Yetiş(me) Ayşe

Bugün bir tesadüf eseri Hacer Alkan isimli bir hanımın gazeteciler.com sitesinde bana hitaben yazmış olduğu yazısını okudum. Polemiklere girmek ya da sayfam üzerinden hak hesap aramak pek tarzım olmasa da bu seferlik bu bayanın yazısına sayfamdan cevap vereceğim.

Haberin Devamı

Şimdi, Sayın Hacer Alkan sizi tanımam etmem, daha önce hiçbir yazınızı okumadım adınızı da duymadım ama tabi bu benim ayıbım olabilir, siz uzun süredir güzel yazılarıyla okurlarıyla buluşan, önemli haberlere imza atmış bir gazeteci olabilirsiniz ama dedim ya ben sizi hiç duymadım. Neyse gelelim bugün bana ithafen yazdığınız“Yetişme Ayşe ” başlıklı yazınıza. Yazınızdaki yorumlarınıza cevap vermeden önce ilgimi çeken başka bir durumdan bahsedeceğim, o da şu; bana “Ayşe Bacı”, “dişi Vardar olmaya özenen bacı” gibi tabirlerle hitap etmişsiniz ki, doğruyu söylemek gerekirse bu tavrınızı hem ucuz hem de bayağı buldum, bunu da belirtmeden geçmeyeyim.

Gelelim bana yaptığınız yorumlara; neden ben tecavüzcü öğretmeni savcılığa şikâyet etmemişim, neden adamı sadece uyarmakla kalmışım, ya bu adam bana da tecavüz ederseymiş ve de ben aman aman kimselere yetişmeyeyimmiş vs.vs.

Haberin Devamı

Şimdi yazacaklarımdan sonra bakalım ne düşüneceksiniz? Bu mail bana F.K. isimli bir şahıstan gecenin bir körü geldi. Haliyle tüylerim diken diken oldu, saat sabahın 3’ünde maili yollayan F.K’yı aradım. Kendisinden birtakım bilgileri aldım ama bu bilgiler haliyle beni kesmedi. Ertesi gün F.K.’yla tekrar konuştum. Bakın dedim, benim bu yazıyı yayınlayabilmem için konudan emin olmam, elimde deliller olması lazım, şaka değil tecavüzden bahsediyorsunuz. Bu şahıs da bana mağdurun babasının telefonunu verdi ve babayı aradım. Yaklaşık 3 saat telefonda konuştuk. Ha tabi telefonda konuşmakla da bitmedi, ben bir yandan kendi usullerimce olayı, şahısları araştırdım. Neyse babayla uzun süren konuşmalarımız sırasında, birtakım başka gerçekler ortaya çıktı. Onları da buradan yazabilmem maalesef mümkün değil. Sonunda babayla geldiğimiz nokta şu oldu “Ayşe Hanım bu yazıyı yayınlarsanız kızımın hayatı biter. Biz bu şahsa dava açarız, o bize açar, ismimiz gazetelerden inmez, ne olur yayınlamayın yazıyı.

Ben de babaya şu cevabı verdim; ”ben bu yazıyı yayınlamak zorundayım, size söz isim vermeyeceğim, o okulda bir sürü genç kız var ve bana düşen bu adamı birilerinin bundan haberdar olduğuna dair uyarmak. Öyle de yaptım babayı ikna edip yazıyı yayınladım.

Haberin Devamı

Peki isim cisim olmayan bir yazıydı bu, ee o zaman ben bu adama bu yazıdakinin kendisi olduğunu nasıl anlatacaktım ya da yazıyı okumasını nasıl sağlayacaktım. Onun da çaresi vardı adamın cep telefonunu buldum, gizli numaradan mesaj attım “bugün hurriyet.com.tr deki, Ayşe Aral’ın Yetiş Ayşe yazısını okuuuuuuuuu!”

Böylelikle amacıma ulaşmış oldum, aileyi rencide etmeden, onlara verdiğim sözleri yiyip yutmadan, adamın tüm hayatını yerle bir ettim. Biraz önce gelen bir bilgiye göre bu adamın eşi şu an evi terkediyor. Ha bu arada o öğretmen, o okuldan da ayrılıyor.

Yetiş(me) Ayşe

Bazı şeyler üstü kapalı olarak da sonuca erdirilebiliyor.

Gelelim yazınızda bana yazdığınız son paragrafa, aynen yayınlıyorum buradan;

Haberin Devamı

“Ne demek bu Ayşe Bacı?

Yani bir tecavüz yetmez birine daha tecavüz et öyle bakarız mı demeye getiriyorsun?

Yok bacım yok...

Aman sen YETİŞME!

Zira bu lafı edenin yetişince ne yapacağı hiç belli olmaz...”

Yukarıda yazdıklarımdan sonra  zaten sizin yazdıklarınızın hiçbir anlamı kalmıyor ama gelelim “Sen yetişme Ayşe” kısmına......

Yetiş Ayşe’de neler yapıyoruz  haberdar mısınız? Yapıyoruz diyorum çünkü artık okur dostlarla imece usulü çalışıyoruz.

Gelinlik giyme ihtimali olmayan bir genç kadın telli duvaklı gelin oluyor. Okulunun müsameresine giyecek bir elbisesi olmayan ve “Anne mor elbise isterim” diye ağlayan 7 yaşındaki bir kız çocuğu mor elbisesine kavuşuyor. Çocuklarını imkânsızlıklar nedeniyle bir kez olsun havuza sokamamış olan bir anne tüm hafta sonunu evlatlarının havuzda attığı kahkahalara tanık olarak geçiriyor. Bir okur bir okurun bebeğine kendi bebeğinin küçülmüşlerini yolluyor....

Haberin Devamı

Kardeşlerine bakmak zorunda olan genç bir kız biraz olsun nefes alabilsin diye kardeşlerine burs bulundu. Kimselere anlatamadıkları psikolojik sorunlarını dinledik, gönüllü psikologların ücretsiz tedavi etmelerini sağladık.

Ameliyat için yeterli parası olmayan hastaya doktordan yüklü bir indirim sağladık. Kitap okumak isteyen ama parası olmayan okurlara diğer okurlar okudukları kitapları gönderiyor.

Vaginismus belasından muzdarip 3 okur şu an evliliklerinin tadını çıkartmakta. Çalıştığı için evladını yuvaya yollamak zorunda olan ama parasızlıktan yuvaya yollayamayan annenin oğlu bu sene yuvada bedava okuyacak. Doğuştan hasta olan Berrak için az da olsa para topladık.

Haberin Devamı

Hasta bebeklere mama yolladık, şimdi de kısmetse bir tanesine kulaklık alacağız. İşte böyle daha neler neler…

Bu nedenle ben yetişmeye devam etmeliyim, bilmem anlatabildim mi Sayın Alkan!

Yazarın Tüm Yazıları