Paylaş
BİZ hâlâ dünya dertlerindeyiz!
O ise gitti.
Hayata gözlerini yumdu.
21 yaşındaydı.
Instagram kullanıcılarının çok yakından tanıdığı genç bir kız.
Fisun Yurdusever.
4. evre kanser hastası olmasına rağmen, paylaştığı hayat dolu fotoğraflarla, kırmızı rujuyla, ele avuca sığmayan haliyle, gülüşüyle sosyal medyada fenomen olmuştu.
Ölüme meydan okuyordu.
“Direneceğim” diyordu, “Yaşam sevincimi kaybetmeyeceğim!”
Ama olmadı.
Ne yazık ki, geçtiğimiz günlerde kaybettik.
FİSUN ŞANSSIZ DOĞANLARDANDI
Hepimiz eşit doğmuyoruz.
Fisun da şansız doğanlardan.
21 yıllık hayatı boyunca bir sürü zorluk ve çaresizlikle mücadele etti.
Babasız büyüdü. Annesi dünya tatlısı bir kadın, şu anda da acılar içinde kavruluyor ama hiçbir zaman sabit geliri olmadı, kurşun döktü, fal baktı, Fisun’u öyle büyüttü.
Fisun lise mezunu. Kocaeli Üniversitesi’nde kimya okurken okulu bırakmak zorunda kalıyor. Çünkü felaket asla tek başına gelmiyor, abisi 6. kattan düşüyor. Hem ruhsal hem fiziksel olarak engelli. Birinin anneye yardımcı olması gerekiyor. O da Fisun. Eğitimi yarıda bırakıp İstanbul’a dönüyor...
Yetmezmiş gibi, bir de 19 yaşında mide kanseriyle boğuşmak zorunda kalıyor.
Ben şubat ayında onunla röportaj yaptığımda, “Gelecek hayallerin ne?” diye sormuştum. “Yok ki” demişti, “Hiç olmadı. Ben zor bir hayat yaşadım. Tek hayalim şu hastalığı atlatmak...”
Ama olmadı, atlatamadı...
BÜTÜN SERVETİ İKİ BAVULU VE KEDİSİYDİ
Onun hikâyesi ve ölümü bana çok koydu.
Kimseye kötülüğü dokunmayan ve her türlü çaresizliğe rağmen yaşam sevincini kaybetmeyen küçük bir kız...
Bir sürü insan seferber oldu Fisun için.
Teşhisi İstanbul’da kondu, ona yardımcı olacaklarını söyleyen takipçileri İzmir’e gelmesini istedi.
Annesi, iki bavulu ve kedisiyle gitti.
Ama bu hikâyede, diz boyu da parasızlık var.
O umut verenlerin bazıları da sözlerinde durmadı, o vaat edilen evler tutulmadı, sığınma evinde yaşadılar.
Sonra anne-kız Bursa’ya geçtiler.
Acıbadem Hastanesi, Allah için elinden geleni esirgemedi
TIBBEN YAPACAK BİR ŞEY KALMAMIŞTI
Ben işte o dönem girdim hayatlarına.
İnsan onun öleceğine inanmak istemiyordu.
Ama ne yazık ki sinsi hastalık tüm bedenini sarmıştı; mide, dalak, lenflerin bir kısmı alınmıştı ve bazı tedaviler için de geç kalınmıştı.
Yine de yaşam sevincini hiç kaybetmedi.
49 bin takipçisi vardı ve onun için bu çok önemliydi, mutlu oluyordu, sosyal medyada sanal bir ailesi vardı.
Ölümünden bir ay öncesine kadar da paylaşımlarını sürdürdü.
Derken anne-kız Bursa’dan İstanbul’a geldiler.
Çünkü artık tıbben yapacak bir şey kalmamıştı.
Son günlerini bir hastane odasında geçirdi.
ÖLÜME GELİN GİBİ HAZIRLADILAR
İstanbul’da da sevenleri Fisun’u yalnız bırakmadı.
Hatta hastane odasında, ölümünden 24 saat önce ona manikür, pedikür yaptılar, mis gibi, gelin gibi hazırladılar.
Annesi Saliç Yalçın, tüm bunları ağlayarak anlatıyor.
Bu arada Fisun ölmek üzereyken, annesinin kucağında iki vasiyette bulunuyor.
Biri, günlüklerinin kitap yapılması, diğeri de Nevşehir’de onun adına bir aşevi açılması.
Sonra da o tatlı kız, annesinin kollarında can veriyor.
Şimdi de acılı anne, evladının vasiyetini ve hayalini gerçekleştirmek istiyor.
43. Yarım Kalan Hayatlar Saliç Yalçın.
Hürriyet’in Memorial Hastanesi’yle gerçekleştirdiği sosyal proje kapsamında, Memorial, Fisun’un vasiyetini gerçekleştirmek için annesi Saliç Yalçın’a destek olacak...
Tüm sevenlerinin başı sağ olsun.
Bütün takipçilerine de, onu zor günlerinde yalnız bırakmadıkları ve güç verdikleri için teşekkür ederim.
Seni unutmayacağız Fisun...
HAMİŞ
Bugün Hurriyet.com.tr/Kelebek/Yarım Kalan Hayatlar’da, Memorial Ankara Hastanesi beyin ve sinir cerrahisi uzmanlarından Doçent Dr. Gökhan Bozkurt’la yaptığım röportajı okuyabilirsiniz.
Paylaş