Paylaş
Bu nedenle yazdığım yazıyı da göndermek kısmet olmadı.
Geçen bayram yazdığım yazıyı sizlerle tekrar paylaşmak istedim bu vesileyle. Hepinizin geçmiş Kurban Bayramını ve tabi ki Cumhuriyet Bayramınızı kutlar, daha nice mutlu bayramlar dilerim.
…
On bir senedir eskisi gibi değil bayramlar be babam. Ne tatları var ne tuzları. Bayram geliyor diyorlar, kılım bile oynamıyor artık. Eskiden bayrama kaç kaldı diye parmak hesabı yapan ben, şimdilerde birileri söylemedikçe bihaberim bayramların tarihlerinden.
Zaten çoluk çocukta da eski heyecan, tat yok eskiden bizde olduğu gibi. Ne mendiller var artık ne de yeni alınan ciciler, parlak parlak rugan ayakkabılar.
Bayram geliyor dediler geçen gün, kılım oynamadı tabi ki yine. Sadece adettendir dedim, Ivankayla evi bir güzel temizledik. Ha gelen giden mi olacak dersen o da yok, kim gelip çalacak kapımızı?
Yaşım da zaten öyle bir arada deredeki, el öpmeye gelecek halleri de yok. Bir Begüm var bana sarılacak, beni kutlayacak, o da elimi öper mi bilmem. Dedim ya bugünün çoluk çocuğunda da bayramın tadı, heyecanı yok.
Benim gidip kutlamam gerekenlere, elini öpmem gerekenlere gelince, onların da sayısı azaldı durdu yıllar boyu. Senin arkandan eli öpülecek üç beş adam kalmıştı, onlar da zamanla sana katıldı. Annem desen huyumu suyumu bilir, beklemez beni.
Bugün arabayla giderken baktım tüm mezarlıkların önü çiçekçilerle dolmuş. Eh yarın herkes ilk iş mezarlıklara gidip çiçek koyacaklar kaybettiklerinin mezarlarına. Ben ne yapacağım diye düşündüm bir anda, bu bayram gitmeyi becerebilecek miyim babamın mezarına?
Cevap kendi kendine geldi yine; “Hayır Ayşe, on bir senedir hiçbir bayram gitmedin, gidemedin. Bak yine gidemeyeceksin.”
Evet, gelemeyeceğim çünkü oraya gelince senin yokluğun, artık yanımda olmadığın sanki gözüme gözüme sokuluyor her sefer.
Bazen bir kapı gıcırdadığında ya da bir telefon çaldığında acaba mı diye kendi hayal dünyamda yaşayıp küçük bir çocuk gibi kendimi kandırmaya çalıştığım anlar bende kalsın, elimden alınmasın, acı gerçekler suratıma vurulmasın istiyorum.
Adının yazdığı, resminin olduğu taşın yanında ağlamak değil, evimde kendi başıma ağlamak istiyorum. Ne zaman oraya gelsem kendimi gidişini kabul etmiş hissediyorum, onun yerine ben aklımdakiyle yaşamayı seçiyorum.
Sana her gün dua ediyorum, dualarım da bana kalsın istiyorum. Bir kalabalık içinde dua etmek yerine, evimde tek başımayken sana dua etmeyi seçiyorum.
Yarın bayram, bu gece yatıp sabah senin sesinle uyanmak istiyorum. “Günaydın kızlar, iyi bayramlar.”
Benim uyuduğumu sanıp gece yatağımın yanına usulca koyduğun ayakkabıları, elbiseleri fark etmemiş gibi davranıp ertesi sabah sana yine; “Aaa baba ne zaman koydun bunları? Hiç duymamışım.” diye palavra sıkmayı istiyorum.
Apartman görevlimiz Emin Efendiyle her bayram olduğu gibi yine aramızı yapmanı istiyorum; “Tamam baba, ben de Emin Amca’yı çok seviyorum ama bak yine bahçede hayvan kesiyor.”
“Bak evladım dilimde tüy bitti, gel baştan anlatayım, gerçi her bayram anlatıyorum ama şimdi kurban.......” diye devam etmeni duymayı istiyorum.
Kurban bayramlarında annem eve koyun eti sokmadığından senin “Allah’tan anneannem var, haydi millet hazırlanın bir an evvel çıkalım da şöyle adam gibi bir anneanne kavurması yiyeyim.” derken çocuk gibi sırıtmanı görmek istiyorum.
Apartmanımızdaki tüm çocukların senden bayram harçlığı almak için gelip, senin sohbetine bayıldıklarından saatlerce gidemediklerini, hepsine dönüp her sene dediğim gibi yine; “Eee benim babam Tekin Aral; keyifli adamdır, keyifli” demeyi istiyorum.
Anneannenin Üsküdar’daki evine giderken bizim Vosvos o meşhur yokuşu tırmanmaya çalışırken yine avazım çıktığı kadar bağırmak istiyorum; “Baba bak gör, bu sefer kayacağız, aman Allahım bu sefer ölüyoruz.”
Ne zaman sana; “Baba ne olur benim karikatürümü çiz” desem bana; “Evladım sen o kadar güzelsin ki seni nasıl çizeyim?” demeni, bayram günleri de “Ama baba bak bayram hediyesi” diye seni kandırıp yine karikatürümü çizmeni istiyorum.
Normal günlerde çok çalıştığından, geceleri eve sabaha karşı geldiğinden ben senin özlemini çekerken, bayramları hep yanımda olmanın, geceleri beni yatırmanın, yanıma kıvrılıp bana bir şeyler anlatmanın keyfine yine varmak istiyorum.
Yine bayram geldi be babam. Ben farkında değildim, birileri söyledi de hatırladım, artık kimse bana “Bayram yaklaştı, bayrama şu kadar gün kaldı” demesin.
Zaten şu acım dinmek bilmiyor, çıkmak gitmek bilmiyor bari bayramlarda rahat bıraksınlar beni, demesinler bayram geldi, üstüne basa basa inat yapar gibi hatırlatmasınlar bana, benim bayramım bana. Sen gittin gideli bayram da ne ki baba?
Not: Adettendir der hepinizin bayramını kutlarım, sağlıkla huzurla tüm sevdiklerinizle güzel bir bayram geçirin. Yanınızda olamayanların göçüp giden tüm sevdiklerinizin de mekânları cennet olsun.
Paylaş