Hal ve gidiş sıfır istikamet felaket

“Haleti ruhiyen nasıl?”

Çok ayıp ama tek kelime geldi aklıma.

“B....k.”

Ama tabii böyle demedim.

“Nasıl olsun?...” dedim.

“Hal ve gidiş sıfır! İstikamet felaket...”

Sonra da makineli tüfek gibi kafamdaki soruları sıralamaya başladım:

- Artık demokrasiyle vedalaşıyor muyuz?

- Sıra herkese mi geliyor?

- AKP’den olmayanlara ne olacak?

- Bundan sonra kadınlara hiç mi hayat hakkı yok?

- Çocuk istismarcılığının sonu gelecek mi?

- Ülke savaşa girecek mi?

- Ekonomi ne olacak?

- Dolar daha başını alıp ne kadar gidecek?

- Kapanan dükkânlar ve ekonomideki durgunluk bitecek mi?

- Vergiler halka daha ne kadar bindirecek?

- Batı’yla ilişkiler daha da mı bataklığa saplanacak?

- Gençler işsizlik korkusundan ne zaman kurtulacak? İş bulabilecekler mi?

- Kendilerine yeni bir hayat kurabilecekler mi?

- Bu ülkede değişen zihniyete ayak uydurabilecekler mi?

- Geleceğimiz ne olacak?

- Huzurla uyanacağımız günler gelecek mi?

- OHAL bitecek mi KHK’ların sonu gelecek mi?

- Başkanlık olmazsa ne olacak?

-“Başıma gelmez!” dediğimiz her şey geldi, artık daha ne gelecek?

Daha vardır da benim aklıma şimdilik bunlar geldi.

Şimdi ben size sorayım...

Sizin haleti ruhiyeniz nasıl?

Siz kendinizi nasıl hissediyorsunuz?

O TEKME SADECE KADINLARA DEĞİL HUKUKA DA ATILDI

BİR Ayşegül Terzi olayı yaşandık ki...

Akıllara ziyan!

Neler olup bittiğini anlayan varsa beri gelsin...

Allah’ın belası bir kendini bilmez, bir otobüste, şort giydi diye Ayşegül Terzi’ye uçan tekme attı, kız bayıldı. Sonradan dava açıldı.

Adam tutuklandı.

Şimdi arkadaşlar!...

İşin püf noktası burada.

Bir tutuklandı, bir bırakıldı, bir tutuklandı, bir bırakıldı.

Darp suçundan yırttı, nefret suçundan tekrar içeri girdi.

Ama sonra ondan da yırttı!

Asliye ceza tahliye etti, ağır ceza tekrar tutukladı.

Tekmecinin avukatı itiraz etti, yine dışarı çıktı.

Aile Bakanlığı fikir beyan etti, “Tutuklu yargılanmasını istiyoruz!” dedi ama henüz bir gelişme yok.

Tekmeci elini, kolunu, bacağını, ayağını sallaya sallaya, yeni kadınlara tekme atmak için dışarıda dolaşıyor.

Ama daha vahimi, hukuk artık oyuncak konumuna düşürüldü.

“Hukuk, guguk oldu!”... İşte bu.

Hukukun üstünlüğü diye tepinmek yetmiyor, gerçekten hukukun üstünlüğünü sağlamak gerekiyor.

Bir insanın, bu durumdaki bir hukuka ne derece güvenebileceğini söyler misiniz?

En az güvenilir kurumlardan biri artık Türkiye’de.

Buna sebep olanlar utansın!!!

EYVAHLAR OLSUN!

MİLLİ Eğitim’de bir dengesizlik yaşanıyor ki...

Evlere şenlik...

Mersin’de İleri Ortaokulu’nun Müdürü Hüseyin Aygül, sınıfta, kız ve erkek öğrencilerin yan yana oturmasını yasakladı.

Ortalık karşıtı.

Okul-aile birliği karşı çıktı.

Tepkiler büyüdü ve o müdür açığa alındı.

Doğru yapıldı.

Doğrusu buydu!

Gelelim dengesizliğe...

Bundan bir buçuk ay önce Burdur İl Milli Eğitim Müdürü vekili Mahmut Bayram’ın bir tweet’i ortaya çıktı.

Yazdıkları patolojik bir vakaydı.

“Bir kadın, evinden süslenip çıkıp, evine dönene kadar kaç erkeğin şehvetini tahrik etmişse, o kadar erkekle zina yapmış gibidir” yazdı. Dahası, bunun bir hadis olduğunu iddia etti. Bunun üzerine Diyanet, “Böyle bir hadis yoktur!” diye açıklama yaptı.

Ve sonuçta ne oldu?

Bir şey olmadı. O vaka, hâlâ görevde! Üstelik vekaleten sürdürdüğü görevine, asaleten atandı. Türkçesi, terfi ettirildi.

Yani bu mu, çocuklarımızın geleceğini dizayn edecek Milli Eğitim???

Eyvahlar olsun!

İHSAN ELİAÇIK HAKSIZ MI?

ŞÖYLE demiş:

“Allah’ın dini de hâlâ oradadır. Bugün yaşananlara bakıp da ateist filan olmayın. Hatta şunu söyleyeyim. Olmuşsanız bile caizdir... Niye caizdir? Yahu bu Allah’ın dini değil ki. Zaten ben de bu dinin ateistiyim. Mesela Cübbeli bana “Ateist” diyor. “O dinsiz, dinden çıkmış” diyor, “Dini kabul etmiyor” diyor. Ben senin anladığın dini, senin inandığın Allah’ı, senin inandığın peygamberi kabul etmiyorum. Çünkü öyle bir Allah, öyle bir peygamber tarihte yok ve yaşamadı...”

Gülümsedim okuyunca.

Haksız mı İhsan Eliaçık? “Onlar Müslüman’sa, ben değilim!” diyor. Bence yüzde 100 haklı. Gerçekten de insanı dinden soğuturlar! Ağzına sağlık İhsan Eliaçık.