Tehlikeli hayallerBu böyledir.Hayal kurmanın faziletleri, insanı değişik ufuklara sıçratması, hayal gücünün zenginliği, hep övülen faaliyetlerdir. Çocukluktan beri buna teşvik ediliriz. Okurları, yarım aklımla ben de buna teşvik ediyorum:Her boş anınızda, fırsatını yakaladığınızda, biri canınızı sıktığında kendi kabuğunuza çekilin, kendi dünyanızı yaratın, göğüs kafesinizi açın...Uçsun ‘‘hayal kuşları’’nız.Alsın götürsün sizi başka dünyalara.Ne de olsa Peter Pan'larla, Mary Poppins'lerle büyüdük.Biz alışığız bunlara...Adları farklı olsa da hayal kahramanlarımızın fonksiyonu aynıydı.Bizi soğuk metalik gerçeklerden koparıp, toprak renkli hayallerin sıcak kolarına götürüyorlardı.*Bunun sınırı yok.Ucu bucağı da yok.Herkes kendi konumuna, kendi sınırına, birikimine, isteklerine, bastırılmış duygularına uygun hayaller kuruyor.Ben de sık sık yaparım.Ne zaman hayat üzerime gelse, dünyanın yükü omuzlarıma çökse, öyle olmasa bile, bana öyle gelse...Dönerim kendi beynime, sorarım kendime:- Bugün mönüde hayallerden neler var?Tatlı-ekşi Amerika...Acılı Hindistan...Salçalı Alaska...Vesaire vesaire.O günkü keyfime göre seçerim bir tane.Yalnız gidecek değilim ya!- Liste... Liste!- Hayal erkeklerim nerede?Seçerim bir tane.Takarım koluma...Siz yolunuza, ben yoluma...Ver elini mesela ‘‘Tatlı-ekşi Amerika’’.*Kiralık üstü açık 59 BelAir bir arabayla Route 66'da ilerliyoruz. Gök mavisi bir araba, beyaz deri döşeme, güneşte kromajları parlıyor, teybinde John Denver çalıyor, radyodan bulmuşuz...Hafif kıyafetler giymişiz, cep telefonu gibi her türlü gereksiz ayrıntıdan kurtulmuşuz, her katettiğimiz kilometrede yüklerimizden biraz daha arınıyoruz, geçtiğimiz her yol çizgisinde bir şey daha geride kalıyor.Ah ne güzel!Bizi hiç bir şey ilgilendirmiyor.Doğu sahilinden batı sahiline varmak da ilgilendirmiyor.Arabayı ben kullanıyorum ama yoldan çok yanımdaki adama bakıyorum. Gülümsüyoruz.‘‘Yaptık sonunda, başardık!’’ diyoruz.Yollar acayip geniş, yürekler de, zaman da... Takip eden yok, peşimize takılan yok, bakan yok, arayan yok, soran yok. Sadece biz varız. Ve fiziksel ihtiyaçlar...Bir dakika, yanıldınız! Hayalimde sevişmek de yok.Acıkmak var.Yol boyunca da ucuz moteller...Rutin ‘‘inn’’ler görüyoruz.Bir tanesine giriyoruz.Buffalo wings'leri, kabuğuyla kızartılmış ev patateslerini, koca koca kutulardaki Cola'ları odaya ısmarlayıp, yatağın üzerine kuruluyoruz.Televizyondaki bir kanaldan diğerine atlarken, bütün ısmarladığımız o ‘‘fast-food’’ları bir güzel yiyoruz.Bu kadar.Gerisi, ötesi berisi yok.Belki araya bir sevişme eklenebilir.O da sadece beni ilgilendirir...*Ama ben şunu anlatmak istiyorum size:Geçen gün yine hayal mönüme göz gezdirmeye niyetlendiğimde... Farkettim ki birden bire...Benim hayallerim ‘‘güdük’’!Türkçe ifadesiyle ‘‘tehlikesiz’’.Çünkü tamamen savunma mekanizmama yönelik.Bir zorluğu, bir can sıkıntısını aşabilmek, kendi kendime eğlenebilmek için. Ama hayatta ‘‘tehlikeli hayaller’’ de var. Gerçek bir durumu deforme edip kurduğunuz hayaller onlar. Mesela boşanmak üzere olmayan ya da imkanı niyeti olmayan evli bir adamla birlikte kendinizi ‘‘telli duvaklı’’ hayal ediyorsanız, onun karısı olacağınız günleri her fırsatta düşlüyorsanız boku yemişsiniz demektir Hayatı hem kendinize, hem de ona zehir edersiniz...Ve sonunda depresyonun çeşitli türlerine girersiniz.Örnekleri çoğaltabilirsiniz ama ‘‘tehlikeli hayaler’’in şöyle ortak bir noktası var: Hayali gerçek zannetmeye başladığınız bir an geliyor ve o zaman sizi kimse tutamıyor.Sizin hayalinizin karşısında duran herkes ve herşey düşmanınız haline geliyor.Demek istiyorum ki, mahalle takımında iyi futbol oynadığı için sivrilen küçük bir oğlan çocuğu günün birinde Ajax'ın yıldız futbolcusu olacağını hayal ediyorsa ayvayı yiyor. Hayalleri geliyor, günün birinde onu vuruyor!*Anlatabiliyor muyum?Benim kendimi bir tango dansçısı olarak hayal etmemde hiç bir mahsur yok, çünkü ben çalan herhangi bir melodiyle kafatasımı ritmik sallamayı bile beceremem.Yani sorun yok.Benden zaten dansçı-mansçı olamaz.Eğlenebilmek içinse tamam...Ama ucundan kıyısından gerçeklerle ilgili deforme hayaller son derece tehlikeli.Kendi kurduğunuz hayaller içinde boğlup gitmeyin lütfen. Siz bana lazımsınız. Sana söylüyorum kızım.Sen anla gelinim...Ben anlamasam da olur.