Paylaş
Sıkı sıkı tutuyorum Alya’nın elinden, “Bak Alyacım. Bu gördüğün dalgalar, o kadar masum değil, yüzlerce çocuk yuttular şimdiye kadar...” diyorum.
Yanlış hayallere kapılmasın diye, aklımca onu uyarmaya çalışıyorum, yüzmeyi öğrendi ya, her suda yüzebilirim zannediyor.
“İnsanı huuuup diye çeker alır bu dalgalar.”
Bazen üzerime aşırı bir gerçekçilik geliyor, 4.5 yaşında bir çocukla konuştuğumu unutuyorum. Sevgilim beni dürtüyor, “Bu kadar gerçekçi olmana gerek
yok, korkacak” diyor. Ama geç kalıyor! Olan oluyor. Alya o andan itibaren deniz kenarından yürümez oluyor.
“Gel buraya...”
“Olmaz, ya dalgalar yutarsa?...”
*
Aslında, her an bir soru soruyor. Hepsinin cevabını da bilmiyorum. “Anneler her şeyi bilmez mi?” “Hayır” diyorum, “Bilmezler.”
Birkaç gün evvel, “Erkekler çiş yaptıklarında pipilerini siliyorlar mı?” dedi.
“Tabii” dedim kendimden en emin halimle, “Siliyorlar, sonra da pipilerini tekrar külotlarına yerleştiriyorlar.”
Hatta güldük birlikte bu görüntü gözümüzün önüne gelince. Sohbetimize kulak misafiri olan baba ise birazdan kulağıma fısıldadı:
“Benim uyanık geçinen saf sevgilim...”
“Efendim?”
“Silmiyoruz...”
“!?”
Birden hatırlıyorum, doğru ya öyle bir deyim vardı:
“Ne kadar sallarsan salla, dona düşer son damla...”
Mikrop kaparmış, tahriş olurmuş, silmek yokmuş!
Ben zaten hayretler içindeyim...
Gel bir de Alya’ya anlat...
BİR ERKEK UYARIYOR: Penisli kadınlar çoğalıyor
Ethem K., aşağıda okuyacağınız mail’i yolladı. İstanbul’da, metropollerde gittikçe daha sık rastlanan bir kadın türünden söz ediyor. Sizin de okuyacağınız gibi rollerin değişmesinden, kadınların da erkeksileşmesinden şikayetçi. Bu tespit, aslında erkeklerdeki libido düşüklüğüne, sevişmeden kaçınma eğilimine de ışık tutuyor. Okuyun, fikirlerinizi yazın.
40 yaşında bir erkeğim.
Türkiye ortalamasına göre iyi sayılabilecek bir eğitim ve çalışma hayatım var.
Kurumsal şirketlerde üst düzey yöneticilik yaptım.
Evlendim, ayrıldım.
İstanbul’un sosyal hayatına akarak, yaşamıma devam ediyorum.
Fiziksel olarak baktığınızda da fena sayılmam.
Ama artık arayışlarım ve kendimi sorgulamalarım sonucunda çok daha değişik bir farkındalık ve bilinç düzeyinde olduğumu hissediyorum.
Bekar bir adam olarak tahmin edebileceğiniz gibi, pek çok kadın tanıdım.
Size yazmamın sebebi de bu gözlemlerim.
Sizi metropollerde hızla artan bir kadın profiliyle tanıştırmak istiyorum:
‘Penisli kadınlar’...
Bu kadınlara baktığınızda şu ortak yanları görüyorsunuz:
1) 30-40 yaş arasındalar.
2) Boşanmış veya uzun bir ilişkiden ‘hasar’ ile çıkmış durumdalar.
3) Evlerinde kedi veya köpekleri var. Sevgilerini başka bir şeye vermeye cesaret edemiyorlar.
4) 2 cep telefonu taşıyorlar.
5) Kız arkadaşlarıyla bir araya gelip, ‘Etrafta doğru dürüst erkek yok’ geyiği yapıyorlar. Ama iş gerçekten, kendini bırakıp bir ilişkiye artısıyla, eksisiyle girmeye, çaba ve emek sarf etmeye, bağlanmaya gelince, tut ki bulasın! Eski korkular, yıllardır heybelerin içinde taşınmış bütün kötü ‘anılar’, hortlak gibi fırlıyor masanın üzerine.
Neden mi onlara ‘penisli kadınlar’ ismini taktım?
Fiziksel olarak penis sahibi olmasalar da, öyle hissettirdikleri için...
‘Elektrik prizimi de ben tamir ederim, arabayla yolda kalsam da başımın çaresine bakarım, hasta olsam da kendi kendime kıvranarak iyileşirim. Yanımda bir erkeğin olmasına, kollamasına, desteğine ihtiyacım yok benim...’
Baktığınızda, işi gücü olan, spor yapan, kafası çalışan, gayet çekici kadınlar bunlar.
Ama ne kadar feminen görünüp, sevişmekten vesaire hoşlansalar da, erkekleri kendilerine belli bir mesafeden fazla yaklaştırmak istemiyorlar.
Bir ilişkiye girip paylaşım yaşamak, iyisiyle kötüsüyle sevgiyi hissedebilmek yerine, mesafelerini koruyup, erkeklerin sadece ‘etinden, sütünden’ faydalanmayı tercih ediyorlar. Buna rağmen 2-3 arkadaş bir araya geldiklerinde, ‘Abicim, etrafta düzgün adam gibi adam yok’ lafları havada uçuşuyor.
Sorarsanız, ‘Tabii ki evlenmek istiyorum, anne olmak istiyorum’ diyorlar.
Ama....
İş gerçekleştirmeye gelince....
Tıssssssssssssss.
(Ethem K.)
Paylaş