Saldırgan ve kavgacı olduk

Ne hale geldik farkında mısınız? Milletçe delirmeye başladık. Delirmemiz için neden yadsınamayacak kadar çok, ona sözüm yok. Ama bu ruh haliyle şu kiralık dünyada yaşayacağımız limitli süreyi kazasız belasız zor geçireceğiz sanırım, korkum o...

Haberin Devamı

Sabah sokağa çıkıyoruz hepimizin yolu farklı yerlere; kimi işe, kimi okula, kimi oraya, kimi buraya... Ama ya suratlarımız? Hepimizinki birbirinden farksız. Bir bezginlik, bir sinir, bir mutsuzluk sarmış tüm bedenlerimizi... Gözgöze gelmekten bile çekiniyor insan. Hani olur ya istek dışı bir kaşın fazladan oynadı; karşındaki direk "Ne bakıyon len? Ne mana var bu bakışlarında? Ne söyleyceksen söyle, ağzını burnunu kırdırtma bana" dercesine bakıyor insana...

Hele trafik malumunuz... Araba kullandığı gün içinde ana avrat küfür yememiş biriniz varsa şanslısınız vallahi... Ha bu eskiden de böyleydi ama en azından üç beş küfür, iki klaksonla olay geçer giderdi. Şimdilerde çok farklı, herkes ayaklı katil. Herkesin torpidosunda kerpetenden tut ingiliz anahtarına, hatta jopuna kadar malzeme bulunmakta. Sıkıyorsa diklen birine... Milletin gözü dönük valla, sonra gidersin bok yoluna...

Haberin Devamı

Bir bankaya gidersin, alt tarafı binbir zorlukla sahip olduğun kendine ait üç beş kuruşundan çekeceksin. Aman Allahım sanki memurun kendi hesabındaki paraya talipsin; surat beş karış.

Mağazalarda da durum aynı... Haddine mi düşmüş bir gömleğin bir beden büyüğünü sormak... Sen sen ol, askıda ne varsa onunla yetin.

Amaç kimseyi moklamak değil. Neden bu kadar mutsuzuz? Neden bu kadar saldırgan ve doluyuz? Problem orada...

Mesela şu Twitter... En güzel örnekler orada... Bildiğiniz üzere bir sürü ünlü Twitter'da. Bunların büyük bir kısmı, hatta çoğu burnu Kaf Dağı'nda bir havada takılmıyorlar orada... Mümkün olduğunca selam da veriyorlar, sorulanlara cevap da... Ama ne yazık ki bir süre sonra kuş, kedi, köpek ya da palyaço resimli, tuhaf isimli, maalesef bazen de gerçek ismini kullanan bir sürü kişi başlıyor bu ünlülere hakarete, saldırıya... Ünü burnundaki ben bile üç beş kere nasiplendim bu halden. Hakaret dediysem, tam hakaret... Yani anasından babasından girenler, çoluğuna çocuğuna kadar ilerleyenler bile var. Neymiş? Politik fikirleri farklıymış. Ulen senin tependekilerle tüm fikirlerin denk mi? Sıkıyorsa meclise gidip orada çemkirsene...

Haberin Devamı

Elin şarkıcı kadınına; "Al o parçayı paket et. Sen zaten bilmemnenin bilmemnesi..." Daha neler neler yazanlar var. Kardeşim bu ne saldırganlık,? Bu ne kin? Sanki bunlardan biri senin yuvanı yıktı, kazandığın parayı zimmetine geçirdi, eşinden dostundan birine tacizde bulundu.

Öyle şeyler oluyor ki, mesela şu gibi... Diyelim ünlü şarkıcı Necazet ve ünsüz Twitterci kedi kuyruğu Twitter'da karşılaşırlar...

K. K.: Merhaba sayın Necazet hanım, ay ben sizin büyük hayranınızım. Saygılarımı kabul buyrun efenim.

Necazet: Selamlar, sevgiler kedi kuyruğu sağolasın...

Ve böylelikle samimiyet başlar...

Saldırgan ve kavgacı olduk

Ertesi gün;

K.K. : Hey Necazet selam. Sn single ini çok beğendim, ama üstündeki mor elbise sanki poponu biraz büyük göstermiş. Seni sevdiğimden söylüyorum, ha aman yanlıs anlama.

Haberin Devamı

Necazet: Sevgili K.K.  sanırım seviyeyi düşürmeye başladık. Dikkat ederseniz müteşekkir olacağım.

K.K. : Vay bana hiza çekmece ha? Hey sen bana nezaketi öğretecek son hatunsun. Açtırma ağzımı... Buralara nasıl geldiğini biliyoruz hepimiz.

Necazet: Bak seni adamdan saydım cevap yazdım. Ben sana haddini bildirmeyi bilirim. Hadi yallah blok, terbiyesiz.

Ve alırsın başına işi, çünkü kedi kuyruğu savaş ilan eder hemen.

K.K.: Hey arkadaşlar, şu merkep suratlı Necazet beni blokladı. Hahaha... Eee eski günlerini aklına getirdim tabi...

Der ve başlar eşini dostunu bu ünlüye karşı doldurmaya...

Böylelikle Necazet'in aldığı ve alacağı hakaret sayısı gün be gün artar.

Haberin Devamı

Bu sadece bir örnek. Daha beterleri, ağıza alınamayacak laflar yazanları, gazetecilere saldıranları, bir sürüsü var...

Diyorum ya saldırgan olduk diye. Verilen bir selamın, beraber içilen bir kahvenin hatırını çoktan unuttuk. Birilerinin mutsuzluğunu kendi mutluluğumuz haline getirmeye başladık. Elini verenin kolunu kapmadan rahat etmiyor içimiz. Her şeyi suistimal ediyoruz. Dedim ya saldırgan olduk hem de fena şekilde...

Toplu terapi lazım bize. Yok yok vazgeçtim katliam çıkar valla, gırtlak gırtlağa gireriz birbirimize... Desenize yine işimiz kaldı Allah'a...

Not: Şimdiden söyleyeyim, bu yazıyı okuduktan sonra bana Twitter üzerinden saldırıya geçmeyi düşünen varsa, bir kere daha düşünmelerini şiddetle tavsiye ederim. Hem orada çok dostum var, suyunuzu çıkarırlar, hem de adınızla sanınızla yazarım köşemden. Anladınız mı ha ha? (Saldırganca oldu biraz ama pardon... Ne yapayım, huyumuz böyle)

Haberin Devamı

Saldırgan ve kavgacı olduk

Yazarın Tüm Yazıları