Ayşe'nin Gözlüğü

Ayşe ARMAN
Haberin Devamı

Yeni yıl hediyesi

Oleeeey... Mutlu evli çift varmış! Ortaya çıktılar.

Teker teker dökülmeye başladılar. Beni çok mutlu ettiler. Sizleri de, edeceğinden hiç kuşkum yok. Yeni bir yıla başlarken bundan daha iyi bir armağan olamayacağını düşündüm. Ve sizlere, mutsuz çiftler arasından ‘‘lale’’ gibi çıkan iki tane mutlu evli çift örneği sunuyorum.

DURU DENİZ DERİN

‘Mutlu evlilik yoktur... mu?’ yazınız bizi oldukça güldürdü.

Biz kim miyiz?

Eşim ve ben.

‘‘Mutlu aşk yoktur’’ diyen Arogan'a inat, biz ‘Mutlu çift vardır’ diyoruz. Ama aşk konusuna girmeyelim, tamam mı?

Kısaltılmış cirriculum vetae'lerimize (demek istiyorum ki cv) geçmek gerekirse:

Adım Duru Işık, evlendikten sonra Duru Işık Derin oldu. Eşimle Deniz Derin, evleneli 3 yıl oluyor, şu an ben 30, o 36 yaşında. İlk evliliğinden olan kızı bizimle yaşıyor, ben çok istemiştim çünkü. O da şimdi 14 yaşında. Birbirimizi on yıldan beri tanıyoruz. Doğruyu söylemek gerekirse, eşim Deniz, benim ilk aşkım değil. Daha doğrusu ben eşime aşık değilim ama onu çok seviyorum.

Şimdi isterseniz aşk ve sevgi farkı üzerine uzun söylevlere girmeyelim ama bu konuya değinirseniz naçizane fikirlerimi sunarım.

23 yaşında ilk defa aşık olduğumda kazık gibi bir kızdım. 2 senelik o fırtınalı, astımlı aşk bir evliliğe gidiyordu. Ama olmadı. Şimdi geriye dönüp baktığımda, derin bir ohhh çekiyorum.

İnsan ilk aşkıyla evlenmemeli, benim gibi kazık gibiyken aşık da olsa...

25-27 yaş arasını, yalnız, bunalımlı ve bir tür ego mastürbasyonlarıyla geçirdikten sonra -çünkü çok iyi eğitim görmüş, köklü bir aileden gelen, güzel bir kadınım, ne kadar yalnız kalabileceğimi siz tahmin edin- Deniz'le evlenmeye karar verdik. Hayatımda yaptığım en doğru şeydi. Mutlaka sizin onu sevdiğinizden daha fazla sizi seven biriyle evlenin, bu ilk şart. Beni tüm deliliğimle kabul ediyor... etti bile... Sevgiden önce saygıyı koyduk ilişkimize. Ve tabii dürüstlük. Birbirimizi tanıdığımız 3 yılı evli olmak üzere, on yıl içinde tek bir kavgamız bile olmadı. Üstüne üstlük benim gibi sevince deli gibi kıskanan tiplere inat, fazlasıyla yakışıklı bir erkek Deniz. Ama o güven yok mu, o güven...

Neyse. Yasemin kulunuza haber uçurun, en başta biz varız:

Duru Deniz Derin. Ayrıca kardeşim ve eniştem de var. 7 senelik evliler.

Hala süper geçinip gidiyorlar.

Çatladınız mı şimdi?

Darısı herkesin başınıza...

(Duru Işık Derin)

HAMİŞ: Ben bir isim manyağıyım. İsimlerle kişiliklerin bir bağlantısı olduğuna inanırım. Bayıldım eşinizin ve sizin isminize. Duru, Deniz, Derin mükemmel bir uyum, şiir gibi. Baştan kazanmışsınız! İsimlerinizi uyumu bile yeter. Beraberliğinizin uyumu da cabası... Çocuğunuzun adını ne koyacaksınız, çok merak ettim, bana da n'olur haber verin.

ÇOK SÜRMEZ TATLIM

Yıllardır Ankara'da yaşıyordum, taa ki kocam beni evde kalmış bir kız olmaktan kurtarıncaya kadar. Evlenip, Antalya'ya yerleştik. Ailem, işim, dostlarım hepsi Ankara'da kaldı.

Bana kalan da...

Yeni arkadaşlar edinmek ve onlarla evcilik oynamaktı.

Sonra ne mi oldu?

Herkes ikinci görüşmeden sonra sıkıntılarından, çocuklarından ve en önemlisi kocalarından şikayete başladılar.

Ulan bir tane kadın yoktu ki mutlu...

Aman yarabbim.

Aldı mı beni bir korku.

Ben de böyle mi olacağım?

Kocam beni de mi aldatacak, ben de mi dayak yiyeceğim?

Daha iki aylık evliyim.

Önüme gelen probleme bak.

Bu sohbetlerde kazara, ‘‘Ben mutluyum. Kocam iyi. Düşünceli. Para sorunumuz da yok. Söylemeye dilim varmıyor ama biz mutluyuz’’ dememe fırsat kalmadan cevabı yapıştırıyorlardı:

- Sürmez tatlım. Bir çocuk olsun, geçsin iki üç sene görürsün gününü!

Altı ay sonra bir baktım ki, ben de onlarla bir olup kocamı kötülemeye başlamışım. Beni düşünmüyor! Bana vakit ayırmıyor! Bu para denilen şey hep bitiyor! Durumu fark ettiğimde kendimi kötü hissettim. Gece kocam geldi. Suçluluktan bende çıt yok. N'oldu diye soruyor. Çıt yok. O geceyi zor ettim. Ertesi sabah kendimi parçalamaya başladım. Kocam iyi bir adamadı. İyi bir insandı. Çalışkandı. Düşünceliydi. İnceydi. Beni üzmemek için elinden ne geliyorsa yapıyordu.

Ama ben...

O kadınlarla bir olup, kocamın aleyhinde konuşmaya başlamıştım bile.

O an anladım:

Negatif düşünerek, iğneyi hep kocalara batırarak, bu adamlar dünyanın en iyi kocaları bile olsalar, mutlu olmamıza imkan yoktu ki! Lütfen evdeki o adama bir bakın. Gözlerine. Gözlerinin içine.

O çok mu kötü?

Çok mu ayı?

Çok mu kaba?

Elinizi vicdanınıza koyun ve cevap verin:

Ne yani çok mu mutsuzsunuz?

Yoksa gaza mı geliyorsunuz...

(NS/ Antalya)

HAMİŞ: Yazdıklarınız sevgilime kocaman bir sarılmama sebep oldu. Ama sıkılıyor biliyor musunuz. Yani bir türlü yaranamıyorum. Ama belki, bugün, yılın ilk günü ona yaranabilirim. Elimden geleni ardıma koymayacağımdan emin olabilirsiniz. Cümleten iyi seneler.

Yazarın Tüm Yazıları