Kanser üzerine bir açıklama

GEÇEN hafta acılı bir annenin mektubunu yayınlanmıştım.

8 yaşındaki oğlunu kanserden kaybeden bir annenin -en azından beni- ağlatan mektubunu...

Çocuğun yok artık, yaşamıyor, toprağın altında, kahroluyorsun haliyle, sarhoş olmadan onun ölümü üzerine konuşamıyorsun bile...

O annenin acısını insanın biraz olsun içinde hissetmemesi için taş olması filan gerekiyor.

Ve o anne, bana bir mektup yazıyor.

Yayınlamaktan başka sansım yoktu.

Aynen Kanserle Savaş Dairesi Başkanı ve Pediatri Birliği Yönetim Kurulu Başkanı Murat Tuncer’in açıklaması gibi. Buyurun, Murat Tuncer’in yazdıklarını buradan okuyun:

***

"Sağlık Bakanlığı Kanserle Savaş Dairesi olarak, 16 Ocak tarihli köşe yazınızla ilgili, birçok telefon aldık. Bu telefon ve soruların hemen tamamı yazınızdaki annenin mektubunun yanlış değerlendirilmesiyle ilgiliydi.

Tüm anneler çocuklarına ultrason çektirmek için sabırsızca yardım istiyorlardı.

Öncelikle çocuğunu kaybeden annenin acısını paylaşmak isterim.

Ama ’Ultrason çektirseydim çocuğumu kaybetmezdim’ düşüncesine bir hekim olarak ne yazık ki katılmam mümkün değil. Bu sözleri derin acısı yüzünden söylediğini düşünüyorum. Belki de yanlış yere kendisini suçladığı için böyle söylüyordur...

***

Ülkemizde her yıl yaklaşık 150 bin yeni kanserli hasta görülüyor.

Bunlardan sadece 2 bin kadarı çocukluk çağı kanseri.

Çocukluk çağı kanserleri içinde de nöroblastom, oldukça nadir görülen bir kanser türüdür. Görülme oranı ancak 1 milyonda yarım kadardır.

Bazı tipleri, yoğun bir tedavi gerektirmeden bile kendiliğinden düzelebilmektedir.

Ancak özellikle daha geç yaşta ortaya çıkan bir tipinde son derece hızlı bir ilerleme görülür ki, acılı annenin çocuğunda rastlanan büyük bir ihtimalle bu türdür.

Bu tür kanselerde ultrasonla erken teşhis bir işe yaramıyor. VMA denilen kimyasal bir erken tanı yöntemi bile, birçok çalışmada bilimsel olarak yararlı bulunmadığı ve ölümü engelleyemediği için Japonya gibi birçok ülkede, tarama testlerinden çıkarıldı. Kısacası, bu kadar hızlı ilerleyen bir nöroblastomu, ultrasonla ortaya çıkarabilmek ne mümkündür ne de çocuğa tedavi açısından bir yarar sağlar. Kaldı ki ultrason erişkinlerde ve çocuklardaki hiçbir kanser türünde kanser tarama testi olarak dünyanın hiçbir yerinde kullanılmıyor.

Acılı annemizin hislerine katılmakla birlikte, çocuklara yerli yersiz ultrasonografi çekilmesinin hastalığın zamanında yakalanarak erken tedavisine hiçbir katkısı maalesef olamayacaktır. Çocuklarında kanser riskini azaltmak isteyen değerli annelerimize bir mesaj vermek istersek;

1. Sigara içmemeleri ve sigara içirtmemelerini... Sigara içilen ortamda yaşayan çocuklarda kanser üç kat daha sık görülüyor...

2. Reklamlarda yaldızlı sözlerle çocuklara yönelik sunulan katkılı bazı yiyecek maddelerini kullanmamalarını... Çocukların doğal beslenmelerini sağlamaları...

3. En az 6 aya kadar bebeklerine sadece anne sütü vermelerini... Böylece çocuklarında kanseri 4 kat, kendilerinde de meme kanseri riskini azaltabilirler...

4. Hamileliklerinde ve emzirme dönemlerinde kimyasal saç boyası ve aşırı kozmetik kullanmamalarını önermemiz uygun olacaktır. Köşenizde kanser konusunda farkındalığa yer ayırdığınız için size teşekkür ederim. (Prof. Dr. A.Murat Tuncer. Kanserle Savaş Dairesi Başkanı ve Pediatri Birliği Yönetim Kurulu Başkanı)"
Yazarın Tüm Yazıları