PaylaÅŸ
KULAKLIK TALEBÄ°
Daha önce yayınlanmış olan kulaklık vermek isteyen ve bu kulaklığa talip olan okurlarımızı buluşturduk. Aşağıdaki gibi çözüldü bir sorun daha. Bir kişiye daha yetiştik, arada bunları da paylaşıyorum ki sizin için önemsiz görünen bir şeyin bir başkasını nasıl memnun ettiğini görün evde dolap beklemesin eşyalarınız benim canım okur dostlarım.
Merhabalar,
Kulaklık 1 saat sonra kargo ile yola çıkacak. Sanırım yarın teslim edilmiş olur.
Biz bu kulaklığı rahmetli anneanneme almıştık. 3-4 gün bile takamadı. Sadece kiÅŸiye özel ayarlarını yaptırıp kullanılabilir hale getirebilirsiniz. Yedek pilleri de yolluyorum. Umarım mutlu olurlar. Sevgilerimle.Â
E.
Â
E. Hanım merhaba
Allah sabır versin, Allah rahmet eylesin anneannenize.
Kulaklık için çok teşekkür ederim, inanın gerçekten çok ihtiyacı olan bir teyzeye yardım ettiniz. Çok mutlu olacak sağolun
İyi günler
Çiğdem
 ………..
Â
34-36 BEDEN ÜNLÜ TASARIMCININ ESERİ GELİNLİK
Ben birkaç yıl önce evlenmiştim. ( ahhh ah şimdiki aklım olsa yapar mıydım?
Gelinliğimi de o zamanlar çok yakın arkadaşım olan, şimdilerde ise dünya çapında moda tasarımcılığı yapan bir dosta diktirmiştim.
Çok orijinal bir tasarım olan bu gelinlik tabii ki sadece birkaç saat giyildi ve kılıfına koyularak dolaba kaldırıldı. (Dürüstçe söylemeliyim kuru temizlemeye bile vermeden atıvermişim dolaba.
Sadece oynamaktan ve yürümekten etek uçları kirlenmiş o kadar)
O zamanlar 50 kiloydum. Yani 34 bedene hafif bol 36 bedene hafif dar gelebilir. Gerçekten ihtiyacı olan bir arkadaşın iletişim bilgilerini bana ulaştırırsanız sevinirim. İlla evleneceğim, ben de bu moku yiyeceğim diyorsa tek yapabileceğimiz şey destek olmak sanırım.
E.
CEVAP: Sevgili E., iyi ki varsın. İnşallah böyle güzel ve özel bir gelinlik yeni sahibine uğurlu gelir. Seni de sarılarak öpüyorum canım.
………………..
BABAM İÇİN-SON PERDE
Ayşe’m;
Senin hep yanında oldum yazılarını okuyarak. Sıkıntıların olduğunda dua ettim, mutlu olduğunda ben de sevindim. Ama yazamadım sana. Hayattan elimi ayağımı öyle bir çektim, kendimi öyle bir kabuğa hapsettim ki en yakınımda olanlarla bile konuşmak gelmiyor içimden.
Bilmem beni hatırlar mısın? Geçen eylül ayında sana BABAM İÇİN başlıklı bir mail yazmıştım babam kanser hastası ve zor durumdayım diye. Sen de hemen o güzel yüreğinle beni sarmaladın ve köşende benim yürek çarpıntılarımı senin gibi güzel insanlara duyurdun.
Ankara'dan bir melek maddi olarak sıkıntım için az ama manevi olarak bana hayatımın sonuna kadar unutamayacağım bir destek verdi. Ben bugünlere kadar geldim.
Babamın durumu hiç iyi değil. Kanser akciğere de sıçradı ve artık babama ömür biçiliyor. Onun yaşatmak için yapabileceğim bir şey kalmadı. Sadece son zamanlarında onu iyi yaşatmak istiyorum. Hastalıkla mücadele ederken oluşan borçları ondan hep sakladık. Her şey yolunda izlenimi verdik ki kendini suçlayıp üzülmesin diye ama artık her şey gün yüzüne çıkmak üzere.
Borçları öğrenmesi an meselesi. Buzdolabını açtığında boş dolabı görünce ben ne kadar her şey yolunda desem de hissediyor. Yansıtmıyor ama kendini suçluyor. Hele borçlular kapıya dayanınca öğrenirse sessizliği daha da büyüyecek.
Benim elimden bir şey gelmemesinin vicdan azabı ise ömrümün sonuna kadar peşimi bırakmayacak. Derdim inanın para değil o lanet kâğıt parçasına hiç mi hiç değer vermiyorum ama babamın bizler için çalışmaktan yapmak isteyip yapamadığı şeyler için çıkıyor karşıma bu kâğıt parçası.
Bazen canı bir şey istiyor yine karşıma çıkıyor bu kâğıt parçası. Ben çalışıyorum elbet bir şekilde çalışarak öderim. Gerekirse aç yatarım ama onurumla öderim ama babamın ömrü az kaldı. Onun bu maddi mücadelemizi yaşamaya gücü yetmez. O durumda bunu ona yaşatamam.
Bunun için başımı öne eğdim ve son çare yine sana yazıyorum. Çok kapı çaldım. Ek işler yaptım ama olmadı. Küçük küçük gelen paralar kapatmadı bu yamayı. Bir kaç aydır düşünüyorum sana yazmayı ama elim gitmiyor. Çekiniyorum yanlış anlaşılmaktan korkuyorum.
Yardım değil borç istediğim. Her ay geri ödemeli. Malum nedenlerden banka olmuyor maalesef. Varsa elimden bu şartlarda tutacak ben elimi vermeye hazırım.
Kız evlatların en büyük aşkı olan babalarıdır. Ben de aşkımı, huzurlu ve gözü arkada kalmadan uğurlamak istiyorum. İnanamıyorum kendime, inanamıyorum babamı uğurlamaktan bahsettiğime ama acı gerçekler. Belki sesimi duyan beni anlayan olur. Desteğin için çok teşekkürler.
B.
CEVAP: Babana tekrar geçmiş olsun diliyorum. Lütfen ümit kesmeyin bu şekilde Allah büyük, tıp da her geçen gün ilerliyor. Umarım okur dostlarımdan size destek olmak isteyenler çıkacaktır. Sevgiler.
………………………..
 GAZİYE YARDIM
Ö.G., Hakkâri’de 1998’de vatani görevini yaparken mayın patlaması sonucu gözlerini kaybetti, yürüyemez hale geldi.
1 yıl sonra da Parkinson hastası oldu. 7 ay önce annesiyle yeni kiraladığı evin elektrik bağlantısı için AYEDAŞ’a gitti. Görevliyle eksik evrak yüzünden tartışırken, bankonun üzerindeki elektronik sayaç yere düşüp kırıldı. Olaydan 7 ay sonra mahkemeden celp geldi. Anne ve oğlu, kamu malına zarar vermek suçundan 3 yıla kadar hapis cezasıyla yargılanacak.
İyilik meleğim gazimize yapılana karşı bir şeyler yaparsan çok sevinirim.
Sevgi ve saygılarımla
Ahmet Â
CEVAP: Çok üzüldüm gerçekten. Ancak zaten gözlerinin görmediğini söylüyorsunuz, nasıl bilerek mala zarar verebilir ki görmeden. Bu davadan bir şey çıkmayacağını umuyor ve diliyorum. Bir de bakalım neler yapabiliriz, ilgili şirketin yetkilileri de mailinizi buradan okudularsa lütfen gazimize yardımcı olsunlar.
…………..
36-38 BEDEN GÄ°YSÄ° TALEBÄ°
Â
Merhaba,
İsmini yazmamış ama Bursa tekstil fabrikasındaki bayan için giysi yardımı yapabilirim, iletişim bilgilerini iletebilirseniz.
Onun dışında da elimde epeyce miktarda 36-38 beden ve oldukça temiz durumda giysi var, ihtiyacı olanlara ulaştırabilirim.
Sevgiler,
Görkem
CEVAP: Görkemcim harikasın, iletişim bilgilerini gönderiyorum. Yeni talepler olursa onları da sana yönlendireceğim. Öperim.
……………..
YETÄ°Åž AYÅžE BÄ°ZE BÄ°R BURS BUL
İyi günler,
Yetiş Ayşe sayfasını sürekli okuyorum ancak nasıl ulaşabileceğimi bilemiyordum, umarım doğru yerdeyimdir.
Sizlere çok sevdiğim bir arkadaşım için yazmak istedim. Bildiğiniz gibi şu SBS (seviye belirleme sınavı) birçoğumuzu etkiliyor.
Bu arkadaşımın da 8.sınıfta okuyan ikizleri var ve çok başarılılar.
Cumartesi günkü sınavdan ikisi de 500 üzerinden 490 civarı puan bekliyorlar ve idealleri çok yüksek.
Amaçları bir yabancı okula gidebilmek. Ancak tahmin edersiniz ki iki çocuk olunca bu çok fazla maliyetli oluyor.
Bu okulların burs verme sistemi de ilk yıl, yani hazırlıktan sonraki not ortalamasına göre. Kendisi eşinden de ayrıldı ve bu ilk yılı atlattıktan sonra çocukların burs alma olasılıkları çok fazla.
Ben buradan şirket sahipleri ve işadamlarına seslenmek istiyorum. Bu kadar başarılı iki çocuğun ziyan olmasını istemiyorum ve elimden de fazla bir şey gelmiyor maalesef.
Bu ülkeye faydalı olabilecek, aydınlık fikirli Atatürkçü ailelerin çocukları bunlar.
Arkadaşımın böyle bir mail attığımdan da haberi yok, kendi çabalarıyla uğraşıyor. Belki hayırsever bir iş adamı okur ve bize yardımcı olur diyorum. İlgilenenlere şimdiden çok teşekkür ederim. Lütfen ismim sizde saklı kalsın.
CEVAP: Eminim bu kadar zeki ve başarılı çocuklara burs vermek isteyen okur dostlarımız çıkacaktır. En azından hazırlık dönemi için burs sağlansa sonrasını okul karşılayabilir dediğin gibi.
………………………
Â
Ä°Åž YOK DÄ°YORLAR Ä°Åž BEÄžENMÄ°YORLAR
Sevgili, çok değerli Ayşe Hanım,
Sizin toplumsal yardımlaşma konusundaki katkılarınızı merak ve heyecanla takip ediyorum.
Sırdaş tavrınız ve samimiyetiniz sayesinde kısa sürede geniş bir takipçi kitlesi edindiniz.
Ben de iş hayatı içinde olan yaşıtınız bir anneyim. Twitter’da da takipçinizim.
Kafama takılan bir konu var, sizinle paylaşmak istedim, beni yanlış anlamayacağınızı da tahmin ederek, çünkü siz de harbi ve açık sözlü bir insansınız.
Malum çok sayıda yoksul insanın olduğu, hatta çocukların açlıktan öldüğü bir ülkede yaşıyoruz.
Diğer taraftan çalışacak insan bulmak neden bu kadar zordur, anlamak mümkün değil.
Ev temizliği için temizlikçi kadın ararsınız, gelmeden kırk tane soru sorar, sanki bir çeşit sorguya çekilirsiniz. Ev kaç katlı, ne işler yapılacak, ütü var mı vs... (Bu arada özellikle belirteyim ödenecek tutar da piyasa rayicidir, asla altı değil, çalışan bir kadın olarak emeğe saygılıyım)
Çocuk bakımı için bakıcı ararsınız, yine sorgu, ev kaç katlı, başka iş yapılacak mı, çocuk bakan Türk bakıcı asla başka bir iş yapmaz, bütün gün gerekirse evde yatar, tv seyreder , çocuğa da bakar işte.
Ben hep bu yüzden yabancı bakıcılarla çalıştım. Çünkü her ne hikmetse ülkemizde bu kadar aç yoksul insan varken Türkî Cumhuriyetlerden Türkiye’ye çalışmak için (çoğu maalesef kaçak) gelen binlerce kadın hemen iş bulabiliyorlar.
Çünkü çalışma etikleri var, gerçekten çalışmak için geliyorlar ve kültür düzeyleri de oldukça yüksek, bu da başka bir konu.
Evde temizlik için birçok çocuğu olan ve çalışmaya çok ihtiyacı olan genç bir Türk hanımı gündelikçi olarak almıştım.
Zaten başında durup çalıştırmak gibi bir durumum da yok, işe giderken yapılacak işleri söyleyip evi teslim ediyordum.
Hanımefendiye iki üç defadan sonra iş zor gelmeye başladı ki önce yarım yamalak yapmaya başladı, saat iki- üç gibi (ütü parasını da peşin verdiğim halde) ütüleri yarım bırakıp çekip gidiyordu.
Şimdi ise Özbek bir bayan temizliğe geliyor, asker gibi, ne bir kez geç kaldı, ne de erken ayrıldı, işleri yetiştiremeyince arayıp; “Ben bu kez yetiştiremedim, şunlar kaldı, çıkıyorum’’ deyip çıkıyor ama yaptığı işi o kadar düzgün yapıyor ki diyecek laf yok.
Şimdi ise kızım ilkokula başlayacak ve öğleden sonra eve gelip işleri yapacak, kızımı karşılayacak, yemek, ütü vs yapacak eli yüzü düzgün, güvenilir birini arıyorum, aynı paraya tam gün çalışacak yatılı yabancı bakıcı da alabilirim ama evde artık bir kişi daha olsun istemiyorum.
Her yere haber salındı ama zaten çalışmak isteyen çok az sayıda insan kapışılmış durumda; kalan görüştüklerim de piyasanın kısıtlı olduğunun farkında olmalılar ki en az işle en çok parayı nasıl kazanırım mantalitesindeler.
Bu tavır beni deli ediyor. Bunu size bana yardımcı bulmanız için yazmıyorum. Lütfen bu konuyu dile getirin.
Ben yüksek lisanslı, yabancı dil bilen bir çalışan olarak çalıştığım ofiste kendi iş tanımımın dışındaki işleri zaman zaman hiç şikâyet etmeksizin şevkle yapıyorum.
İnsanlarımızdaki bu çalışma isteksizliği nereden geliyor, çalışmadan, oturduğu yerden parasızlıktan şikâyet etmek kolaycılık değil mi?
Çok selam ve sevgiler.
S.
(**adımı yazmazsanız sevinirim)
CEVAP: Doğru söze ne denir? Biliyorsunuz benim yardımcım da yabancı ama ailemden biri gibi oldu artık. O gittiğinde yerine yeni birini bulabilmek çok zor olacak benim için de.
……………..
HUKUK KÖŞESİ
Yetiş Ayşe’nin bu haftaki hukuk köşesini Av. Merve Gürcan yanıtladı. Katkıları için kendisine teşekkür ederim.
Merhaba Ayşe Hanım,
Geçen hafta Yetiş Ayşe’deki hukuki soruları görünce ben de uzman avukata sizin vasıtanızla danışmak istedim. Lütfen bana da yardım edin.
Ben eşimden 5 aydır ayrıyım üstelik 9 aylık da bir kızım var. 5 aydır ne beni ne de oğlunu aradı.
Boşanmak için dava açtım diyor, henüz bana mahkemeden yazı gelmedi.   5 aydır ne bana ne kızıma maddi manevi hiçbir destekte bulunmadı ve bir kez olsun konuşmaya bile tenezzül etmedi.
 Benim soru; benim böyle bir durumda ne gibi haklarım var?
Eşim özel bir şirkette çalışıyor, maaşı 2,5 milyara yakın.
Ben boşanma davası açmadan nafaka davası açabilir miyim? Açarsam ben ve kızıma ne kadar ödenir?
 CEVAP: Boşanmak istemiyorsanız sadece nafaka talebi ile dava açabilirsiniz.
Ne kadar erken açarsanız o kadar iyi çünkü dava sonunda davanın açıldığı tarihten itibaren nafaka ödenmesine karar verilecektir. Miktarı tarafların ekonomik durumlarına göre hâkim takdir edecektir.
 ……………….
SÖZLEŞME SÜRESİ BİTMEDEN TAHLİYE
Merhaba,
2.5 yıldır oturmakta olduğumuz daireyi tayinim çıktığı için tahliye etmek istiyoruz. Ancak kiranın bitimine daha 4 ay var.
Evsahibi anahtarı teslim almak istemiyor. O 4 ayın kirasını da bizden istiyor ne yapabiliriz?
CEVAP: Anahtarı teslim almak istemiyorsa evin bulunduğu yerdeki mahkemeye başvurarak anahtarın teslimi için tevdi mahali tayini isteyebilirsiniz.
Yanı sıra sözleşme sonuna kadar kiralayamadığı süre için sizden kira talep edebilir. Ancak bu süre bilirkişice tespit edilir. Örneğin nasılsa sizden tahsil edeceğini düşünüp kiralamak için çaba göstermediyse bundan siz sorumlu olmazsınız.
Yine de ev sahibi ile anlaşıp yazılı protokol ile sözleşmeyi sona erdirmeniz en doğrusu olacaktır.
………….
ANLAÅžMALI BOÅžANMA
Merhabalar,
Yardımınıza ihtiyacım var.
Eşim ile anlaşmalı olarak boşanmaya karar verdik.
Anlaşmalı boşanma dilekçesini ve protokolü imzaladık.
Öğrenmek istediğimiz şu:
- Davayı açarken her iki tarafın da adliyeye gitmesi gerekiyor mu?
- Anlaşmalı boşanmaların adliyenin müsait olması durumunda aynı gün sonlandırılabileceğini duyduk, bunun için her iki tarafın da dinlenmesi gerekiyor mu yoksa dilekçe, protokol ve vekâletname yeterli mi? Eşim şu anda yurtdışında, bu yüzden çok kısa sürede ülkeye dönebilme ihtimali yok.
Şimdiden teşekkürler.
CEVAP: Davayı açmak için taraflardan birinin veya birinin vekilinin (avukatının) mahkemeye başvurması yeterlidir.
Ancak anlaşmalı boşanma durumunda ilk duruşma günü her iki tarafın da bizzat hazır bulunup beyanlarını hâkime tekrarlamaları zorunludur.
Bu takdirde tek duruşmada boşanmak mümkündür.
Burada 1 yıldan uzun suredir evli olmaları zorunludur.
Eğer taraflardan biri duruşma için Türkiye’ye gelemeyecekse Türkiye’de bir avukata vekâlet vermesi ve çekişmeli boşanma davası açılması daha uygun olacaktır.
………………
FRANSIZCA ÖĞRETMENLİĞİ ATAMA MAĞDURİYETİ
Gelişen dünyada yabancı dil eğitiminin önemi her geçen gün artmaktadır.
Nitekim dilde donanımlı, nitelikli bireyler yetişmesinde, farklı kültürlerin tanınması ve etkileşim içinde olmasında yabancı dil öğreniminin çok önemli rolü vardır.
Bizler bu anlayışla yola çıkarak Fransızca bölümünü tercih ettik. Bildiğimiz üzere birçok Avrupa ve gelişmiş ülkelerde Fransız Dili eğitimde yerini alırken, bizim ülkemizde İngilizce sadece tek dil olarak verilmeye devam etmekte; diğer dil mezunları mağdur olmaktadır.
Milli Eğitim Bakanlığı tarafından alanımızda kadro verilmediği için öğretmenlik mesleğini icra edememekteyiz. Bizler bu bölüm mezunları, öğretmen olmak, bu dili okutmak adına mücadele vermeye çalışıyoruz.
Bizler de Milli Eğitim Bakanlığı bünyesinde olup, mesleğimizi icra etmek istiyoruz. Binlerce mezunumuz, her atama döneminde yeni umutlarla, maddi manevi sıkıntıya girerek her yıl KPSS sınavına hazırlanmakta ancak bölümlerimizden alım olmadığı için aldığımız yüksek puanlar heba olmaktadır.
En önemlisi de bu durumun yarattığı hayal kırıklığıdır. Sizden arzumuz, desteklerinizi bizlerden esirgememenizdir, bu konuda duyarlı olacağınızı umut ederek saygılarımı iletiyorum...
Teşekkürler
Dilek
CEVAP: Dilek’çim senin mailini bu konuda gelen pek çok maile örnek olarak seçtim. Ä°nÅŸallah sesiniz duyulur siz de beklediÄŸiniz iÅŸlere kavuÅŸursunuz bir an önce.Â
PaylaÅŸ