Galata’da benzersiz otel: İstanbullux

Galata, İstanbul’un nesi? Bence kalbi. Ama durun, ciğeri de olabilir!

Haberin Devamı

Çünkü oradan nefes alıyor.
Orada, hep ‘bir şeyler’ oluyor. Yeni şeyler. Farklı şeyler.
Galata, büyüleyici. Karışık, eklektik, sahici.
Eski bir Yahudi mahallesi gibi.
Londra’nın doğusu gibi.
Paris’in Marais’si gibi.
New York’un East Village’i gibi.
Orada, toplu kentsel dönüşümler yok.
‘Bireysel heyecanlı girişim’ler var.

KAYIP ŞEHRİN KALBİNDE

Belki de sır bu: /images/100/0x0/55eb4a8af018fbb8f8b7bd48
Galata’daki ‘heyecan’ beni çekiyor.
Beni zaten içinde ‘heyecan’ olan her şey çekiyor.
Heyecansız şeyleri de hayatımdan silip atmak istiyorum.
Nefes alıp verişim hızlanıyor Galata sokaklarında dolaşırken, o güzelim binalara bakarken, o küçük dükkanları aval aval gezerken, tasarımları incelerken…
Herkesin bir hikayesi var orada.
Rutinden, vasattan sıkılanların heyecanlı bir girişimi var. Cesaret var, özgürlük var.
Kule’nin kucağı orası.
Her gün yeni bir tasarımcının, “Ben de varım!” dediği yer orası.
‘Kayıp şehrin’ yeniden keşfedilen ‘kalbi’ orası.

Haberin Devamı

BİNANIN ADI İPERA 25

Galata heyecanlandırıyor beni.
Az bildiğim, merak ettiğim, daha fazla tanımayı hayal ettiğim bir erkek gibi.
Ne zaman Galata’ya gitsem, yeni bir şey keşfediyorum.
Bu seferki yeni bir otel oldu:
İstanbullux.
(Hiç) Emel Güntaş’ın Galata’da el atmadığı bir bu kalmıştı onu da yapmış!
Mutlaka görün derim.
Binayı, müteahhit Emre Baran ve cam evleriyle ünlü mimar Ahmet Alataş ortaya çıkarmışlar.
Adı ‘Ipera 25.’
Bazı binalar da güzel insanlar gibidir, baktıkça bakasınız gelir… İşte öyle bir yapı, en azından benim için…
Galata’nın 19’uncu yüzyıl sonu binalarının ortasında bir heykel gibi yükseliyor.
İşte (Hiç) Emel de bu binayı ele geçirip, otel yapmış.
“Nasıl yaptın?” dedim./images/100/0x0/55eb4a8af018fbb8f8b7bd4a
“Arkadaşlarıma haber verdim, buradan bir daire alın” dedim.
“Eeee?”
“Herkes aldı, bina bizim oldu.”
Anladınız, altı dairenin sahibi de birbirini tanıyan insanlar. Yabancı yok aralarında.
Emel de bütün o daireleri şahane bir şekilde dekore edip, ‘ev-oda’lar yapmış.

Haberin Devamı

BİLİNMEYEN İSTANBULLU

Otelin adı İstanbullux, İstanbullu’dan türeme. Sonundaki ‘X’ hem bildiğimiz ‘lüks’ hem de Latince ışık anlamında.
İstanbul ışığı.
Hem de bilinmeyen (X) İstanbullu gibi.
Bir de sosyal medya dilinde öptüm işareti. Giriş katı, otelde kullanılan tüm eşyaların (lambalar, halılar, genç sanatçıların işleri, yastıklar, nevresim takımlarının) satıldığı ‘dükkan-mutfak.’
Aynı zamanda kalanların kahvaltı ve sohbet odası.
O da ne! Orada bir cam asansör var. Cam bir asansörle, yukarı dairelere çıkıyorsunuz.
Üç katta, altı ‘ev-oda’ var. Ev kadar konforlu ama ev gibi değil.
Fazlası.
Hani bir kadının topuklu ayakkabı giyip, makyaj yapınca yürüyüşü, gülüşü değişir ya, işte öyle hissettiriyor o ‘ev-odalar.’
Siyah, beyaz ve altın renginde. Deri divanlar, brüt betona inat kadife, pirinç, demir ve tabii ki aynalar. Her şey çok şık, çok estetik. Sadelik, asalet ve seksilik.
En öldürücü olanı, en tepedeki daire! Kontrol kulesi gibi. Şahane bir dubleks daire. O cam asansör, evin içine çıkıyor.
Emel ve Mehmet’in evine.
Nasıl güzel, nasıl güzel.
Acilen biri fotoğraflamalı, “Bir ev, bu kadar güzel olur!” diye çarşaf çarşaf yayınlamalı.
Tabii mümkün değil.
Emel hayatta izin vermez. Ama otele gidip göz atmanıza bir şey demeyecektir.
Hatta sevinecektir.

Haberin Devamı

İyi insan olmak

Bir süredir en önemli kavram: İyi insan olmak.
Seksi olmak, cool olmak, girişken olmak, çok para kazanıyor olmak tamamen gündemden düşmese de…
Geride kaldı.
Şimdi en çok prim yapan iyi insan olmak.
Herkes iyi insan olmak istiyor!
Vasatlığın, uyduruk olmanın egemen olduğu bu dönemde olunabilecek tek şey de bu zaten.
İyi insan olunuz, oldurunuz!

Kadının dibisin!/images/100/0x0/55eb4a8af018fbb8f8b7bd4c

Gülse Birsel var ya, bence kadının dibi!
‘Yalan Dünya’ da dizinin dibi!
Kimi görsem, kiminle televizyon dizisi üzerine konuşsam laf dönüp dolaşıp onun dizisine geliyor.
Dizi neyse ne de, o diziden çıkan bir takım laflar, günlük konuşmanın ana kuralları haline geldi.
Artık birileri iltifat mı edecek?
Gerçekten sıkı bir iltifat mı etmek istiyor?
Gülse’nin repliğini yapıştırıveriyor, “Dibisin” diyor.
- Kadının dibisin…
- Erkeğin dibisin…
- Kitabın dibisin…
En şahanesin, ötesi-berisi-ucu-bucağı- dibi yok manasında. Senden öte gidecek yer yok.
Dipsin yani! Ensin yani!
Son noktasın yani!
Gülse’ye şapka çıkarıyorum. Son noktayı koyuyorum.

Yazarın Tüm Yazıları