Paylaş
Çünkü önümüzdeki dönemde Türkiye’nin kaderini belirleyecek. Genç kadınlar, Cumhurbaşkanı’nı dinleyip evlerine doğurmaya mı gidecekler, yoksa iş hayatında kendilerini kanıtlamak üzere çalışmaya mı hız verecekler? Bu denklemin çözümü, “Önümüzde nasıl bir Türkiye olacak?” sorusunun cevabı olacak...
“Üç çocuk yapan kadına vergi muafiyeti, üç çocuk yapan kadına erken emeklilik” deniyor... Allah aşkına üç çocuk yapan çalışan kadın çok varlıklı değilse, aktif çalışma hayatını rahatlıkla sürdürebilir mi?
-Sürdüremez! Mümkün değil. Dünyadaki araştırmalar gösteriyor ki, kadın genellikle çocuksuzken çalışıyor. Tek çocukla çalışma hayatı zorlaşmaya başlıyor. İki çocukla ancak yüzde 50 oranında çalışabiliyor. İki çocuktan sonra genellikle iş hayatını bırakıyor.
Amaç, kadını çalışmak yerine doğurmaya teşvik etmek, oysa kadının çalışması sadece ona para kazandırmıyor, onu geliştiriyor da... Bundan mı rahatsız oluyorlar?
-Bazı politikacılarımız bana, “Başkanım, KAGİDER olarak kadının evde çalışabileceği bir takım yöntemler geliştirin” diyorlar. Hiç kimsenin içi rahat değil yani, kadını eve ittiklerini biliyorlar. Ayrıca biz Türkiye’nin her yerinden kadınlarla diyalog içindeyiz. Diyoruz ki, “Kocan çalışmıyor muydu?” Şöyle anlatıyor: “Çalışıyordu. Eve para getiriyordu. Ama yetmiyordu. Geçim sıkıntımız vardı. Ne zamanki ben, şu dokuma makinesini aldım, her şey iyiye gitti. Ürünlerim satılmaya başladı. Para kazanır oldum. Düşünün, kocam benim yanımda çalışıyor şimdi! Geçen gün geldi, ‘Kapının önünde araba var. Yoksa sen mi aldın?’ dedi. Artık kocama sormadan araba alacak kadar girişimci oldum ben! Çok sevindi. Eskiden geçim sorunu yüzünden kavga ederdik. Şimdi gül gibi geçiniyoruz.” Kadının gelir elde ediyor olması aile saadetini perçinliyor.
“LEHMAN BROTHERS VE SISTERS OLSAYDI...
Kadın, modernizmin temel taşlarından biri. Kadının olmadığı yerde barbarlık, gerilik başlıyor... Anlatılamıyor mu bu insanlara, kadınların çekilmesinin kötü olacağı... Ve artık mümkün olamayacağı... Çünkü izin vermeyeceğiz!
-Yaşayıp göreceğiz! Genç bir nüfusumuz var. Türkiye’nin geleceğinde, o genç nüfusun talepleri, davranışları son derece belirleyici olacak. Ne yapacağımızı, nasıl yapacağımızı o genç nüfus söyleyecek. Çalışmak mı, doğurmak mı? Daha fazla iş hayatında olmak mı, evlenmek mi? Biliyorsunuz, 2008’den beri tam 7 yıldır, dünya bir ekonomik krizin içinde. Çok ciddi bir kriz. Bu, Batı’daki bir takım büyük kurumların da hasar görmesine, hatta kapanmasına yol açtı. “Lehman Brothers” diye bir şirket vardı biliyorsunuz. Kapital marketlerini yöneten şirketlerden biriydi. Kapanınca şöyle şeyler tartışıldı: “Lehman Brothers ve Sisters” olsaydı acaba devam eder miydi bu şirket? Sadece erkeklerin karar verdiği şirketlerde, sadece erkeklerin karar verdiği toplumlarda, başarı ve sürdürülebilirlik ve netice almak, yani sermayenin geri dönüşü kısıtlı olabiliyor. Çünkü erkekler birbirlerini fazla ‘challenge’ etmeyi sevmiyor. Fakat kadın farklı düşünüyor ve farklı şeyler söylüyor. Değişik bakış açıları kadından geliyor. Dolayısıyla dünya iş hayatı, 2007’de kadını keşfetti.
Ve bütün araştırmalar, şirketlere kadın çalışan almayı mı önerdi?
-Aynen öyle. Büyük şirketlerin yönetim kurullarına bakın, şirket yönetim kademelerine bakın, artık her yer kadın! Kadından görüş, kadından deneyim... Çünkü yatırımcısı kadın, tüketicisi kadın... Hal böyleyken, “Kadının fikrinin sorulmadığı şirket kalmasın!” dendi. Ve dolayısıyla da ekonomi yavaş yavaş daha iyi yere gelmeye başladı. Kadından satın alma için ne yapabiliriz? Kadınla ilgili ne yapabiliriz? Bir sürü böyle çalışma var elimizde. Demem o ki, tüm bunlara sırtını dönüp, “Biz bunların hiçbirini yapmayacağız!” diyen bir ülke, kendi kabukları içinde kalmaya mahkûm!
BAZI ŞEYLER YASA ÇIKTIKTAN SONRA DA DÜZELTİLEBİLİYOR
Gördüğümde inanamadım. “Kadın istihdamı, sadece 10 kişi çalışan işletmelerde teşvik edilecektir!” yazıyordu. Yani, “Kadınlar sadece küçük aile şirketlerinde çalışsın!” diyen bir yasa. Meğer yanlış yapmışlar. Sayın Ömer Dinçer düzeltti. Yani bir takım şeyler yasa geçtikten sonra da düzeltilebiliyor...
OKUL ÖNCESİ BAKIM YERLERİ KURULMALI
Biz, çocuğun okul öncesi bakım yerlerinin kurulmasını teşvik etmek istiyoruz. İşverenden ya da belediyeden beklemeyelim. Kadın kooperatifleri yer göstersin, teşviklerle, okul öncesi bakım yerleri kurulsun. Bunu başarabilirsek, zaten yarı zamanlı meselesi ortadan kalkacak. Anneler çocuklarını oraya bırakacak!
FOTOĞRAFLAR: EMRE YUNUSOĞLU
Paylaş