(Çita değil Pitta!) Diyeceksiniz ki, bu Pitta da neyin nesi? Dr. M. Buğra Öktem’le tanışmadan önce ben de bilmiyordum. Pitta, Ayurveda’ya göre bir insan tipi. Diğerleri Kapha ve Vata. Aslında herkeste bu üç tipin özelliklerinden var ama biri baskın oluyor. Bende ağır basan Pitta. Pitta deyip geçmeyin, gayet havalı... Açık sözlü, gözü pek, tartışmayı seven, mücadeleci... Bunlar bana uyan özellikler ama keskin zekâlıyı tartışırım. Her zaman zekâmı kullanabildiğimi söyleyemem, belki de zaten keskin de değil! Dengedeyken sıcak, sevecen ve mutlu. E Allah’ı var, öyleyim. Değilsem vay halinize... Herkese kök söktürüyorum. Başta kendime. * Yarım saat geç yesem mesela, kurt gibi acıkıyorum. Patlamaya hazır volkan gibi oluyorum. Gıcık, sinirli... Ancak yemekten sonra yatışıyorum. Öğün atlarsam durum daha da vahim, kişilik değiştiriyorum, asabi biri olup çıkıyorum. Geceleri sıcak geçiyor. Sıcaklık hissederek, susamış olarak uyanıyorum. Öfkeliysem de sıcak oluyorum. Her türlü değişimde sıcak oluyorum, hot, hot! Gözlerimden ateş çıkıyor. Elim ayağım ısınıyor. Midemde yanma hissi oluyor. * Pitta’lar için temel uyarı ılımlı ve sade bir yaşam sürmek. Üzerinize afiyet böyle bir hayatım yok. İnişli çıkışlı, koşturmalı. Herkes gibi ben de günde otuz bin tane problemle başa çıkmak zorunda kalıyorum. Pitta’ların saçları genellikle düz ve ince, doğru. Cilt sıcak, yumuşak ve açık renk, o da doğru. Çilli ve benli olması tipik özelliği. Çil yok ama bol benliyim, bir sevgilim saymıştı, yüz tane vardı ön tarafımda... * Kendi kendini eleştirme? Çoook. Sabırsızlık? Tavan yapmış durumda. Çabuk kızmak? Evet, var. Öfke patlaması? Maşallah o da var. Tartışmacı konum? Dalga mı geçiyorsunuz, hat safhada! Zorbaca davranış? İtiraf etmek zorundayım, bir miktar ondan da var. Bütün bunları nereden biliyorum? Ayurvedik detoksa girdim. Tabii insanlar, daha sağlıklı ve dengeli olabilmek için bu tür faydalı şeyleri yapıyorlar. Olumsuz özelliklerini olumluya çevirebilmek için... Bu süreçte aynı zamanda zayıflıyorlar. Yalanım yok, sağlıklı ve dengeli olmak benim çok umurumda değildi. Ben zayıflamak istedim. Ve bingo, becerdim! Gerçi sadece birkaç kilo, insanlık için küçük olabilir ama benim için büyük bir adım. Ruhsal olarak ne kadar dengeli bir kadına dönüştüğümü hiç bilmiyorum, sevgilime sorun... ‘Evet’ diyeceğini hiç zannetmiyorum! * Anlayacağınız benim metabolizmaya, yaza girmeden bakım yaptık. Amaç, organları temizlemek... Bunu yaparken, hem su kaybeden bedene destek olsun hem de sindirim kolaylaşsın diye sadece sıvı gıdalar tükettim. Sürekli mercimek çorbası içtim. Ve üzerine bolca baharat ilave ettim, metabolizmayı hızlandırdım. Mercimek çorbasını severim, baharat da severim, Adanalıyım. Gerçi ev sonunda Adana gibi değil, Hindistan gibi kokmaya başladı, işin içine köri girince başka bir şansın kalmıyor ama olsun, iyi geldi. * 7 günlük bir programdı. 8’inci gün Virechana. Büyük detoks günü. Kıyamet günüyle eşdeğer. O gün evden çıkmaman tembihleniyor. Evin içinde kullandığın mekan değişiyor. İçin dışın temizleniyor. Boşalıyor. Oh be, ne rahatlık! Bir hafifleme hissi, bir iyi insan olma hali, kollarını çırpsan bulutlara doğru yükseleceksin... Her diyet bir eziyet... Ayurveda detoksunda da (diyet demiyorum dikkatinizi çekerim, değil çünkü) çektiğin eziyet bu kadar, 7 gün artı Virechana. Kaybettiğin kilo kiminde 5, kiminde 4. Metobolizma hızına göre değişiyor. Bu detoks aynı zamanda masajla destekleniyor. Ben 4 kilo verdim. Fakat sonra normal yemeğe başlayınca bir kiloyu geri aldım. Kalıcı kilo kaybım 3. Kim ne derse desin, bu maceranın sonucunda inceldim, daraldım Devam da ediyorum... Ben hayatımda ilk defa Ayurveda’yla tanıştım, sizi de tanıştırmak istedim. Dayanamayacağını düşünen, katiyen bulaşmasın...