Ajda Pekkan: Çok yakışıklı, çok fit bir erkeğe bakmam ki... Onlar resimdir benim için

*  Hayatınız boyunca size huzur veren bir erkek oldu mu?

- İnsana en çok huzur veren yine kendisi. Şunu demek istiyorum, iç huzurun yoksa, bir başka erkek sana huzur verse kaç yazar? Benim de hatalarım oldu erkeklerle ilişkilerimde. Her zaman babamı aradım, birlikte olduğum erkeklerde de. Öldüğünde ajandama, “Babacığım, Pekkan soyadını hiçbir erkeğe vermeyeceğim” diye yazdım. Annemi de seviyordum, ama baba delisiydim. En çok o beni sevdi çünkü...

*  En yakın arkadaşınız kim?

- Sevdiğim çok dostum var. Yıllarca görüşmesek de, karşılaştığımızda aynı yerden devam edebildiğim insanlar. Sezen de onlardan biridir. Çok güleriz birlikte. Kötü günlerimizde de bir arada oluruz. Başka sanatçı dostlarım da var. Fikret Şenes çok iyi bir dostumdu. Zaten ben sevgiye o kadar susamış bir tipim ki, biraz sevgiyle hemen arkandan gelirim...

*  Hırs...

- Yok canım, hırsla alakam olmadı. Yarışım kendimle.

*  Yatağın hangi tarafında uyursunuz?

- Sağında. Tek başına. Ne kedimi ne köpeğimi alıyorum yatağa. Çünkü kıpırdadıkları an uyanıyorum. Uyku tedirginliği var. İlaç alıyorum. Özellikle konser önceleri hiçbir şekilde uyuyamıyorum...

*  Bu kadar konser, canlı yayın, nasıl kaldırır insan?

- Zorlandığım oluyor. Bazen Ajda Pekkan olmama rağmen, güya bu kadar alışığım ya bu işlere, televizyon stüdyosuna gittiğimde, limon gibi oluyorum. Ya da son derece tutuk. En komiği şu, zaman gerekiyor bazen bana, “Ben şimdi herkesin içinde nasıl Ajda Pekkan olacağım” diyorum. Kendime gelmem için zaman gerekiyor. Ama sahnede yırttım, çok rahatım...

*  Hayatınızın bu dönemindeki ruh halinizi nasıl açıklarsınız?

- İlk defa kendimi bu kadar mutlu ve rahat hissettiğim bir dönem yaşıyorum. Üzerimden atamadığım komplekslerim vardı. O şöhretin getirdiği yabancılaşma. Kendime bile yabancılaşmıştım. Şimdilerde hepsi geride kaldı, hafifledim artık.

*  Sürekli insanlarla birlikte yaşıyorsunuz, hep birileri var etrafınızda, arabada bile yalnız kalamıyorsunuz, diyelim telefon geldi, şöför var, n’apıyorsunuz o sırada, İngilizce mi konuşuyorsunuz mesela...

- Yok, insan çeşitli diller geliştiriyor. Kasay kasşe mesela. “Kas” koyuyorum her sözcüğün başına, kuş dilinin “kas”lısı, kuş dilini herkes anlıyor, bu pek bilinen bir şey değil. Semiramis’le geliştirmiştik. Geçen gün, “Anlamıyorum ne diyorsun?” dedi, unutmuş.

*  Erkekler sizi en çok neden hayal kırıklığına uğrattılar...

- Benim içimdeki Ajda’yı, Ajda Pekkan ile birbirine karıştırdılar. Onlar mı şizofren ben mi bilmiyorum ama olayı şizofrenik bir hale getirdiler. Tamam ortada bir Ajda Pekkan var ama bir de ben varım. Ben çoktan çözmüşüm de karşı taraf çözemiyor bir türlü...

*  Çok da fit olmayan bir adamla birlikte olabilir misiniz? Göbeği var mesela...

- Ben çok yakışıklı, çok fit olan bir erkeğe bakmam ki! Onlar resimdir benim için...

*  Peki, 40’larında sıkı vücutlu bir adam...

- Diye diye getireceksin bana! Yukarıda Allah duysun inşallah. Olursa böyle bir şey, hemen seni arayacağım, “Bunu da becerdin, gerçekleşti!” diyeceğim...

İpekyol-Twist- Machka Kreatif Direktörü Hilal Tunç:

Ajda Pekkan stili... Rahat ama şık, spor ama seksi, hem kadınsı hem erkeksi

*  Nasıl başladı bu Ajda Pekkan ve Twist macerası?

- Ajda Pekkan, Twist’i incelemiş, dinamik ve eğlenceli bir marka olduğunu görmüş ve bizim için tasarım yapmayı kabul etmiş. Çok sevindik tabii.

*  Neler yaşandı bu süreçte?

- Ajda Pekkan modaya inanılmaz hakim. Cat walk’ları inceliyor, bütün moda dergilerini takip ediyor, bloglara bakıyor, dünyadaki ünlü moda editörlerini biliyor. Onunla saatlerce moda konuşabiliyorsunuz. İşi bildiği için sizi yönlendirebiliyor.

*  Neler seçtiniz?

- Aslında her şeyi o seçti. “Hem feminen hem maskülen bir kadınım ben” dedi. Sportif, rahat Ajda ile sahnedeki o ışıltılı Ajda’yı birleştirmemizi istedi. Fikir vermesi için de gardırobuna göz atmamızı rica etti. 70’li yıllarda giydiği kıyafetlere baktık, bütün eski kliplerini izledik. Günlerce, gecelerce. Ben zaten koyu bir Ajda hayranıyım, nasıl mutlu olduğumu anlatamam.

*  Bu sene de 70’ler moda, öyle değil mi?

- Aynen. Dünyadaki bütün markalar, stil ikonlarını inceliyorlar, koleksiyonlar öyle çıkıyor ortaya. Ajda Pekkan da sadece bir şarkıcı, yorumcu değil, aynı zamanda Türkiye’nin stil ikonlarından biri.

Kıyafetleri en küçük düğmesine kadar Ajda Pekkan seçti

*  Neler var koleksiyonda?

- Yirmi beş parça. Mesela tulumlar. 70’li yıllarda Ajda çok tulum giymiş, şu anda da dünyada yeniden tulum modası var. Sonra miniler. Skinny pantolonlar. Ajda Pekkan, çok ışıltılı bir ceketle bol bir eşofman altı giymek istedi. Fikre bayıldık. Özel eşofmanlar tasarladı. Üstü smokin tadında, altı Adidas ve Nike eşofmanları gibi. Hem o kadınsı hem de erkeksi bir hava. Daha “rocker” bir görünüm. Sonra baskılı tişörtler var. O bizim fikrimiz, Ajda Pekkan önce rahatsız oldu ama “Yurtdışında Jane Birkin, Michael Jackson, Coco Chanel tişörtleri var, neden Türkiye’de Ajda tişörtleri olmasın” dedik. O zaman kabul etti. Daha çok eski, kült fotoğraflarını kullandık.

*  Tişörtlerin, diğer beyaz tişörtlerden farkı ne?

- Tamamen Ajda Pekkan’ın sevdiği tarz. Onun sevdiği kupları kullandık, gardırobundan yararlandık. Temiz dikiş sevmiyor mesela, o yüzden bütün tişörtler kesik. Muhakkak “loose” olması gerekiyor zaten bütün koleksiyon daha çok “loose”, hiçbir şey “fitted” değil. Kıyafetleri en küçük düğmesine kadar Ajda Pekkan seçti.

*  Kaç yaş kadınına hitap edecek?

- Yaşı yok. O tişörtleri küçük boy yapsak, eminim sizin kızınız da giyer. Herkes kendinden bir şey bulabilecek. Beyaz ya da gri çalıştık. Kışın çok daha farklı versiyonları olacak.

*  Son olarak eğitiminiz nedir?

- Ben Saint Martins’de moda okudum. Yalçın Ayaydın amcam olur. Ama akraba kontenjanından değil, işimi iyi yaptığım için Twist’te çalışabildiğimi düşünüyorum.