Paylaş
Feci.
Çünkü artık her şey normal...
O kaset, bu kaset, o şunu yaptı, bu bunu yaptı, o onla yattı, bu bununla yattı, yatak odaları, çalışma odaları, pazarlık odaları, rüşvet odaları, fuhuş odaları, montaj odaları...
Her şey ama her şey kasetlerin, CD’lerin içine giriveriyor, servis ediliveriyor.
Evet iğrenç ve yalama olmuş durumda.
Vida, diş tutmuyor.
Ama bütün bu olan biten çok şaşırtmıyor da...
İşte en kötüsü bu:
Kayıtsızlık.
Bir iki gün aaaaa diyoruz, sonra hayatımıza hiçbir şey olmamış gibi devam ediyoruz.
28 Şubat’tan beri bizi kaset manyağı yaptılar.
O kaset geldi, bu kaset gitti.
Ve alıştık.
Sorarım size, artık hangi kaset bizi şaşırtabilir?
İnsanlar, internette kendi pornolarını görseler bile şaşırmayacak hale geldiler!
Bunun da cılkı çıktı.
Beceren arkadaşları alkışlıyorum!
Kim ne derse desin Baykal’ın konuşması müthişti
BAYKAL’ı çok sevdiğim söylenemez.
Siyaseten doğru bulduğum söylenemez.
Muhalefet lideri olarak alkışladığım söylenemez.
Siyasi çizgisini tasvip ettiğim söylenemez.
CHP’nin başına gelmiş en iyi şey olduğunu düşündüğüm de söylemez.
Hatta, “Artık siyaseti bıraksa, genç insanların önünü açsa” bile dedim çok kere.
Amaaaa...
Bu kaset krizini yönetme biçimi müthişti.
Dört dörtlüktü.
Bu kadar olur yani.
“Yamyamların diline bu konuyu düşürmeyeceğim” dedi.
Ona vurmaya yeltenenler avuçlarını yaladı.
Baykal, giderayak puan kazandı.
Çok asildi.
Başını yere eğmedi.
Taviz vermedi.
Kendisini tebrik ediyorum.
Hayat dersi aldım
O KONUŞMA esnasında ben önemli bir şey öğrendim.
Bir duruş öğrendim.
Bir tavır öğrendim.
Doğrusu da bu: Konuyu, tartışmayı bile toptan reddetmek.
Baykal’ın yaptığı buydu.
Gerçekten etkilendim.
Bu kasetin detaylarını didikleyenler, ayrıntılarına girenler de iki yüzlü.
Çünkü onu destekliyormuş gibi duruyorlar ama detay anlatıyorlar.
Görüntüler gerçek mi, değil mi?
Aralarında ilişki var mı, yok mu?
Kaset eski mi, yeni mi?
Montaj mı, değil mi?
Bizim bunları tartışmaya hakkımız bile yok.
O yüzden Baykal çok klastı.
“Ben bu konuda konuşmam” dedi.
“Bu konuyu kimsenin diline düşürmem” dedi.
Ve dediğini yaptı.
Çok öğretici bir hayat dersiydi.
Nesrin Baytok’a dair
BU arada Nesrin Baytok da en az Baykal kadar bu olayın mağduru. Baykal’ı harcamak için onu da parçaladılar. Kadınların kaderi bu. O da korkunç bir saldırıyla karşı karşıya kaldı. Doğru, yalan, yanlış, her ne ise bizi ilgilendirmeyen bir şey yüzünden hayatı sarsıldı. Onun için hiçbir şey eskisi gibi olmayacak.
Geçmiş olsun diyorum. İnşallah üstesinden gelir.
Anneler Günü hediyem bisiklet
ANNELER Günü hediyem bir bisiklet.
Adını Scott koydum.
Bir erkek yani.
Madem arabalar, tekneler filan dişi.
Benim bisiklet de erkek.
Beyaz bir erkek. Çok estetik. Formu müthiş. Zaten binmediğim zamanlarda da çalışma odamda duruyor, seyrediyorum. Vitesli mitesli filan bir şey. Bütün aksesuarları tamam. Önde arkada yanar döner bir lambası var. Termosu taktım mı daha da havalı oluyorum, yarışçılar gibi. Bir de kaskım var, emniyete önem veriyoruz.
Tek isteğim, akşamüzeri olsun, Scott’la gezmeye çıkayım.
Mahalle aralarında geziyorum.
Yollar genelde boş oluyor.
Nasıl hoşuma gidiyor anlatamam.
Önünden geçtiğim evlere bakıyorum, evlerin şekillerine, bahçelerine, insan arabayla geçerken görmediği şeyleri görüyor. Hayatım yavaşlıyor. O yavaşlık bana mutluluk getiriyor.
Çocukluk zevkimdi bisiklet, tekrar kavuştum.
Dün pedal çevirirken, gidonu bırakıp, ellerimi iki yana bile açtım.
İnsanın izini kaybettiği çocukça duyguları bulması inanılmaz güzel bir şey!
Paylaş