Gurbetin oyları

LİSE arkadaşım Balkız Sümerler, Dubai’den mail atmış:
“Bilmem haberin var mı? Yurtdışındaki oylara sahip çıkmak amacıyla, ‘Oy ve Ötesi’ ile aynı mantıktan yola çıkan, bağımsız ve partiler üstü ‘Gurbetin Oyları’ adında sivil bir girişim başlatıldı.
Canavar gibi çalışan, pırıl pırıl gençlerden oluşan bu organizasyon, git gide büyüyor ve tüm yabancı ülkelerde sandıkların kurulduğu noktalarda, gönüllülerin desteği ile organize olmaya çalışıyorlar.
Biz Birleşik Arap Emirlikleri olarak ilk defa 7 Haziran seçimleri öncesinde tanıştık.
Buradan bir arkadaş koordinatördü ve gönüllü müşahit aradı. Ben de ilk defa o seçimlerde gönüllü oldum.
1 Kasım seçimlerinde de ülke koordinatörlüğü görevini üstlendim.
‘Gurbetin Oyları’ gönüllüleri, karınca gibi çalışıyorlar. Seçimler yaklaşırken gönüllü müşahit olmak isteyenlere haftada en az 6-7 online eğitim veriyorlar. Bilgisayar programları geliştirmişler, seçim sonrası tutanak bilgilerinin girişini yapıp (yine gönüllülerden destek alarak) sonuçları analiz ediyorlar. Katılımın çoğalması için tespitler yapıp, çoğaltma hedefi doğrultusunda çalışıyorlar, vs vs.
Senden ricam bu organizasyonun varlığını duyurman...”
Elbette Balkız.
işte iletişim bilgileri
Aşağıda ilgilenenlerin Gurbetin Oyları’na nasıl ulaşabileceği yer alıyor.
gurbetinoylari@gmail.com
www.gurbetinoylari.com
gurbetinoylari2015.blogspot.com
facebook.com/gurbetinoylari
twitter.com/gurbetinoylari
Yurtdışından kulllanılan oylara da sahip çıkılması ve şeffaf ve adil bir seçim için el ele verilmesi dileğiyle...

Kandıran kandırana

BİLİYORSUNUZ, gelen geçen Cumhurbaşkanı’nı kandırdı...
Şimdi onlara bir yenisi daha eklendi:
Kamu görevlileri.
Oysa kendisinin net ifadesi var.
“Çözüm sürecinde valilerimiz, kendilerine verdiğimiz talimatlar gereği ciddi manada terör örgütlerine karşı operasyonlara girmiyorlardı.”
Kürt oyları kendisine yöneldiği zaman bunları söyleyen Cumhurbaşkanımız şimdi muhtarlarla yaptığı görüşmede diyor ki...
“‘Biz kamu görevlilerine teröre karşı önlem alın!’” diye görev verdik, onların eksik ya da yanlış değerlendirmesi bu konuda zafiyete yol açmış!”
Öyle bir durum ki, sanki biz bu ülkede yaşamadık.
O dönemde yaşananlara tanık olmadık.
Şimdi de kamu görevlileri Cumhurbaşkanımızı kandırmış bulunuyor.
Kandıran, kandırana...
Sıraya girdiler artık...
PKK ve cemaatten sonra kamu görevlileri de kandırdı...

2’NCİ DÜRÜST HAKEM VAKASI

İLKİ biliyorsunuz, dürüst davranıp eşcinsel olduğunu gizlemediği için, hakem camiası ve federasyon tarafından afaroz edilen Halil İbrahim Dinçdağ idi.
Hâlâ kendisiyle temastayım, hâlâ bir sürü haksızlıkla boğuşmaya çalışıyor.
Derken dürüst olduğu için kıyametin kopmasına neden olan bir hakem daha çıktı:
Deniz Çoban.
Televizyona çıkıp yanlış yaptığını, maçını yönettiği iki takıma da zarar verdiğini söyledi, özür diledi ve mesleği bırakabileceğini söyledi.
Aman Allah’ım!
Bir anda hakemlik müessesi bütün kurumlarıyla adamın üzerine çullandı.
Öncelikle maçtan sonra konuşması yasakmış.
Bu çağda böyle bir dayatma saçmalığın daniskası!
Adama söylemediklerini bırakmadılar.
Duygusal tepkilere yer olmamalıymış hakemlikte, böyle bir mantık olabilir mi?
Hakem dediğin şey insan değil mi?
İnsanın hata yapmaması mümkün mü?
Federasyona ve hakemlere göre mümkün değilmiş, karar verme ve hata yapmama hakkının tek sahibi onlarmış...
Dürüst davranan hakemler de mutlaka cezalandırılmalıymış.
Unutulmasın ki, hatasını söyleyebilen insan, erdemli insandır!
Kim ne derse desin Deniz Çoban, bizim gönüllerimizde hep dürüst hakem olarak kalacak!