Benim adım Esrarengiz Tosyalı

Şarkıcı olmak istiyorum ama şimdilik evlere temizliğe gidiyorum

Size bir şey söyleyeyim mi? Uzun zamandır bu kadar yapmacıksız, bu kadar doğal, harbi ve temiz kalpli bir insanla karşılaşmamıştım. Ne bir üçkáğıt, ne bir hınzırlık ne bir numara. Ona bak hayatta ne kadar oynadığını, rol yaptığını anla. Saf ve bakir Anadolu genci denir ya (içinden o küçümsemeyi çıkart), işte öyle biri. Bana nasıl iyi geldi. Çünkü o kadar gerçekti ki, sabun gibi kaymıyor elinden, çıkar-mıkar gözetmiyor, ya ben ne olacağım demiyor, kendisini olduğundan başka biri gibi göstermiyor ve biliyor musunuz insanı çok şaşırtıyor, hálá yeryüzünde böyle insanlar var mı dedirtiyor. Metin Tosyalı'dan Kanat söz etti. ‘‘Esrarengiz Tosyalı diye biri var, bir dolu arkadaşımın evine temizliğe gidiyor, hepsi de ona bayılıyor’’ dedi. Elinde teybi temizliğe giden bir erkek gündelikçi! Resmen şehir efsanesi gibi. Telefon açtım, dedim ki: ‘‘Sizinle röportaj yapabilir miyim?’’, ‘‘Nasıl isterseniz’’ dedi, eve geldi. Üzerinde çizgili bir gömlek, bej bir ceket ve üst cebinde fuşya rengi bir mendil. Hayır röportaj için değil, o hep böyle giyiniyor. Temizlik yaparken değil tabii! O anlattı, ben dinledim, Kutup da fotoğrafları çekti. Ben bayıldım bu fotoğraflara, umarım Esrarengiz de sever. Tabii siz de. Çünkü bu fotoğraflar da kendisi gibi katıksız. Damardan. ‘Şöyle gülsenize, şöyle baksanıza, şöyle dursanıza’ yok. Böyle bir insana poz verdirilmez. Zaten vermez. Veremez. Onun doğallığına, rahatlığına saygı duyduk. Ve aslında onu kıskandık...


Hayatınız boyunca ünlü olmak istediğiniz doğru mu?

- Ne yalan söyleyim, doğru...

Hangi özelliklerinizle insanlar sizi tanısın istiyorsunuz? Sesinizle mi, temizlikteki hünerlerinizle mi, servis sektöründeki becerinizle mi?

- Her yönümle aslında. Ama esas olarak sesimle.

ÊPeki sesiniz iyi mi?

- Fena değil diyelim. Piyasadakilerin çok mu iyi?

İyi de bir kısmı yetenekli...

- Ünlü olmanın yetenekle çok mu alakası var? Bütün o meşhurlar çok mu özel insanlar?

Siz de haklısınız. Ne tür şarkılar okumak istiyorsunuz?

- Arabesk, fantezi.

Kendinize kimi örnek alıyorsunuz?

- Adnan Şenses hayranıyım ben. Sahneye çıkayım, halkla bütünleşeyim istiyorum. Daha doğrusu bunun hayalini kuruyorum. Olay bu. Hayal kurmak kötü mü?

Değil. Neden Esrarengiz Tosyalı diyorlar size?

- Esrarengiz ismini ben buldum. Bak, kart da bastırdım. 1970'te Kastamonu Tosya'da doğdum. Kardeşlerim arasında çocukluğumdan beri farklıydım. Huylarım kimseye benzemez. Babam derdi zaten, ‘‘Sen çok cinssin! Çingenelerden misin nesin?’’ Değişiktir yani karakterim. Hızlıyım, pratiğim, neşeliyim. Herkesin giydiğini giymem. Ama kendime yakıştırırım, mutlaka fular takarım. Tosya'da marangozluk yapıyordum. Sonra İstanbul'a geldim...

Niye geldiniz?

- Ünlü olmak için! Hep Ferdi Tayfur filmleri seyrederdim. Düşündüm taşındım, kendi kendime ‘‘Meşhur olmak için İstanbul'a gitmen lazım Tosyalı’’ dedim.

Peki sonra?

- Bir otele girdim. Komi olarak. Ben iş ayırmam, her işi yaparım. Hem de zevkle, şarkı söyleye söyleye. İşte, katlarda çalışıyordum, temizlik yapıyordum. Sonra bir gün yine kendi kendime, ‘‘Esrarengiz’’ dedim, ‘‘Şarkıcı olmak istiyorsan, ders alman gerekiyor. Uzaktan kolay gibi görünüyor ama bu işin şan dersi var, hazırlığı var...’’ Sıraselviler'de yürürken de tesadüfen çok değerli hocam Armağan Şenol Bey'le tanıştım.

Beğendi mi sesinizi?

- Yok. Beni imtihan etti. Dedi ki: ‘‘Şarkıcı olman biraz zor.’’ Ama ben hırslıyım, çalıştım, çabaladım, hiç ummuyordu, bir sene sonra tekrar karşısına dikildim, ‘‘Olabilir bak, kendini geliştirmişsin’’ dedi. Hálá ondan ders alıyorum. Bu arada bir restoranda garsonun sağ kolu olarak çalışıyorum, yan gelir için de evlere temizliğe gidiyorum.

TEMİZLİĞE TEYPSİZ GİTMEM

Gündelikçi bir erkek! Pek alıştığımız bir şey değil. Nereden geldi aklınıza evlere temizliğe gitmek?

- Otel tecrübem var ya. Gelir o işler elimden. Bir de titiz bir adamım. Önce Taksim'de kendi oturduğum apartmandaki komşularıma temizliğe gittim. Biri evinde parti mi vermiş, ev darmaduman, işe gidecek, ‘‘Esrarengiz, temizler misin?’’ diyordu, memnun kalınca beni bir başka arkadaşına öneriyordu. Olay bu. Herkes birbirine tavsiye etmeye başladı beni. Şimdi 50'ye yakın eve temizliğe gidiyorum. Bir de süper çalışıyorum ben.

O ne demek?

- Her eve teybimle giderim demek. Çalışırken müzik dinlemeyi seviyorum. Ama herkesin evinde benim kasetlerden yok. O yüzden yanımda götürüyorum. Kaseti takıyorum ve kendimden geçiyorum. Bir de beni izleyen yorulur. O kadar hızlıyım. Kısa bir sürede evi saray gibi yaparım. Olay bu. Ha bir de temizlik malzemelerini mutlaka yanımda götürürüm. Benim demirbaşlarım var, onlardan asla vazgeçmem. Temizlik dediğin ciddi iş, ince iş. Her yerden bir pislik çıkarabilirsiniz. Altyapı temizliği yoksa çıkar yani. Duvarlar yağlı boya mı mesela, doğalgaz ve sigara dumanı kirletiyor onları. Bir güzel silmek gerekiyor. Pek çok gündelikçi kadının aklına bile gelmez. O bezi de bir iki defa sıkmakla olmuyor. 20 defa 30 defa yapacaksın o işi. Kullandığın madde de önemli.

Neler sizin demirbaşlarınız?

- Çamaşır suyu ve ABC toz deterjan oldu mu, kimse tutamaz beni. Yumuşatıcı, kokulu deterjanları sevmem, uyduruk temizliyor onlar, pis kalıyor. Arap sabununu da sevmem. Ben sayayım size sağ kolum olan malzemeleri: Fırça (araba fırçası olacak, banyo fayanslarını yıkamak için kullanılacak), süpürge, faraş, çekçek, bir de kurulamak için havlu. O olmazsa, bütün becerilerim sıfır olur. Camı ince bir bezle silmek yetmez, havlu olmazsa, kurulayamazsın, boşuna kendini parçalarsın. Sizin camlar mesela, temiz görünüyor ama aslında pis. İyice bir altyapı tozu alınacak, silinecek, sonra da kurulanacak...

DEDİKODU YAPMAM

Peki ya ücretler?

- Evin küçüklüğüne büyüklüğüne göre değişiyor. En az 30 milyon. 40 oluyor, 50 oluyor...

Sizin kadın gündelikçilerden farkınız ne?

- Valla, artılarım var. Mesela dedikodu yapmam ben. Üzerime vazife olmayan işlere karışmam. Bir ressam hanım var mesela ona temizliği gidiyorum. Zili çalıyorum. ‘‘Ooo Esrarengiz günaydın’’ diyor. ‘‘Yine tebessüm ediyorsun.’’ Ben hep mutluyum ya, o da mutlu oluyor. ‘‘Kahve içer misin?’’ ‘‘Hay hay, Nermin Hanım’’ diyorum. Karşılıklı içiyoruz. Ondan sonra ben teybimi açıyorum, çalışmaya başlıyorum. O da içeride resim yapıyor. Camlar, yerler bitiyor. Halıları da siliyorum, toz da alıyorum. Son olarak da mutfağa, banyoya geçiyorum. Çamaşır olayına girmiyorum ben. Ütü varsa, ayrı bir gün sadece ütü için gidiyorum. Çok iyi gömlek ütülerim. Jilet gibi...

Tüm bunlar genelde kadınların yaptığı işler, tuhaf gelmiyor mu size?

- Yoo. Erkekler pis mi? Neyimiz eksik. Biz de yaparız temizlik.

Utanmıyorsunuz yani?

- Ne utanması? Aksine gurur duyuyorum.

Ya şarkıcı olamazsanız...

- Olsun, böyle de mutluyum.

Peki ya temizlikçi olarak ünlü olursanız, üzülür müsünüz?

- Deli misin? Sevinirim. Sence ünlü olur muyum?!
Yazarın Tüm Yazıları