Paylaş
Kitabında bir de “dıştan metropol içten arabesk Rıza” var... Spiritüel işlerle ilgili görünmek, kadınlar tavlama ve yatağa atma yöntemlerinden biri mi?
- Evet, bence prim yapıyor. Gizemini çözemediğimiz her şey gibi bu konuda söylenenler de, söyleyenler de ilgimizi çekiyor. Eğer karşınızdaki hem zeki hem de zampara bir adamsa mesela, bu zaafı hemen fırsata çevirecektir. Rıza öyle, tam bir A-Rıza!
Kitabının kahramanı Dila’nın Osho’yu bir iç giyim markası zannetmesi güldürdü beni... Sen Osho kim biliyorsun di mi?
- Artık çok iyi biliyorum! Zaten bu kitabı yazmadan önce birçok tekniği araştırdım, kitabını okudum, seminerlere bile katıldım. Ama Osho’yu ilk duyduğumda, Dila’nın düştüğü ikilemi yaşamışlığım da var. Osho bir erkek ve pozitif akımların öncülerinden ancak isim benzerliği de göz önünde bulundurulunca adamın mağazaları da olabilir demiştim!
Sessizlik Yoga Kampı’na katılmışlığı da var...
- Evet. Kitap deneyim, kurgu ve gözlemin harmanı. Sessizlik Yoga Kampı’na da katıldım. Ve sonuç: Ben susamayanlardanım. Oldu ki düşündüğümü söyleyemiyorum, o zaman yazarım; yazamıyorsam bestelerim; besteleyemiyorsam toprakla şekillendiririm. O da olmazsa dere tepe düz yürürüm. Bu da benim kişisel gelişim yöntemim...
KAFAYI ENERJİYLE BOZDUK
Sonunda aradığı aşkı buluyor Dila ama kişisel gelişimle değil... Sen ne diyorsun insanlara? “Kanmayın!” mı diyorsun...
- Abartmayın diyorum. Her şeyi içselleştirip mutlu olayım derken bencilliğin pençesine düşmeyin. Sadece moda diye üstünüze oturmayan kimlikleri de giymeyin. Ve böylece ben de tavsiye verenler kervanına katılıyorum! “Teknikleri doğru aktarayım” diye bu kadar kişisel gelişim kitabı okuyunca bünye alıyor ister istemez! Ancak mutlu olmak o kadar zor değil. Bazen sadece bir uğur böceğinin verdiği umut bile yeterli olabiliyor...
Kişisel gelişim yöntemleri aslında bizi mutsuz mu ediyor?
- Hayır, tam tersine! Birçok insanı mutlu ettiğini düşünüyorum. Yöntemler işe yarasa da, yaramasa da bu işe gönül verenler birbirine kenetlenip sosyal bir çevre ediniyor. Sosyalleşmek, bir şeyin parçası olduğunu hissetmek bile aranan mutluluk açlığını doyurabiliyor. Yeter ki, kafayı bu tekniklerle fazla bozma, etrafı da bozguna uğratma...
Senin kahramanın Dila, aşkı aramadığı yerde buluyor! “Çağırırsan gelmez!” demişti birileri... Sence öyle mi? “Tamam ben hazırım, aşık olmak istiyorum!” deyince olmuyor mu bu işler...
- Bence bu işlerin başına, kumarı seven bir arkadaşı vermişler. Ne zaman aşk için fazla heveslenip renk verecek olsak, yüzümüzü okuyup, oyunu bitiriyor. O galip, biz mağlup! Gerçekten umursamadığımızda ise blöf yaptığımızı düşünüp, kartlarını açıyor. İşte o anda elimizde iyi kâğıt olsa da olmasa da kazanıyoruz.
Ama evrene bir enerji yaydığımız da gerçek. Bunun için ne diyeceksin...
- Katılıyorum. Her şeyin bir enerjisi var ancak kalkıp da bundan kişisel gelişim yöntemi icat etmek bir insan aklına mahsus. Zaten raflar bu konularda yazılmış kitaplarla, salonlar bu tip seminerlerle dolup taşıyor, hâlâ gelişmekte olandan gelişmişe terfi edemedik. Kişisel gelişeceğiz derken enerjiye biraz fazla mı yüklendik? Elektrikler de bundan mı gitti acaba???
Doğru söylüyorsun, biz kafayı enerjiyle bozduk!
- Aynen öyle! İnsanlar mucizelere inanmayı seviyor. Kendi elinde her şeyi iyileştirebileceğine inandığı bir gücü hissetmek, mucizenin kahramanı olmak, insanı baştan çıkarıyor. Unutulmayan klasiklere bakın; Superman, Batman, Ironman... Tamam, pelerinimiz yok ve donumuzu taytın üstüne giymiyoruz belki ama bizim de enerjimiz var işte!
YOGAYA NEDEN HOŞŞŞT DİYORUM?
Ben yoga yapıyorum ve çok memnunum. Sorun bende mi, sende mi?
- Sorun genlerde! “X ve Y’nin arasına biraz da odun katalım bakalım ne olacak?” demişler, ben çıkmışım. Belimden kıvrıldığımda değebildiğim en uzak nokta dizlerim! “Kedi ulaşamadığı ciğere pist” dermiş, ben de ulaşamadığım parmak ucuna kızıp yogaya “Hoşt!” dedim.
ENERJİ KARDEŞLİĞİ TARİKATI
Her gün yeni bir kişisel gelişim türü çıkıyor. Melek terapisi de eklendi... Sence bir sonraki akım ne olacak?
- (Gülüyor) Bu teknikler jilet yemiş tüy gibi. 1 alıyorsun 3 çıkıyor. Tahminimce bir sonraki adım “Enerji kardeşliği tarikatı”. İnanç tamam, müritler tamam, kimi mesih seçecekler diye heyecanla bekliyorum. Ne yazık ki ben olamayacağım!
Peki sen neye inanıyorsun?
- Üstün bir ırkın bizi bir fanusun içine koyup “biri bizi gözetliyor” programına daimi konuk ettiğini düşünüyorum! Yakında Acun’un onlara ulaşmasını ve bunu Türk ekranlarına taşımasını heyecanla bekliyorum.
EN BÜYÜK ZAAFIM SOKAK KÖPEKLERİ
En büyük zaafın ne?
- Sokak köpekleri! İnsanoğlu ne yazık ki kendi dışında hiçbir canlıya saygı duymuyor. Sadece daha güçlü olduğumuz için hiçbir hayvanın yaşama ve yaşatma hakkını elinden alma ayrıcalığımız olmamalı. Ancak her gün işkence gören, dövülen, üstünkörü kısırlaştırılan sokak hayvanları görüyorum ve insanlığımdan utanıyorum. İronik olansa, onlara hayvan kendimize insan diyor olabilmemiz...
Fotoğraflar: Fethi KARADUMAN
Paylaş