Ayşe, Ayşe’yle konuştu

Hepimize dert olmuştu. Yaşasın, artık bir sevgilin var!

- Allah başka dert vermesin yahu.

Mutlu musun?

-�Üç kere: Evet, evet, evet!

Neler seni mutlu ediyor? Gerçi 20 günde daha anlaşılmaz ama...

-�İlgilenilmek, şımartılmak, bir erkeğin odak noktası olmak... Sevgilimle, sevgide yarışmak beni çok mutlu ediyor. Birinin seni düşünerek güne başlaması süper bir duygu değil mi ama...

Yaşıtın bir sevgili... Nasıl bir şey?

- Ego yarışı yok! Bana, “Sus! Sen anlamazsın küçük kadın” bakışları atılmıyor. Eğleniyorsun, yaşın gibi olabiliyorsun, heyecanlarına-şımarıklıklarına-coşkularına filtre takman gerekmiyor. Bomba bir şey.

Peki bu aşk mı?

-�Aşk olup olmadığını ayrılınca anlıyorum.

Nasıl yani?

- İnsan, aşığım sanıyor ayrılınca bakıyor esasen aşkımsı bir halmiş, tutkuymuş, yanlış alarmmış,�iki günde etkisi geçmiş. İnsan aşık olmadığını sanıyor, bıktığını düşünüyor bir ayrılıyor dünyası şaşıyor. Aşk ayrılınca anlaşılıyor, bence öyle...

Ne zaman “Evet bu o adam!” dedin...

- Dün gece dedim galiba. Bir arkadaşımın doğum günü yemeğine geldi. 40 kişilik bir yemekti ve çok ağır bir tayfa vardı. Abiler-ablalar- ünlü büyüklerimiz filan falan. İçeri girdiğinde, yüzünde o kocaman gülümsemesiyle herkese tek tek selam verdi, hal hatır sordu, sıkı sıkı ellerini sıktı. Çok önemli benim için böyle şeyler. Müthiş bir özgüven ve aile terbiyesi. “Vay be” dedim içimden, “Sevgiliye bak”.

Bugüne kadar hayatına girenler bu tür şeyler yapmazlar mıydı?

-�Yaptılarsa da ben önemsememişim. Şimdi önemsiyorum ve bu hallerden çok etkileniyorum.

Ayaklarını yerden kesiyor mu, yoksa her şeyi paylaştığın bir dost gibi mi, sen onu söyle?

- Yaaaaa Ayşeeee… Sen de az değilsin ha, biliyorsun soru soruldu mu cevap veririm ömrümü yedin şu an…!

Senin için önemli olan tutku mu, ateşli seks mi- sükûnet mi huzur mu?

- Sükûnet ve huzur çok sıkıcı, sadece tutku da yorar. En güzeli, hepsinden birazcık alıp süper karışımı elde etmektir.

Sizinki şu anda öyle mi?

- Bakacağız Ayşe. Acele ettirme Ayşe!

Birlikte mi yaşıyorsunuz?

- Hayır canım… Daha dün bir bugün iki. Sen bizi üç güne de evlendirirsin ha!

Kişilik özellikleri neler?

- Sakin bir tip. Ama eğlenceli, sıcak, arkadaşlarına ve ailesine çok bağlı, işi dışında dışarıda olmayı sevmiyor, evcimen, dürüst...

“Bu ilişkim nazara gelsin istemiyorum” ne demek? Daha öncekiler nazara mı geldi?

- Üstümde öyle bir nazar vardır ki, bir televizyona çıkarım üç gün ateşli yatarım falan. Halimi görsen gülmekten ölürsün, sürekli en yakın arkadaşım İpek bana dualar okur. Bileğimde Meryem Ana vardır. Çantamda okunmuş bilezikle gezerim. Bir yere gitmeden önce Gülyüz Abla’dan dua almadan çıkmam. Takıntılıyım bu nazar işine...

İnsanların dedikodunu yapa yapa sana zarar verebileceklerine inanıyor musun?

- İnsanların bir süre sonra dedikodumu yapmaktan sıkılacaklarına inanmak istiyorum!

Ajda sana el mi verdi... O manaya mı geliyordu seninle yaptığı o röportaj?

-�Ajda benim yanımda durdu, benim albümümü ve şarkılarımı çok beğendi.

Tamam sesin güzel ama ilk CD’de de Ajda ile aynı ligte anılmak... Sana haksızlık değil mi?

- Bence bana çok kıyak oluyor! Ben bu albümde sadece şarkıcı değilim, sözler yazan, besteler yapan biriyim. Sezen ve Ajda hayatıma imza atmış isimler, ancak gurur duyarım. Ama tabii ki iltifatın büyüklüğünden yanaklarım kızarır, daha çok çalışmak ve layık olmak isterim.

Hıncal’ın seni Sezen’le kıyaslamasına ne diyorsun?

- Jest oldu valla. Hıncalımın takdiri, bir işi sevdi mi tam sever, çok teşekkür ederim.

Haşmet CD’ni dinleyince ne dedi?

- Haşo, benim müzik işime bayıldı, en büyük taraftar o.

30’ların insana verdiği bir tuhaf duygu vardır. Ben de o baskı yüzünden gittim ilk evliliğimi yaptım mesela. Sen de başladın mı öyle hissetmeye...

- Bende hiç öyle bir yükseliş yok. En üretken dönemimdeyim. Aklımda, evliliğin e-si yok şu anda. Yazılmayı bekleyen bir sürü şarkı, içimde çalan bir sürü müzik ve yapılmak için sırada bekleyen onlarca projem var.

Sen erkeklerden seks mi, şefkat mi istiyorsun?

 - Şefkat seksin katilidir! Rica edeceğim şefkati annem-babam versin.

Babanın bebeği ne alemde? Onu yılanlık yapmadan sevebiliyor musun?

- Bebeğe yılanlık yapılır mı hiç? Leyloşumuz bomba gibi, yürümeye başladı, çok tatlı. Ona gitarlı tişört aldım, elbise aldım, hırka aldım… Büyüsün gitar da alacağım.

Sana en büyük darbeyi vuran erkeği affettin mi?

- Şarkı gönderelim: “Som altından taç olsan, derdime ilaç olsan, affetmem asla seniiii...”�Şaka bir yana, sarsılanın egomdan başka bir şey olmadığını, kırık kalbimin bana şarkılarla geri döndüğünü gördükçe bana darbe vuranları baştacı yapasım geliyor. Her şeyin gerçekten bir sebebi varmış, ne güzel şarkılarım olmuş. Aferin onlara.

Bir erkek benimle çok iyi vakit geçirir çünkü...

- Onu çok güldürürüm.

Bir gazeteci aynı anda CD’ de çıkarabilir çünkü....

- Canı istemiştir, yeteneklidir, söyleyecek şarkıları vardır, kalemine müzik katmıştır.

Annem, babam, babamın yeni eşi, yeni kardeşim, ablam, ablamın eşi, ben ve sevgilim bir araya gelebiliriz çünkü...

-�Ben evleniyorumdur, düğünümüz vardır, herkes yoklamaya gelmek zorundadır!

Ben iyi bir insanım çünkü...

- Vicdanım yerinde duruyor!