Paylaş
İnsan bazen kendisine de masal okumak zorundadır.
Sadece çocuğuna değil.
Masal tedavi eder.
Masal büyüklerin de ruhunu iyileştirir. Hastalanan sadece küçükler değildir.
Kedinin o masum dili gibidir masal, her derde iyi gelir.
Bir gölgede yalanan, yalandıkça tüyleri parlayan, yavaş yavaş kendine gelen, geldikçe iyi hisseden ve tekrar insan içine çıkmaya hazır olan, minik bir kedi gibi, siz de bir yaz günü, güneşten ve herkeslerden kaçar, masal kitabınızı yanınıza alır, rüzgárı da arkanıza, okumaya başlarsınız:
Macar masalı, Çek masalı, Portekiz masalı, Sibirya masalı, Eski Yunan masalı, İtalyan masalı, Letonya masalı, Japon masalı, Gürcü masalı, Uygur masalı, Romen masalı, Rus masalı, Türk masalı...
Pek manidardır okuduğunuz o masalların konuları ve adları:
-Timsahla Devekuşunun Kavgası
-Atla Yabandomuzunun Kavgası
-Harika Kabak
-Derisi Yüzülen Kurt
-Bilmeceleri Seven Prenses
-Haddini Bilmez Leylek
-Herşeyden Korkan Serçe
-İnsanlar Yılanları Neden Sevmez
-Çam Ağaçları Neden Uzun Ömürlüdür
-Çakalların Kralı Fil Olursa
-Buz Adamla Yarım Kadın
-Sinsi Sansar
-Aptalla Kurnaz
-Sağırlar Kenti
Gerçeklerden yorulan, sıcaklardan bunalan, denize kadar atacağı iki adım gayretten bile sıkalan, ancak poyrazla kendine gelmeye başlayan herkese her gün bir masal tavsiye ederim. N‘apim yani? Kitabın adı bu. Ben o kitabı yerim!
* * *
Bu arada Bodrum‘dayım.
Ve kımıldayamaz haldeyim.
A) Dün ringo denilen, karadan kesinlikle çok eğlenceli görünen, sürat motorunun arkasına bağlanan simit gibi bir şeye bindim de! Lunapark‘ta gibi olacaktım, çok keyif alacaktım. Aldım da! Yani dün. Ama bugün popomun üzerine oturamaz haldeyim. Bilmediğin işlere neden kalkışırsın değil mi? Bir de hangi akla hizmet ‘Daha hızlııı, daha hızlııı!‘ dersin? Tekne 8 çizince elbette suya düşersin, ‘popom popom‘ diye inim inim inlersin!
B) Ama zaten kımıldasam da fayda etmeyecek! Çünkü İstanbul‘a dönüş bileti yok. Anlayacağınız mahsur kaldım ben Akyarlar‘da. Tuğla gibi kocaman masal kitabımla...
* * *
İnsan bazen sevgilisine de masal okumak zorundadır.
Sadece çocuğuna değil.
Eli mahkumdur.
Yüreği de.
Hele o uyumakta zorluk çekiyorsa...
Hadi bir tane daha oku, böyle inanılmaz uyunuyor diye tutturuyorsa...
Geri kalan bütün Bodrum sokaklarda, siz iki kuş odanızda, küçük bir ışık başucunuzda, sevgilinin kafası omuzunuzda başlıyorsunuz okumaya. Bana bakın, ben çok ciddiyim. Size masalla tedavi öneriyorum. Sadece kendinizi değil, ilişkinizi de tedavi etmek gibi bir isteğiniz varsa (ya da küçük bir pansuman) bu masal işine bir sardırın. Bir de komik oluyor, biliyor musunuz, gecenin bir yarısı, ‘Topallayan Eşek ve Kurt‘un gerçeküstü hayatına dalmak. Tek bir problem var, dört taneden sonra, okuyanın da uykusu geliyor...
* * *
Biz 510 sayfalık kitabı bir süredir okuyup duruyoruz.
Bazen de, ‘Bilse elalem, biz artık yatmaya gidiyoruz dediğimizde, ne yaptığımızı...‘ diyerek kendi kendimize gülüyoruz.
Sizleri sevişmekten alı koymak istemem ama...
Sevdiklerinize masal okumak istiyorsanız, Yapı Kredi Yayınları‘ndan çıkan Tarık Demirkan‘ın derleyip çevirdiği ve Feridun Oral‘ın resimlediği ‘Her Güne Bir Masal‘ adlı kitabı şiddetle tavsiye ederim.
Birinin kafasına atıp kırmak için de ideal.
Çok ağır çünkü!
Diyorum ya tuğla mübarek.
Kodun mu kafasına, oturtursun!
Sevgiliniz yoksa da tavsiye ederim.
Tedavi mahiyetine...
Bu masallar iyi ya!
Hep gerçek, hep gerçek!
Sıkılmadık mı ya!
Paylaş