Paylaş
Şimdi sözü sizlere bırakıyorum.
ŞÖHRET OLMAK İSTEYEN KİŞİLERİ ELEŞTİREN YAZINIZA İSTİNADEN
Sayın Aral,
Ben Cumhuriyet gazetesi ve Fırt / Gırgır ile büyümüş 1970 doğumlu "başkalaşım" sonrası nezaketsizlik, terbiyesizlik, cahillik, edepsizlik tacizine her gün onlarca defa maruz kalan, ülke ve insanına, yöneten ve "güdülen" lere tek başına gücü yetmediğinden, sinir hastalıklarına kalan, "artık" ülkesini sevmeyen bir adamım.
Yazınızda bahsettiğiniz, adlarını yazmaktan bile utandığım, ne oldukları, nereden geldikleri belli olmayan, şöhret için af edersiniz poposunu bile gösteren, arabaların üzerine çıkan, sahte oyuncu kılıklı türkücüler vs. tiplerle ile ilgili yazınıza haddim olmayarak minik bir ek yapmak isterim:
Yazınızda da bahsettiğiniz eski televoleci, yeni yapımcı, gömleğini pantolonun üzerine bırakan "o" kişi değil midir asıl tahammül edilemeyen/ edilmemesi gereken?
Bence "o"dur.
Okan Bayülgen kendi programında laf arasında demişti ki: "Lümpen, tv'ye program yapıyor, lümpen de izliyor." Bence daha ötesi yok.
Zaman ayırıp okuduğunuz için teşekkür ederim. (Aslında o kadar konu varken bunlar mı yazılıp konuşulmalı diye bir şey geliyor insanın aklına ama düşününce asıl bunlar diyorsunuz. Utanıyorum)
Saygılarımla,
Süha
…………..
Şöhret!?
Ayşe Hanım merhaba,
Şu şöhret düşkünlüğü hakkında yazdığınız yazıya fazlalıklarıyla birlikte katılıyorum.
Ya inanılmaz bir şekilde ben de rahatsız oluyorum paylaştığınız o 4 isimden, hatta daha fazlasından da.
Ne zaman biri çıkıp paylaşacak diye de bekliyordum. Teşekkür ederim size. Çok tv izleyen biri değilim, gazete okurum; genelde de gündem için ama her yerde bu aptalların sansasyonları… Bir şey varmış gibi gösteriyorlar.
Dediğiniz gibi onları daha fazla gaza getiriyorlar. Kaliteli programların bunlara prim vermemesi gerekir. Diyeceğim ama bizim bazı aptal insanlarımız da bunları izleyerek reyting yaptırıyorlar programlara, onlar ne yapsın?
Valla iş halkta bitiyor. Ben nerde bu ve buna benzer şöhret(!)leri görsem kanal değiştiriyorum. Herkesin de bunu yapması gerektiğini düşünüyorum. Çünkü ancak o zaman o programların reytingi düşecek ve onlar da “hmm halk artık ilgilenmiyor bunlarla” deyip o şöhretleri (!) bir daha konu etmeyecekler.
Tıpkı bir ara Hilal Cebeci’nin kapandığında verdiği pozlar gibi. Tıpkı Nihat Doğan’ın Seda Sayanla birlikte olması gibi. Tıpkı o kendini bir şey zanneden prodüktör mü, doktor mu, ne olduğu belli olmayan adamın bir şarkıcıya canlı yayında “seviyorum, aşığım” deyip sonra tıpış tıpış tükürdüğünü yalayarak karısına dönmesi gibi…vs.vs.vs.
Onlar da çok konuşulmuş, manşet olmuştu, sonra herkes “bana ne” dedi. Ya hepsinin amacı konuşulmak, albüm satmak. Program yapıyorsa onu izletmek için belki de hiç olmayan şeyleri varmış gibi, bir de abartarak gündeme getirmek. Yeter ki cepleri dolsun. Namus, haya, kişilik vs. bunlar önemli değil onlar için.
Bir kaçından başka kimse gerçekten işini yapmakla uğraşmıyor. Bunları kimisi meraktan, kimisi cinsellikten, kimisi bilmem neden, nedenlerden dolayı izleyerek, bu ve bu gibi insanlara daha fazlasını sunan halkımız.
Dediğim gibi her şey halkta bitiyor. O bir resim yüklüyor, arkasından binlerce kez tıklayan bizim insanlarımız. Ne demek ya böyle pozlar paylaşmak, altına cinsellik içerikli yazılar yazmak? Bu resmen …
Düşündükçe deli oluyorum Ayşe Hanım. Kadınlığıma hakaret gibi. Böyle kendini bilmezler yüzünden, Allah’tan, hayadan, namustan uzak insanlar yüzünden çok masum insanların canı yanıyor.
Siz de naçizane tavsiye vermişsiniz ama boşuna yormayın kendinizi Ayşe Hanım. Bu insanlar sizin dediklerinizi kavrayabilecek-anlayabilecek kapasitede olsaydı zaten bugün bunları yazıyor, okuyor, görüyor, konuşuyor olmazdık. Ayrıca asıl tavsiyeyi bizim o aptal kesimi halkımıza vermek lazım.
Hem bu insanlara aptal diyorlar, hem de izlemekten geri kalmıyorlar. Hele o Taner safsatası… Ayyy o insansa biz neyiz diyor insan.
Sahi Acun Bey nasıl sardı onu bu insanlığın başına? Kısacası çocukluğumuzdan beri de duyarız ya şöhret balon gibi diye... Aynı bir çocuğun elindeki balon gibiler. Çocuk oynamak istediğinde şişiriyorlar, sonra bıkıp oynamak istemediğinde ya söndürüyorlar ya da patlatıyorlar. İş yine çocukların ellerine kalıyor. Ne diyeyim; Allah sonumuzu hayretsin.
Bu arada küçük bir not: siz nasıl oldunuz? Dilerim bir daha bunun gibi ciddi bir sağlık sorunu yaşamazsınız.
Saygılarımla
Esra
ÖNLENEMEZ ŞÖHRET DÜŞKÜNLÜĞÜ HAKKINDA
''Şöhret düşkünlüğü ''ile ilgili yazınıza ithafen; aynı şeyleri düşünmüşüz . Okurken ah şükürler olsun dedim, sanki yazıyı içimi okuyan biri yazmıştı.
Tamamen içimden söylediğim tüm duygulardı. Az önce unutulmaya yüz tutmuş doktor ağzını açarsa sizin koridorlarda dolaşamayacağınızı twit atmış.
Allah rızası için yazar mısınız? Bu ülkede ona kalırsa kimse dik yürüyemeyecek, herkes için “açıklarını yazarsam ülkeyi terk ederler” yazıyor. Kendi aleni açıkları ne olacak? Kendi kapısının önünü süpürmüş mü?
Ben yazarsam polemik için saldırdı diyecek ve kendimi kötü bir çamurun içine atmış olacağım ama sizden rica ediyorum 93 -Türkiye Güzellik Yarışması Queen Of the World'a gelip Türkiye güzeli seçilen tüm kızların peşinde dolaştığını, kaset yapayım diye ofisine zorla çağırdığını lütfen yazar mısınız?
Bu adamdan midem bulanıyor.
Sevgi ve Saygılarımla;
Arzu
…………..
ALLAH’A HAVALE EDİYORUM
Ayşecim ben bunları Allah'a havale ediyorum ve bir gün toprak kabul etmeyecek diye düşünüyorum.
Ne yazık ki toplum olarak da bunlara çanak tutuyoruz en basiti onların olduğu programları izleyerek.
Eşimle ben çok güzel bir yöntem bulduk, film satın alıp izliyoruz ve tv başında kaliteli zaman geçirdiğimizi düşünüyoruz ve bu şekilde ne pampişi ne Nihat’ı ne bunu ne de şunu izlemek zorunda kalmıyoruz.
Kızımı da böyle yetiştirmek için çabalıyoruz ona da filmler alıyoruz, seçiyoruz, kitapçıya götürüyoruz. Bence süper çözüm.
Acil şifa diliyorum sana ve kocaman sevgiyle öpüyorum
Melike
……….
Ayşe Hanım,
O kadar güzel yazmışsınız ki, çok faydalı -yapıcı eleştiri olmuş. Hem ilgili kişilere ve hem de topluma.
Fakat en çok eleştiriyi toplumumuz hak ediyor. Adeta ot gibiyiz (ben de dahilim), adeta üzerimize ölü toprağı serpilmiş, ne bileyim belki bu sözler de eksik kalıyor anlatmaya.
Biz bu toplum olarak, pampişleri, Tanerleri, hırsızları-uğursuzları, yangını-felaketleri, ölümü-acıyı ve dahi böylesi terörü, hatta belki büyük depremleri…
Beni yanlış anlamayın sakın, bizim bu saydıklarımıza ve nice sayabileceklerimize karşı hangi duyarlılığımız, hangi dikkatimiz kaldı?
Varsa da çok azımızda var. Bu sorumsuzluk ve vurdumduymazlıklarından, bu bana neciliklerinden dolayı eskiden çok gurur duyduğum bu milletimden, fazla gurur duyamıyorum. Hatta çoğu kez utanıyorum.
Bu hususlarda, korkarım çoğu milletlerden çok geriye düştük ve hala düşüyoruz. Kusura bakma, konu neydi ve nereye getirdim ben. Yine de, sizin gibi duyarlı yazarlara ve sanatçılara, daha doğrusu konusundaki tüm gerçek aydınlara çok ihtiyacımız var.
Yorumları, düşünceleri ve tavsiyeleri yine de topluma ışık oluyor. Umarım bu ışıklar beyinlerdeki karanlıklar dahil tüm karanlıkların aydınlanmasına yeter.
Sevgilerle.
Ramazan
……………
Sevgili Ayşe merhaba,
Hilal, Nihat ve Taner… az bile yazmışsın bunları.
Ne yazık ki, talep - arz meselesi, onlar gibi milyonlarca var Türkiye’de o nedenle bu tipler hep olacak.
Sevgiler
Özer
………..
EROL KÖSE’Yİ UNFOLLOWLADIM, SAYFAM TEMİZLENDİ
Merhaba Ayşe’m,
Uzun zamandır yazmamıştım sana, en son ben askerdeyken yazdım bir de döndüm diye ama okumayı kesmedim tabi ki takipçinim.
Geçmiş olsun dileklerimi de iletiyorum yeniden, Allah yaşatmasın bir daha.
Erol Köse, sanki herkes kimin ne olduğunu bilmiyor da konuşuyor boş boş. Ama ben buna prim veren ünlülere de kızıyorum. Sağol Erolcum vs gibi laflar, af edersin ama kendi şeyleri ortaya dökülmesin diye yalakalık yapıyorlar.
Geçen yılı düşünüyorum da twitter çok güzeldi. Samimiyet vardı. Hatta diyordum keşke ben de bir gün o sohbetlere katılabilsem. Hala diyorum. Gerçi bunu çok diyen vardır ama belki bir kıyak bana geçersin bir gün.
Gülşen Hadise’ye şarkı verdi diye demediğini bırakmadı kıza. Ben kullandım attım, üstünden sumocu geçti yazmış. Ne kadar çirkin. Onu geçiyorum insanlar bunun üstüne yorum yapıyorlar.
Adamı unfollow ettim ve sayfam temizlendi. Çok daha mutluyum.
Bence bizim milletin sorunu kökten geliyor. İnsanlar o kadar mutsuz ki bu tür şeylerle kendilerini tatmin ediyorlar bence. Eğitim şart Ayşe.
Seni seviyorum sağlıcakla kal.
Haldun
……………..
ŞÖHRET TARTIŞMASI
Haydi, açalım tartışmayı.
Valla çok haklısınız. E gayet normal değil mi sizce? Bizim ülkemiz böyle panpiş saçmalıklarına prim verecek bir ülke.
Etrafınızdaki bayanlara bakın, neden evlensin ki bir kız yaşça büyük çirkin bir adamla, aşk mı? Hayır meşk.
Hatta aldatmalarına da bir şey demez, çünkü günlük harçlığı, bakımı, çantası, şusu busu yerine konuyordur da ondan.
Bu da şöhretin başka bir cinsi. E twitter’da da o kadar insan bu panpişe prim verirse, bakarsa, tıklarsa o da hem keyif alır, hem de devam eder.
Yapacak bir şey yok. İnsanoğlu bu, beğenilmek, bakılmak hoşuna gider, özellikle böyle kıyıda köşede kalmış, unutulmaya yer tutmuş eskiler için.
Tam anlamıyla rezalet. Böyle anormallikleri insanlar neden yaparlar, neden bu hava cıva?
Aslında isim vermek pek doğru olur mu bilemiyorum ama bu twitter’da tuvalete gittiğine kadar söyleyen tanınmışlar var, bütün özel hayat, ne renk çamaşır giydiğine dair her şey kabak gibi ortada.
En kolay meşhur olunan ülke neresi deseler, Türkiye denir. Gerçekten çok basit, istesem ben de yarın meşhur olabilirim yani bu ülkede ne olacak.
Tuhaf, anormal bir harekette bulunan, ertesi gün ya magazinde ya gazete, tvde.
Şöyle bir gece kulübünde birine sataşsam ya da kulağımı yapıştırsam meşhur olurum herhalde.
"A" diyen şarkıcı, "C" diyen manken. Dizilere bakın gayet basit, Türkçesi bozuk, konuşmaktan aciz insanlar. Her şey çok değişti artık, bu kadar teknolojinin geliştiği bir devirde, artık insanlar telefon, şu, bu her işini oradan görür oldu.
Hatta kocalarını da oradan seçer oldular. Gitgide tembelleşiyoruz. Yakında ayağa takılan tekerlekli şeyler de çıkar, yürüme işi de ortadan kalkar.
Her şeyin doğalı yerini basitliğe, bayalığa bıraktı. Bilemiyorum ki bu ülkenin sonu ne olacak, nereye varacak, insan çocuk doğurmaya korkar oluyor böyle şeylerle karşılaşınca.
Zeyno
………….
Erol Köse, Hilal Cebeci, Nihat Doğan hakkında doğru / yanlış bir sürü şey yazmışsınız, popülist kültürden bahsederek.
Yazıyı okudum ama en sondaki Amy Winehouse için ayrılan köşeyi, kaç şehidimiz için açıp 2 satır yazı yazdınız? Hıncal Uluç "su testisi su yolunda" dedi diye adamı linç ettik (ben de dahil) ancak, bu su testisinin üzerinde son kullanma tarihi bile yazılıydı nerdeyse.
Boş verelim bunları, gündemi unutturup, bizi uyutmak için açılan konular bunlar. 20 yaşında eline tüfek verdiğimiz, ölüme gönderdiğimiz askerlerimiz varken, köşenizi bu tarz boş, deli saçması oyunlar, oyuncular, hikayelerle doldurmayın.
Siz topluma örnek olun. Dun facebook, msn vardı, bugün twitter, yarının da adı belli oldu iste, google +. Bunlar masa örtüsü, bize masa lazım.
Bilgilerinize.
Kolay gelsin. İyi çalışmalar dilerim.
Fuat
Paylaş