?
Gaziantep’de 3. kattaki evlerinin penceresinin önünde duran Bediha Köroğlu’nun başına kurşun isabet ediyor.
Ve ölüyor.O da bir hiç uğruna gidiyor.
45 yaşında bir kadın.5 çocuk annesi.
Neden?
Çünkü Beşiktaş’ın şampiyonluğunu kutlayan birileri rasgele havaya ateş açıyor.
Bu, kader filan değil.İlkellik, barbarlıktır ve öküzlüktür...
Yazıktır, günahtır!
Bediha’nın da mekânı cennet olsun.
Paylaş