Paylaş
Çünkü herkes kendi bakış açısını anlatsın istiyorum.
Benim köşem, sizin de köşeniz diyorum.
Arada yürü Ayşe, aşkı yakaladıysan diyenler de var, bana kötü kadın diyenler de.
Elemesiz her görüşü yerim elverdiğince yayınlıyorum.
Buyurun aşağıdan okuyun.
Not: Haftaya yeni bir yazı dizisine başlıyorum hem kısmetse hem de yerse.
Durun bakalım, o cesareti kendimde bulacak mıyım?
………..
Ayşecim, tekrar merhaba.
Başından seni üzen yanlış bir şeyler geçmiş, üzüldüm. Seni çooooooooook iyi anlıyorum, yakın zamanda buna benzer bir şey başıma geldi, ne elini tuttum, ne başka bir şey, çok romantik masum.
Bir şeylere izin veremezdim çünkü her ikimiz de özgür değiliz ama keşke olsaydık. Hiç kimse aldatılmayı hak etmiyor, fena halde ihmal olsa da.
Sonrasını düşündüm ne yaparım, ömür boyu bunu nasıl taşırım diye. Bu masum halleri yaşadım diye, günlerce kendimi suçladım, erkek daha rahat olabilir ama yine de bize bağlı her şey.
Kaldıramayacağımı bildiğim için, içim giderek gelişmesine izin vermedim. Eşime gizli gizli kızdım. Günlerce pimi çekilmiş bomba gibi dolaştım. Kolay şeyler değil ama hala kendime gelemiyorum, ne yapacağız bilmiyorum.
Düzgün bir insan, düzgün bir mesleği var, ona da zarar gelecek diye çok üzüldüm. Benimle havadan, sudan sohbet için bile az çekmedi. Ben, onu nasıl düşündüysem o da aynı şekilde düşündü.
…………..
Merhaba Ayşe Abla,
Benim sana bu konuda bir şey demek haddime değil aslında ancak tutamadım kendimi. Özellikle de yazılanları okuduktan sonra.
İlk olarak ben de herkes gibi kendinden nefret etmemen gerektiğini düşünüyorum şimdilik. Şimdilik diyorum çünkü bunun sonrasında vereceğin kararlarla hata yapmış duruma geleceksin.
Her insanın başından ciddi ya gayrı ciddi bu tarz olaylar geçiyor. Ben de evli bir adama aşık oldum. Hatta onun da bana karşı ilgisi olduğu açıktı. Ancak ne zamanki evli olduğunu öğrendim kendimi tamamen çektim. Evet, çok zor oldu bazen durumu görmezden gelmek istedim ama zor da olsa yapmadım.
Sen ki evliliğini ihanet yüzünden bitirmiş bir kadınsın. Şimdi bir ilişkide diğer kadın olmak benim görüşüm olarak sana hiç yakışmaz.
Duygularına engel olamadığının hatta bazen engel olmak istemediğinin de farklındayım. Çünkü şu an senin karşına tam hayallerindeki insan da çıksa elinin tersi ile itip yine bu adam ile beraber olmak isteyeceksin. Çünkü sorunlar var arada çünkü yapmak istemediğin sana ters gelen durumlar var.
Geçenlerde internette bir yazı okudum. Kadınların neden hep ilişkilerinde sorunlu insanlar seçtikleri ile ilgili. Yazıyı bulabilirsem linkini sana gönderirim. Sorun kadınlara cazip geliyor, hareket geliyor hayatlarına ama sonunda gerçekten hak ederek kendisinden nefret etmesi durumu var.
Bu her insan için nefretle sonuçlanamayabiliyor. Bazıları kişiliklerindeki eksikliklerden dolayı kendisinden nefret etmiyor kimisinin de nefret etmesini gerektirecek durumlar ortadan kalkıyor. Ama sen ki (tabi benim seninle ilgili olarak hissettiklerimden yola çıkarak söylüyorum bunları) eğer bu şekilde bu şartlarla ilişki yaşamaya başlarsan ileride o ilk heyecanı kaybettiğin zaman artık kalbin değil de mantığın devreye girdiğinde kendinden çok nefret edersin. Sadece adamın bir tercih yapması gerekiyor senin yolunu belirleyebilmen için.
Ablacım yazdıklarım eğer kırdıysa seni çok özür dilerim. Tabi bu sadece benim düşüncelerim.
Gül
………
Kendimden nefret etmiyorum
Merhaba,
Ben boşanmış ama karısıyla hala aynı evde yaşayan birine âşık oldum -sandım -
Gizli saklı, anlatılmayacak bir şeydi.
Gece yarısı ayazda çocuk parkında buluşmalar, pazar günleri ıssız yerlerde piknik yapmalar… Ne ararsan vardı; heyecan, aşk…
Aynı işyerinde çalıştığımızı da söyleyeyim.
Oğlu vardı 2 yaşında ama hala karısıyla aynı evde yemin billah ediyor aramızda bir şey yok diye ama içimden bir ses hep hatırlatıyor bana eski karısını.
Sonu ne mi oldu?
İş için İstanbul’a gidiyorum dedi ve ben içimdeki sesi dinledim. Bilinmeyen numaralardan eski karısının telefon numarasını aldım ve iş için x bey ile görüşecektik diye aradım. Aldığım cevap “Tabii hemen vereyim biz de tatildeydik eşimle ama neyse iş tabii sonuçta” oldu.
O zamandan beri ne yüzünü gördüm, ne sesini duydum, 6 yıl geçti, ben evlendim, harika bir eşim var, yaşadıklarımdan dolayı pişmanlığım da var çünkü sanırım ben öyle harikaymış gibi olmasını istedim, öyle sandım.
Çünkü eşime duyduğum aşkın yanında o zaman hissettiklerim hikayeymiş ve ne acıdır ki onun bana davranışları da moktanmış aslında aşık olan adam öyle davranmazmış…
Bu ara en can alıcı nokta: aslında boşanmamış. Bana yalan söylemiş!
Bence sonu yok…Özeti başkasıyla birlikteyken onu aldatan seninleyken de seni aldatır !
S.
…………..
KENDİNDEN NEFRET ETME LÜTFEN
Sevgili Ayşe,
Kendinden nefret etme lütfen ama kendine saygını kaybettirecek hatalar da yapmamaya çalış.
Duygularımızı kontrol edemeyiz ama davranışlarımıza biz yön veririz.
Genç kız değilsin, daha önce de âşık oldun ve biliyorsun ki her aşkın ateşi bir gün söner. Şanslıysan yerini güçlü ve güzel bir sevgi alır.
Bugün senin için onu aldatmakta sakınca görmeyen adam yarın başka bir heyecan için seni bırakır. Sen de kendi gözünde küçük düştüğünle kalırsın.
Düzgün bir adam ilk önce artık ona bir şey ifade etmeyen sevgilisinden ayrılır, onun da hayatını boşuna işgal etmez, sonra sana gelirdi.
Belli ki seninle işlerin yürüyeceğinden emin olmadan öbür hayatından vaz geçmek istemiyor. Temkinli ve bencil adamların aşkı da temkinli ve bencil olur.
Bence ya şimdi pişman olacaksın ya da sonra...
Sana karamsar gelecek gerçekçiliğim için özür dilerim. Aşkının peşinden git diyenler daha cazip gelecektir mutlaka ama hemcinsine hiç acımadan bu kazığı atan, seninle buluşup akşamına hiçbir şey olmamış gibi diğer kadının yatağına giren bu adama ve kendine saygı duyabilecek misin?
Umarım sevgine ve iyi kalbine layık başka birini bulursun.
Sevgilerimle,
Çiğdem
……..
Bugünkü yazına istinaden sormak isterim Ayşe, deli misin sen yahu?
Âşık olduğun için mi kendinden nefret ediyorsun?
Hayatım boyunca karşıma çıkan adamlar ya evlilerdi ya da sevgilileri vardı. Üstelik ben bunu kendilerinden öğrenmedim. Dünya mı küçük yoksa ben mi iyi bir insanım bilmiyorum, bir şekilde karşıma çıktı bu doğru. Hep uzak durdum.
Geçen nisan ayında ne oldu biliyor musun? Bir arkadaşım beni biriyle tanıştırdı. Birbirimizi ilk defa görmüş olmamıza rağmen daha önceden tanışıyormuşuz gibi hissettik.
O'na dokunurken kendime dokunuyormuş gibi hissettim. O da aynı şekilde hissetmiş. Tanıdık bir yüz, tanıdık bir el, tanıdık bir dokunuş. Yan yana geldiğimizde birbirimize dokunmadan edemiyoruz, aynı şeyleri düşünüp aynı şeyleri aynı anda birbirimize söylüyoruz. Birbirimizin bağımlısı olduk.
Karşımdaki adam inanılmaz egoist olmasına rağmen bana karşı hiç bu yönünü göstermedi, ben arada sırada gıcıklık yapmasam olmaz ama onun yanında süt dökmüş kedi gibi sakin oluyorum. Uykusuzluk sorunu çeken ben, onun koynunda mışıl mışıl uyuyorum. O İstanbul'da yaşıyor, ben Ege'de yaşıyorum.
Nisan ayından beri her ay onu görmeye gittim. Sadece haftasonu için. Şimdi o, önümüzdeki aydan itibaren her ay benim yanıma gelecek. Böyle bir bağımlılık, böyle garip bir şey işte.
Ne bileyim, daha bir sürü şey var böyle. Uzaktan birbiri için yaratılmış iki insan gibi duruyor olabiliriz ama değil. Sevgilisi var çünkü. Bunu biliyorum. Daha önce, olay yerinden hemencecik uzaklaşan ben şimdi uzaklaşamıyorum. Uzaklaşamayacağım da. Kimse kusura bakmasın. Çok sert bir yaklaşım, belki çok acımasız ama ben onun yanında çok mutluyum, huzurluyum. Benim evim gibi onun yanı. Kendimi, ondan uzak tutarak cezalandıramayacağım Ayşe...
Sen de yapma lütfen, belki biraz olsun için rahatlar. Tek değilsin, yalnız değilsin. Eminim bugün bir çok kadın sana mail atacak, başlarına gelenleri anlatacak..
Psikolog bir arkadaşıma danıştım, yine çok sert bir yaklaşım olarak gelebilir, bencilce gelebilir ama sevgilisinin olması senin sorunun değil demişti bana. Sevgilisi varken bir adamın sana "bırakayım gitsin." demesi de sevgilisinin sorunu. Eksik bir şeyler olmasa inan o balıkçı buluşmalarınızın devamı olmazdı.
Kısaca yaşa gitsin.
Ayrıca bir okuyucun olarak keyifli yazıların için teşekkür ederim. Ellerine sağlık.
S.
…………..
KENDİMDEN NEFRETİ NASIL KENDİM İÇİN MOTİVASYONA DÖNÜŞTÜRÜRÜM?
Bütün duygularımız çok normal.
Kendimizden nefret de öyle.
Ve aşk da öyle.
Aşk gibi yoğun bir duygunun içinde nefret gibi yoğun diğer bir duygu daha varsa yoga, sessizlik yemini v.b. ritüeller genellikle net çözüm olamaz, destekleyici kesinlikle olurlar.
İşe yarayan, durumu ve duyguları olduğu gibi kabul ve kendimiz için yararlı bir şeylere dönüştürmektir.
Mesela;
Aşkınızı olduğu gibi kabul edip akışında yaşarken,
kendinizden nefreti, aşık olduğunuz adamı ve içinde bulunduğunuz durumu, araştırmacı gazeteci tarzınızla irdelemek için motivasyon olarak kullanın.
Aşağıdaki sorularla başlayabilirsiniz:
1) aşkınız olan erkek 4,5 senedir gerçekten sadık bir erkek miydi?
2) sabit bir sevgili ve yanında geçici sevgililer yaşam stili mi?
3) belli süre (mesela 4-5 sene) süren ilişkiler silsilesi mi yaşam stili?
4) aşkınız olan erkeği tanıyanlar objektif olarak onu nasıl tanıyor ve anlatıyorlar?
5) aşkınız olan erkeğin sevgilisini tanıyanlar objektif olarak onu nasıl tanıyor ve anlatıyorlar?
Aşağıdaki iki soruyu da direkt kendinize sorabilirsiniz:
1) ben hayalini kurduğum heyecanlı aşkı bu adama giydirdim mi yoksa bu adamla bir aşk hikâyesi mi yaratıyoruz el ele?
2) terk edilen bir kadın, kızgın, kırgın bir terk edilmiş kadın, bana belki cephe alanlar, belki bir kaos, kısacası belki bir Ayşe Özyılmazel deneyimi kendi çapında, buna hazır mıyım, bunu istiyor muyum, buna değer mi?
Sevgimle…
Berna
……..
KENDİNDEN NEFRET ETME ONDAN ET
Sen aldatan bir adamın eski eşisin… Empati lütfen! Ayrıca sevgilisini seninle aldatan bir adam yarın öbür gün başkasıyla seni aldatır…
Yol ver gitsin
Sevgiler
Ayşe Y.
………..
MİNE HAKAN'I SEVİYOR
Ayşe Abla;
Sadece seni çok sevdiğimi söylemek ve herhangi bir yazına araya beni de sıkıştırmanı dilemek için yazıyorum.
Mine Hakan'ı seviyor der misiniz? Hakan T.’ yi seviyorum da! (utanmış surat )
Öpüyorum çok sevgiler, saygılar
Mine
Paylaş