Paylaş
BUGÜN büyük usta Çetin Altan gibi canım yazı yazmak istemiyor.
Canı yazı yazmak istemeyen biri ne yapar?
a) Frambuaz soslu vanilyalı bir kocaman dondurma ister. Yalana yalana yer. Yapamam. Çünkü rejimdeyim.
b) İşi serseriliğe vurmak ister, aylak aylak dolaşayım der. Yapamam. Bir hava soğuk, iki trafik felaket.
c) Alışveriş yapmak ister. Olmaz. Ekonomik kriz yüzünden nakit sıkışıklığım var.
d) Sarı kafasını bir erkeğin omuzuna koymak ister. Yapamam. Kocam burada değil.
e) Evine gidip belini sıkan pantolondan bir an önce kurtulmak ister...
* * *
Evet arkadaşlar gerçek bu. e) şıkkı.
Bugün yazı yazamayacağım.
Çünkü maddi şartlar oluşmuş değil.
İnce görüneyim diye bir halt ettim, altından kalkamıyorum!
Diesel'in 28 beden bir jean'ini aldım.
İki santim daha ince görünebilmek için.
Aslında galiba ben 29'um.
Bazen 28 oluyor, ama nedense bazen 30 gerekiyor!
Bu 28 bugün üzerimde duruyor.
Ama nefesimi kesiyor.
Bel düğmesini açmazsam, oksijene ulaşamıyorum.
Siz de biliyorsunuz ki, en iyi yazar yaşayan yazardır!
Hayatta kalabilmek için acilen eve geri girmem gerekiyor.
Bu yüzden de iki fıkra bulup günü kurtarıyorum.
Her zamanki gibi fıkralar ortalıkta dolaştıktan sonra fark etmiş bulunuyorum. Olsun, ben belimi sıkan pantolonumla bile güldüm. Size de gülmenizi öneriyorum. Tamam mı? Şimdi müsaadenizi rica ediyorum.
Taksiiiiiiiiiiiiiiiiiiii!
Yavru deve sordu
Yavru deve, uzun süredir kafasını kurcalayan soruları birbiri ardına anne deveye sormaya başladı:
- Bizim neden üç tırnaklı ayaklarımız var anne?
- Çünkü çölde yürürken ayaklarımız daha geniş bir alana bassınlar ve kuma gömülmesinler diye oğlum.
Yavru deve bir soru daha sordu:
- Peki bizim kirpiklerimiz neden çok uzun?
- Çölde kum fırtınaları olduğunda gözlerimize kum taneleri kaçmasın diye oğlum.
Yavru devenin merakı bitmemişti:
- Neden bizim sırtımızda hörgüçler vardır anne?
- Çölde günlerce yürümemiz gerektiğinde içecek su bulamayabiliriz. Bu nedenle hörgüçlerimize su doldururuz. Çöldeki uzun yolculuklarımızda bu sudan yararlanırız.
Yavru deve annesinin yanıtlarını büyük bir dikkatle dinledikten sonra son bir soru daha sordu:
- Peki o halde biz neden San Diego Hayvanat Bahçesi'ndeyiz?
Ayakkabı kurtaran Viagra
Yaşlı adam, köşe başındaki eczaneye girdi ve...
- Evladım dedi. Bana şuradan bir Viagra versene...
- Vereyim beyamca, ne kadar istiyorsun dedi eczacı.
- Bir kaç tane ver işte... Ama benim gücüm yetmez, şunları dört parçaya bölüp de ver.
- Ama amcacığım... diye itiraz etti eczacı. O zaman işe yaramaz ki... Hele bu yaşta...
- Evladım dedi yaşlı adam... Seksen yaşına geldim. Derdim seks meks değil, ayakkabımın üstüne işetmeyecek kadar kaldırsın yeter...
Paylaş